Bitiyor mu, biter mi derken koronavirüs pandemisi hepten ortadan kalkmadı ama biz unuttuk. Çünkü dünyada 6 milyondan fazla insanın ölümüne sebep olan salgındaki akut kötü dönem geride kaldı. Çok düşük de olsa devam eden günlük vaka ve ölüm sayıları da artık pek önemsenmiyor. Tabii bunda virüsün etkisini azaltan yöndeki mutasyonlarının payı büyük. Bu anlamda en iyimser öngörüler, daha doğrusu beklentiler de virüsün böyle böyle yok olacağı şeklinde. Ancak tam tersi bir mutasyon olur, daha sert, ölümcül bir varyant gelişir, uzar bu iş olasılığı da var. Nitekim İngiltere’de uzmanlar koronavirüs vakalarında artış yaşandığını söylüyor. Omicron’dan türeyen yeni BA.4 ile BA.5 alt varyantlarının baskın olduğuna işaret ediyor ve bu varyantların antikorlara karşı daha dirençli olduğundan şüpheleniyor. Yani Kovid’in kaderi virüse bağlı, dolayısıyla koskoca bir soru işareti. Dahası, bir başka soru işareti de koronavirüsün uzun vadede yaratacağı risk, tehditlerle ilgili. Zira uzmanlara göre, enfeksiyonun kişide yaratmış olduğu tahribat vücudunda kalıyor. Özellikle de kalp kası, böbrek üstü bezleri ve erkek-kadın üreme organları açısından. Bu bağlamda Kovid’in uzun vadede kalp krizinden ölümlere, böbrek yetmezliğine ya da kısırlığa neden olacağına dönük görüşler, iddialar da malum. Mesela İngiltere’de yapılan bir araştırmada koronavirüse yakalananların bazıları hafif semptomlarla bu hastalığı atlatsa da aylar sonra bu kişilerin akciğerlerinde gizli bir hasar belirlendiğini ortaya koydu. Ülkemizde de Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, daha geçen hafta koronavirüsün akciğerlerde kalıcı hasara yol açtığını ve bu nedenle çok sayıda hasta takip ettiklerini belirterek, “Bunların bir kısmı oksijen tüpüne bağlı olarak yaşamak zorunda. Bazılarında ise sürekli oksijen kullanmasalar bile efor kısıtlaması söz konusu” dedi. Yani Kovid’in uzun etkisindeki işaretler de endişe verici boyutta. Niyesini Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan anlatıyor:
“Özellikle sinir sistemi ve kalp dolaşım sistemi üzerinde, bir de bağışıklık sistemi üzerinde uzun süreli etkileri var. Beyinde hatırlama zorluğu, çocuklarda sara hastalığına kadar giden kasılma nöbetleri olabiliyor. Ama en çok görülen akciğer fonksiyonlarının uzunca bir süre tam düzelmemesi ve kalp damar sisteminde kalp krizlerini, pıhtılaşmaları artırması, dolayısıyla felçlere yol açabiliyor. Bir de romatizmal hastalıklarda ciddi bir artış oldu ve bunlar maalesef hiç belirtisiz geçiren kişilerde de olabiliyor.”
Geçiren herkes risk altında denilebilir mi?
“Hayır, farklı oranlarda görülüyor. Bunlar ülkeden ülkeye de değişiyor. Ne kadar çok bakarsanız, o kadar çok buluyorsunuz. Çocuklarda dahi görülebiliyor. Ama yüzde yüz değil tabii. Her Kovid geçirende bu çıkar diye zaten tıpta böyle bir şey olmaz. Yaklaşık yüzde 10’unda bunlardan biri ortaya çıkıyor ve süresi de tam bilinmiyor. Çünkü hâlâ takip ediliyor bu insanlar. Ne kadar sürecek, ne kadar zamanda normale dönecek, dönecek mi, dönmeyecek mi? Bu konuda henüz veri yok.”
Kovid geçiren her 10 kişiden biri risk altında yani?
“Evet, bunlardan biri çıkabilir. Onun kim olduğunu bilemezsiniz, onun için Kovid geçirenler uzunca bir süre, durumuna göre önce ayda bir, sonra üç ayda bir kontrole gidecekler. Birçok ülkede Kovid Takip Merkezleri kuruldu, oraya gidiyorlar. Bizde önem verilmediği için yani açılsa bile merkez, vatandaş gitmiyor. Çünkü vatandaşa sürekli bu işin bittiği, tehlike kalmadığı mesajları veriliyor. Onlar da ciddiye alıp takip ettirmiyorlar kendilerini.”
Ya Kovid geçirdiğini bilmeyenler?
“Yapacak bir şey yok doğal olarak. O zaman bütün ülkeyi takibe almanız lazım. Fiziksel anlamda bu mümkün değil tabii.”
Kovid’in hâlâ mutasyonlarla yeni varyantlar ortaya çıkaran ve bilinmeyen tarafları çok olan bir virüs olduğuna dikkat çeken Prof. Ceyhan, devam ediyor:
“Ölüm sayılarındaki azalma tamamen varyantın özelliğiyle ilgili. Bilim insanlarının en büyük korkusu öyle bir varyant gelişir, belki eskisinden de daha kötü bir tabloya neden olabilir. Mutasyon tamamen doğada tesadüflerle olan bir şey. Yani şunu bilmiyorsunuz: Olabilir, olma ihtimali şu kadar, olmama ihtimali bu kadar diye bir hesap yapamıyorsunuz. Risk hâlâ devam ediyor. Bütün dünyada devam ediyor. Şu anda birçok ülkede zaten artış gösterdiği için bazı ülkeler bazı tedbirleri yeniden gündeme koydular. Örneğin Portekiz yeniden ülkeye girişlerde PCR testi istemeye başladı, aşılamalar hızlandı, arttı. ABD’de de hem çok yüksek oranda, 5 yaş üstü çocuklar dâhil aşılama devam ediyor, hâlâ kuyruklar var aşı merkezlerinde. Son olarak da 5 yaş altı için aşıyı onayladılar. Çünkü bütün toplumu bağışık hale getirmek istiyorlar.”
Kısacası, dememiz o ki bilinen son varyantların etkisinin azlığı nedeniyle salgını unutmaya dönük bir hava olsa da Kovid sinsi ve son derece belalı bir virüs. Risk hâlâ var ve Kovid’in uzun vadedeki etkisine dönük öngörüler de ürkütücü.
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024