17.02.2023 - 17:12 | Son Güncellenme:
Salavat nedir, nasıl getirili sorusu araştırma konusu olmaya devam ediyor. Özellikle kandil gecelerinde müslümanlar geceyi ibadet ile geçirmeye çalışır. Kılınan beş vakit namaza ek olarak nafile namazlar kılınır, Kuran-ı Kerim okunur ve tesbihat yapılır. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.s) manevi şahsiyatını selamlamak ve ona boyun eğmek anlamına gelen Salavat sıklıkla getirilecek. Peki Salavat nedir, nasıl getirilir?
Müslüman âlemi için mühim bir yere sahip olan salavat, herkesin dilinden düşürmemesi gereken, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'i (s.a.s) selamlamak ve ona saygıda bulunmak için kullanılan bir tabirdir. Günümüzde özellikle dini gecelerde daha sık söylenmektedir. Mübarek gecelerin feyzinden en verimli şekilde yararlanmak isteyenler Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'e (s.a.s) salavat getirir.
1 - Sallallahü aleyhi ve sellem veya aleyhissalatü vesselam
2 - Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala ali seyyidina Muhammed"
3 - "Sallallahü aleyhi ve sellem"
4 - "Essalâtü vesselâmü aleyke yâ Rasulallah"
5 - "Âllâhümme salli alâ Muhammed."
SALAVAT TÜRKÇE ANLAMI
Anlamı: "Allâh'ım, Efendimiz, büyüğümüz Muhammed'e, salat-u selam eyle." demektir.
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'e salâtüselâm getirmekle ilgili hadislerden birinin meâli şöyledir: "Kıyamet günü insanların bana en yakını bana en çok salavat okuyanıdır" (Tirmizî, "Vitir", 21; başka örnekler için bk. Wensinck, el-Muʿcem, "ṣlv" md.). Resûl-i Ekrem, kendisine nasıl salât okuyacaklarını soran bazı sahâbîlere namazlarda okunan "Salli ve Bârik duaları", "salât-ı tâmme" ya da içinde Hz. İbrâhim'in adı geçtiğinden "salât-ı İbrâhîmiyye" diye bilinen duayı okumalarını tavsiye etmiştir.
"Yanında anıldığım kişi bana tam bir salât ü selâm getirmezse o benden değildir, ben de ondan değilim. Allâh'ım! Benimle alâkasını devam ettirenle Sen de alâkanı devam ettir. Benimle alâkasını kesenle Sen de alâkanı kes." (Deylemî, el-Firdevs, III, 634)
"Cimri, yanında adım anıldığı hâlde bana salât ü selâm getirmeyen kimsedir." (Tirmizî, Deavât, 100)
"Kim bana salât ü selâm getirmeyi unutursa cennetin yolunu şaşırır." (İbni Mâce, İkâmet, 25)
"Cenâb-ı Hakk'a yarın rızâya ermiş olarak mülâki olmak arzusunda bulunanlar bana çokça salât göndersinler." (Ali el-Müttakî, I, 504/2229)
"Tahkîkan sizden bana en yakın olan kimse beni çokça salât ve selâmla yâd edenlerdir." (Tirmizî, Vitr, 21/484)
"İhtiyâcı bulunan bir şeyi te'minde zorluğa düşen bir kimse bana çokça salât ve selâm göndersin. Tahkîkan salât ve selâm gam ve kederleri izâle eyler, rızıkları bollaştırır ve müşkilleri halletmek için yegâne bir vesiledir." (Kenzü'l-İrfân, 5)
Salât ve selam kelimelerinden oluşan “salât-u selam” terkibi, Hz. Peygamber için okunan ve Allah’ın rahmet ve selamının onun üzerine olması dileğini ifade eden dualara denir. Salavât, salât kelimesinin çoğuludur. Kur’an’da, “Allah ve melekleri şüphesiz Peygambere salât ediyorlar. (O hâlde) ey iman etmiş olanlar, siz de ona salât edin ve tam bir teslimiyetle selam verin.” (Ahzab, 33/56) buyurulmaktadır.
Hz. Peygambere (s.a.s.) Allah Teala’nın salât etmesi, rahmet etmesi; meleklerin salât etmesi, şanının yüceltilmesini dilemeleri; müminlerin salât etmesi ise, dua etmeleri anlamını ifade eder.
Kur’an-ı Kerim’in, Hz. Peygambere (s.a.s.) salât-u selam getirmeyi emreden bu âyetine binaen, geçmiş dönemlerde tanzim edilmiş pek çok salâtu selam örnekleri vardır. Hz. Peygambere (s.a.s.) en kısa şekilde, “Allahümme salli alâ Muhammed” veya “Sallallahü aleyhi ve sellem” ya da “Allahümme salli alâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ve bârik ve sellim” diye salât-u selam getirilir.
Bu hususta birçok hadis de rivayet olunmuştur. Nitekim İbn Ebî Leyla şöyle demiştir: “Ka’b b. Ucra ile bir defasında karşılaştım, bana şöyle dedi: Sana Hz. Peygamberden işittiğim bir hediye vereyim mi? Hz. Peygamber bizim yanımıza geldi. Biz ona ‘Ya Resûlallah! Bizler sana nasıl selam okuyacağımızı öğrendik. Fakat sana nasıl salât okuyacağız?’ diye sorduk. Resûlullah (s.a.s.) bize şöyle buyurdu:
(Allah’ım! Muhammed’e ve Muhammed’in ailesine, İbrahim ve onun ailesi üzerine salât ettiğin gibi salât et! Şüphe yok ki, sen çokça hamdedilen ve şanı yüce olansın. Allah’ım! Muhammed’e ve Muhammed’in ailesine, İbrahim ve ailesine bereket ihsan ettiğin gibi bereket ihsan eyle! Şüphesiz ki, sen çokça hamdedilen ve şanı yüce olansın.) (Buhârî, Enbiya,10; Da’avat, 31, 32; Müslim, Salat, 65, 66, 69)
Salât-ü selam getirmek için belirli bir vakit ve sayı yoktur. Kişi dilediği zaman ve istediği miktarda salât-ü selam getirebilir. Salât-ü selam için besmele çekme zorunluluğu da yoktur.