02.11.2021 - 07:06 | Son Güncellenme:
Kanal D'nin fenomen dizisi 'Sadakatsiz'de Cansu Dere ve Melis Sezen ile birlikte başrolde oynayan Caner Cindoruk, Instyle Men Dergisi'ne konuştu. Hem kariyeri, hem de özel hayatıyla ilgili soruları cevaplayan ünlü oyuncu, canlandırdığı Volkan karakteriyle ilgili de çok konuşulacak açıklamalar yaptı. İşte Cindoruk'un röportajından öne çıkanlar...
Evet, Volkan'a izleyicilerden gelen tepkiler oldukça fazla. En son "Eve giriş çıkışlar için tutanak da tutturun isterseniz" gibi bir tepki aldım.
Ben sadakate çok önem veren biriyim. Volkan'a bencilliği bir kenara bırakmasını ve hayatına giren kadınların hayatlarını mahvetmemesini söylerdim.
Oyunumuzda da bir kadının hayatını karartmış ve onu kötü yönde etkilemiş bir adamı canlandırıyorum; kadın çok net, adamı ve buna benzer adamları çoktan kafasında ve kalbinde bitirmiş, kendi kimliğini bulmuş biri. Adamsa kadını hala kendi içinde bitirememiş ve hala kadına sahip olmak isteyen biri. Caner olarak kesinlikle bunu doğru bulmuyorum, kimse kimsenin sahibi değildir. Bir ilişkim bittiğinde de sadece kendimi sorgularım, eğrilerimi, doğrularımı tartarım. Ama tabii bir ilişki bitmişse bence bitmiştir.
Benim için sadakat bir ilişkinin temelini oluşturur. Açıkçası aldatıldım mı bilmiyorum, benim için de bir önemi yok, eğer bir ilişki bir şekilde bitmişse, ardında bırakılan hesaplaşmalara girmeyi yorucu ve anlamsız buluyorum. Kişi kendini tartmalı, kendi içinde tecrübe edindiği değerlere bakmalı.
Moda Sahnemizin yönetmeni Kemal Aydoğan "Bir oyuncunun, yeteneğine çok fazla güvenmemesi gerekir" der. Ben de bu düşünceye katılıyorum. Bence, bir oyuncu bu mesleği yaptığı sürece çalışmak, kendini geliştirmek zorundadır. Her hikaye ve her karakter yeni bir çalışma evresi gerektirir.
Düşünceleriniz için teşekkür ederim. Oynadığım ya da oynayacağım her karakter benim için yeni bir sayfa. Bu mesleği ölene kadar aynı tutkuyla yapmak istiyorum ve bunu aklımı ve bedenimi eğitmeyi sürdürdüğüm sürece başarabilirim. Mesleğime bitmeyen bir macera gibi bakıyorum.
İnce Memed, keşke 20 yıl önce çekilseydi de ben canlandırsaydım.
Ekranda güzel görünmektense, karakterimi doğru ve iyi oynayabilmek benim için daha önemli. Tabi ki sağlıklı ve güzel yaş almak, yaşlanmak istiyorum. Değişmeyi, dönüşmeyi seven biriyim. Bu yüzden de güzellik kavramının hayatımda etkin bir baskı oluşturduğunu söyleyemem.
En çok tatil harcamalarım ve kıyafetlerime para harcıyorum.
Daha önce izlediğim bir filmi, özellikle de Yeşilçam filmlerini izleyerek uyurum.
Daha çok ailem ve arkadaşlarımla görüşmeyi tercih ederim. Kendimi yorgun hissediyorsam evde vakit geçiririm. İzlemek, dinlemek, okumak, spor yapmak, yürümek boş bir günümde en çok yaptığım şeyler.
En son okuduğum kitap Milan Kundera'nın 'Bir Buluşma' adlı kitabı. En son izlediğim dizi 'Mr. Robot', en son izlediğim film ise Agnes Varda'nın 'Yersiz Yurtsuz' filmi.
Kedilerimin adları Hera ve Eros. Olimpos' ta tatil yaparken koymuştum isimlerini. Hera'yı Adana'da henüz 3 günlükken kötü bir durumda bulmuş arkadaşlarım, ben de sahiplendim. Hemen sonrasında setimizdeki kuaför arkadaşımızın kedisinin yavrularından olan Eros'u sahiplenmiştim. İkisini de çok seviyorum, hayvan sevgisi hayatı başka bir yönle, başka bir farkındalıkla görmenizi sağlıyor, sevgileri muhteşem, iyi ki varlar.
Doğayı ve hayvanları çok seviyorum. Kuşlara olan sevgim ise çocukluğumdan geliyor. Adana'da akşamları evlerin damlarında çok zaman geçirilirdi ve bu akşamlar çok renkli olurdu, bu rengin kaynaklarından biri de güvercinlerdir.
Rahatlığı sevdiğim için genellikle spor giyinmeyi tercih ediyorum.