05.10.2021 - 14:07 | Son Güncellenme:
Usta sanatçılar Bülent Ersoy ile Mustafa Keser 'Benzemez Kimse Bize' isimli programla sevenlerinin karşısına çıkmış, fakat program sadece 2 bölüm devam edebilmişti.
Sonrasında ehir zemberek açıklamalar yapan ve Diva'nın yerli yersiz birçok kapris yaptığını anlatan Keser, "Her şeyi açıklayacağım" dedi ve kamera karşısına geçti. Kendi YouTube hesabından paylaşım yapan Mustafa Keser, Ersoy hakkında çok konuşulacak açıklamalara imza attı.
"Ben Bülent Ersoy ile sahnede hiç çalışmadım ama tabi huyunu, suyunu, sahnede neler yapıyor oradan buradan müzisyenlerden suyarız hep... Yapılan yanlışlar, davranış bozuklukları... Teklif bana yapımcı Polat Yağcı kardeşim tarafından geldiğinde ben pek sıcak bakmadım. 'Polatcığım biz yapamayız' dedim. İnsani yapımız bir değil, ahlaki yapımız bir değil... 'Abi bu çok iyi olacak' dedi.
İçimde endişeler olmasına rağmen kabul ettim. Ben düşündüm ki, bu arkadaştan yaşça da büyüğüm, sanatça da büyüğüm... Bizim yanımızda yanlış bir hareket, ters bir hareket yapmaz; musiki açısından da sanat açısından da yapmaz diye düşündüm. Yanılmışım. Elimden geldiğince programı yürütmeye çalıştım, onun açıklarını kapatmaya çalıştım.
Ben 56 yıllık sanat hayatımda işime 56 saniye geç kalmadım. 14.00'te yapılacak çekim için 13.30'da oradaydım. Bekle ki zat-ı muhterem gelecek! Saat 16.00'da çıktı geldi.
Bu nedir? Saygı yok. Bir makyaja girdi, 4 saat. Akşam 20.00'de çıktı. Başlar başlamaz olumlu düşüncelerimin yanlış olduğunu fark ettim. apımcı Polat Yağcı dedi ki 'Abi sen yönet. Çünkü Bülent hanımın ayakları ağrıyor, sunumlarını sen yaparsın.' Tamam dedim sorun yok. O program esnasında ben atlıyorum, toparlamaya çalışıyorum, bunları kendiliğimden yapmıyorum. Bu yapımcının isteğiyle oluyordu. Zat-ı muhterem zannetti ki, ondan rol çalıyorum. Benim rol çalmaya ihtiyacım yok. Kuliste çektim kenara bunu ona da söyledim.
"Bizimle 100 kişi çalışıyor, 4'le çarpsan 400 kişinin ekmek yemesine vesile olmuşuz. Yerli yersiz kaprisler yapma dedim. Sen de şarkılarıı söyle, adam gibi işimizi yapalım gidelim. Ben senden yaşça büyüğüm, 30 yıllık da canlı yayın tecrübem var. Müsade et ben sunayım edeyim, su gibi aksın program..." dedim. "Tamam" dedi.
İlk programda o kadar toz kalkmadı ama ikinci programda karşısında sanki hizmetçisi var, marabası var gibi muamele etti bana. Ben onan 6-7 yaş büyük bir adamım. Bana oradan 'Keser' diye bağırıyor. Kimsin sen? Ben bu üsluptan rahatsız olduğum için bakmadım. Bir de 'Keser'i çağırdım bakmadı' diyor. Keser senin babanı uşağı mı?
İnsani ve ahlaki durumların neler olduğunu bu iki programda gördüm. Yönetmene bağırır, rejisöre bağırır, vokale bağırır. Uyamayan Bülent Hanım. Ses mes kalmamış. Rezalet bir okuyuş. Vokallere uyamıyor...
Gelelim 'Diva' meselesine. Divanın kelime anlamı, sanat dallarında üst düzey olarak bilgi, beceri ve donanıma sahip kadın sanatçıdır. Böyle süperstar gibi bir şey değil bu. Geçmişte Müzeyyen Senar, Safiye Ayla, İnci Çayırlı, Perihan Altındağ varken Diva'lık sana mı kaldı? Nesrin Sipahi, Gönül Akkor, Emel Sayın, Gönül Yazar... Bunlar varken sana mı kaldı? Seni Diva değil divan yaparlar! Zeki Müren gitmiş yerine o kalmış. Haydi oradan! Hiçbir şey bildiğin yok senin arkadaş.
Üçüncü programda baktım orada burada konuklar çağırılmış. Biz sanki orada sunucuyuz. Gelen konuğun biri 9 şarkı, biri 8 şarkı. Bana vermişler 3 şarkı, Bülent'e vermişler 5 şarkı. Onun üzerine sinirlendim. Bu aksaklıklarda ne kanal yönetiminin ne Polat'ın bir dahili yok.