Şükrü Andaç

Şükrü Andaç

sukru.andac@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Yıkılıp yapılmalı

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun bundan üç gün önce açıkladığı ve “Kültür Devrimi” olarak adlandırılan “Kültürel Kalkınma Eylem Planı” birçok alanda farklı açılımlar getirmeyi hedefliyor. Paketin flaş konusu ise yapımı adeta yılan hikayesine dönen İstanbul Taksim’deki Atatürk Kültür Merkezi (AKM) oldu.
Başbakan, AKM’nin inşaatı konusunda, “Oraya İstanbul’un ihtiyacı olan büyük bir sanat merkezi, yine istişare ederek, yapılmasını konuşmak durumundayız. İdeolojik görüş ayrılıklarına bakarak değerlendirmemek lazım. İstanbul’un güzel bir meydana ihtiyacı var. Ama Taksim ve civarında bunu görmek mümkün değil. Kent bilinciyle buna bakacağız. AKM hem statik problemler yaşanan hem de hukuki sorunlar yaşanan bir konu” dedi.
AKM’nin son dört yıllık geçmişine baktığımızda, 2012 yılında binanın güçlendirme, tamirat ve tadilat işleri için bir ihale yapıldığını hatırlıyoruz. O dönem 15 grubun katıldığı ihaleyi 69 milyon liralık en iyi teklifle Taca İnşaat ve Yeni Yapı konsorsiyumu aldı. Restorasyon için Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Sabancı Vakfı arasında sponsorluk protokolü imzalanırken, Sabancı grubu çalışmalara 30 milyon liralık katkıda bulundu. Kalan bölüm Bakanlık tarafından finanse edilecekti.
Ünlü mimar Hayati Tabanlıoğlu ((1927-1994) ile anılan sembol binanın, ilk yapıldığı şekliyle “aslına uygun” yenilenmesi şartlı projenin 540 gün içinde bitirilmesi planlanıyordu. Fakat AKM hala hayalet bina. O tarihten bu yana bırakın yenilenmeyi, çürümeye bırakılmış bir sembole dönüştü.

‘İşi başından anlatayım’
Davutoğlu’nun AKM’yle ilgili sözlerinin bir gün öncesinde, AKM müteahhitlerinden, Antalya’daki “Expo Kulesi” projesini de üstlenen Taca İnşaat’ın Yönetim Kurulu Başkanı Tayyar Akkurt’la sohbetimizde tam da bu konu gündeme gelmişti.
“AKM’deki yenileme neden gecikti?” diye soruyoruz.
“Gelin yaşananları ben size en başından itibaren anlatayım” diyor ve ekliyor:
“Üç yıl önce AKM binasının aslına uygun yapımı, güçlendirilmesi ve renovasyon (yenilenmesi) işini yaptığımız ortaklıkla biz aldık. Biz hangi projeyi alırsak alalım, danışman firmalarımıza, yurtdışına gönderiyoruz. Bakıyorlar, binanın statiğini ve altyapıyı inceliyorlar. Bir anlamda proje etütleri için üçüncü bir göz oluyorlar. Biz AKM ihalesini kazandıktan sonra projeyi aldık ve söküm işlerine başladık. Fakat ortaya güçlendirme yapılamayacak kadar çürük bir bina çıktı. Bir baktık kolonlar bitmiş, temelin altından su bile geçiyor. Kirişler, demirler çıkmış. Bazı yerlerde kolonlar bağlanmamış. Hatta binanın bazı noktalarında kolon bağlantıları dahi yok.”

Haberin Devamı

Yıkılıp yapılmalı

Haberin Devamı

‘10’a 10’luk çıta tarihi eser oldu’
“Biz bu bina yeniden güçlendirilemez dediğimiz noktadan bu yana üç yıl geçti” ifadelerini kullanan Tayyar Akkurt, “Bakanlıktan bize, ‘Bekleyin karar çıkacak’ dendi, biz de bekliyoruz. Biz ihaleyi aldığımız dönemde bize ‘tavandaki ahşapları muhafaza edin’ dediler. Yahu yenisini sıfırdan yapalım. Bir sanat eseri olsa tutarsınız, yenisinde de aynısını kullanırsınız. Tavanda ahşap denilen bizim normal 10’a 10’luk çıtalar. AKM tarihi eser olmayıp da tarihi eser mantığı güdülen bir bina” diye konuştu.

Haberin Devamı

Yıkılıp yapılmalı

Kültür Bakanı, ‘Durdurun’ dedi
Karşılaştıkları bu olumsuz tablo karşısında işi durduklarını hatırlatan ve hemen Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bir yazı yazdıklarını hatırlatan Tayyar Bey, şöyle devam ediyor:
“Biz dedik ki; planlanan bu güçlendirmeyle bu binayı aslına uygun yapmak mümkün değil. Ya yıkıp yeniden yapacağız, ya da başka bir metot bulunacak. Durum çok kötü çünkü. Dönemin Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’dı. ‘Ben bir gelip bakayım’ dedi. Geldi gösterdik. Bize ‘Durun’ diye talimat verdi. Bir durduk, bir daha da başlayamadık.”
Tayyar Bey, “Bakanlık şu anda ne diyor, sizin binayla ilgili şu andaki görüşünüz nedir?” diye sorduğumuzda, şunları ifade ediyor:
“Bakanlığın kararını biz de bekliyoruz. Bence Atatürk Kültür Merkezi’nin yıkılıp yeniden yapılması gerekiyor. Bunun başka bir yolu yok!”
Tayyar Bey’in kullandığı bu ifadeler, Başbakan Davutoğlu’nun açıklamasında kapalı kalan “statik problemler” ifadesini de açık bir dille ortaya koymuş oluyor.

Yıkılıp yapılmalı

‘Bir baktık kolonların içi boş...’
“AKM’de kolonların içi resmen boşalmış vaziyette” diyen Tayyar Akkurt, binayla ilgili üç yıl önce yaptırdıkları denetim sonuçlarını şöyle anlatıyor:
“Güçlendirmenin mantığı şu; 1950’lerde dökülen beton yetmiyorsa etrafına ikinci bir güçlendirici kolon döşersiniz. Eski kolonu yok sayarsınız. Bu zaten 1970’lerde yapılmış. Şimdi birinci yetmiyor, ikinci yetmiyor üçüncü... Kolonları bu kadar büyüttüğünüzde de ortada sahne falan kalmıyor. 40x40’lık bir kolon, yetmiyor 70x70’lik bir kolon o da yetmiyor, 90x90’lık bir kolon. Biz sonuna kadar sondaja girince içerdeki zayıflamaları bulduk. Bir baktık kolonların içi resmen boş. Rapor yazdık; ‘Bu binanın yapım şeklini değiştirmemiz lazım. Ya binayı askıya alıp sıfırdan yapalım. Ya bina yıkılsın yeniden yapılsın. Çünkü bir taraftan da bu güçlendirme mantığı sıfırdan yapmaktan daha fazla. Normal müteahhit mantığıyla gitseydik bize ne proje verildiyse onu yapardık. Ama içimize sinmeyen şeyi yapmak istemedik.”