İhsan Amca emekli. Ticaret yapmıyor, henüz bir şirkette ortak veya yönetici de değil.
Ama İhsan Amca meraklı ve ilgili, soruyor, öğrenmek istiyor. Bu sefer de dün TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen, “Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun Teklifi” ile iş dünyasında nelerin değiştiğini merak ediyor.
Nitekim iş dünyası sadece iş insanlarını ilgilendirmiyor, hepimiz bir şekilde iş dünyasıyla temas halindeyiz.
Arabulucu zorunlu
Merak ettiğin için hemen söyleyeyim İhsan Amca, ticari davaların sayısı artık azalacak. Çünkü yeni düzenlemeyle, ticari dava açmadan önce bir arabulucuya başvurarak, karşı taraf ile kendisini bir araya getirmesi, anlaşmazlığın çözümüne arabuluculuk etmesi istenecek. Ticari uyuşmazlıkların tarafları tacirlerdir, tacirler de çoğunlukla şirketlerdir.
Demek ki bir şirket bir başka şirkete mal veya hizmet satmış, alacağını alamadığını düşünüyorsa ya da bir tazminat alacağı olduğu iddiasında ise, dava açmadan önce arabulucuya başvuracak. Doğrudan dava açarsa, mahkeme, önce bir arabulucuya başvur, anlaşamazsan davana bakarım, diyecek.
Bunu da bir hafta içinde başarmak gerek İhsan Amca, yoksa açılan dava usulden reddedilecek, yapılan her şey boşa gidecek. Yazık değil mi! Şu dönemde bir an evvel uyuşmazlıkları çözüp maliyeti azaltmak en doğrusu bana sorarsanız.
İhsan Amca, aramızda kalsın, bankacılık hukukundaki uyuşmazlıklar kahir ekseriyet alacakla ilgilidir.
Bankalar da borçluya karşı takibe geçip, icra kanalıyla önce bir ödeme emri gönderirler. Borçlu buna itiraz edince, banka dava açar. İşte ihsan Amca, teknik bir konu ama bankalar itirazın iptali davası açmayı tercih ettiklerinden, artık bunu, arabulucuya başvurmadan yapamayacaklar. Ama icra mahkemesinde itirazın kaldırılması davası açarlarsa, önceden arabulucuya başvurma şartı olmayacak. Bunu bankaların avukatları bilir İhsan Amca.
Yeni durum aynen böyle İhsan Amca.
Hukuk okumak şart
Arabulucunun hakem olmadığını, kim haklı kim haksız, karar verme yetkisi olmadığını da vurgulayayım. Arabulucu sadece tarafları dava açmadan son kez bir araya getirip, karşılıklı uyuşmazlığı çözmelerine teşvik eden kişi. Yıllarca sürecek, mali ve psikolojik külfeti ağır olan ticari uyuşmazlıkların çözümünün dava açılmadan bulunmasından daha güzel ve adil ne olabilir!
İhsan Amca emekli, boş oturmaktansa arabuluculuk yapayım, zaten işyerinde herkes sorunlarını bana anlatırdı, ben de abilik yapardım, diyor. Yok İhsan Amca, maalesef, hukuk fakültesi mezunu olmayanlar arabulucu olamıyor.
Küçük işletmelerin konkordato ilanı zorlaştı
İhsan Amca, hatırlar mısın, sadece şirketlerin değil, memurun, işçinin, köylünün, hatta ev kadınlarının, işsizlerin, hatta senin gibi emeklilerin, kısaca herkesin konkordato ilan edebileceğini yazmıştım. Artık bu fiilen nerdeyse imkânsız hale gelecek İhsan Amca.
Denetim raporu lazım
Neden mi? Çünkü, yetkilendirilmiş bir bağımsız denetim kuruluşunun Türkiye Denetim Standartlarına göre yapacağı denetim kapsamında hazırlanan ve konkordato ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşeceği hususunda makul güvence veren denetim raporu alınması zorunlu hale geldi. Eskiden finansal analiz raporu yeterliydi. Şimdi konkordato başvurusunda bulunan herkes, bağımsız denetim kuruluşundan konkordatonun amacını gerçekleştirmeye uygun olduğuna dair makul güvence veren bir rapor almak zorunda.
Böyle bir raporu almanın maliyetinin ve güçlüğünün izahına gerek var mı, İhsan Amca? Üstelik, denetim kuruluşu mahkemeye verilecek raporun denetim standartlarına aykırı olmasından, yanlış, eksik ve yanıltıcı bilgi ve kanaatler nedeniyle doğabilecek zararlardan da hukuken sorumlu. İhsan Amca, bu çok ağır bir sorumluluk, çünkü verilecek rapor sadece geçmişteki işlerin tespiti şeklinde denetim raporu değil, geleceğe yönelik konkordato ön projesindeki planların gerçekleşeceğine ilişkin makul bir güvence.
Demek ki İhsan Amca, artık şahısların ve küçük işletmelerin konkordato başvuruları zorlaştığı gibi, gerçekçi olmayan, sadece zaman kazanmaya yönelik konkordato başvurularının da önüne geçilmiş olacak.
Kur farkı KDV matrahına dâhil olacak mı?
İhsan Amca, ‘ben ne yapayım kur farkını, beni ne ilgilendirir?’ deme! Çünkü eğer satın alınan mal veya hizmet, ara mal değilse, tüketim malı ise, nihayetinde KDV’den tüketici sorumlu. Sen de bir tüketici olduğuna göre, bu kur farkı KDV’si nedir kısaca bir anlatayım.
Fiyatı döviz üzerinden belirlenmiş bir mal veya hizmet satın alındığında, fatura üzerinde hem döviz cinsi tutar hem de o günkü kur üzerinden TL karşılığı yazar. KDV de faturanın TL tutarı üzerinden belirtilir. Aynı gün ödeme yapılırsa sorun yok. Ama ya birkaç ay sonra ödenirse ve bu sürede dövizde mesela yüzde 20 artış olursa...
İşte bu durum ne olacak, kur farkı sebebiyle ayrı bir fatura kesip KDV hesaplanacak mı?
Kur farkı, dövizin, değişik kurlardan ulusal paraya çevrilmesi sonucu ortaya çıkan fark olarak tanımlanmaktaydı.
Bu nedenle de kur farkının vade farkı mahiyetinde olduğu kabul edilmek suretiyle katma değer vergisi matrahına dâhil edilmesinin, hukuk devletinin unsurlarından biri olan hukuki belirlilik ilkesiyle bağdaşmadığı sonucuna varmıştı. Danıştay’a göre, ithalat dışındaki işlemlerde kur farkının katma değer vergisi matrahına dâhil edilmesi amaçlanmamıştır.
Adil çözüm bulundu
İhsan Amca, TBMM Başkanlığı’na sunulan 30 Kasım 2018 tarihli, “Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”nin 19’uncu maddesiyle, kur farkının da KDV matrahına dâhil olacağı kabul edilmiş. Böylelikle kur farkı sebebiyle kesilen faturadan fazla bir TL karşılık ödenirse, gelecekte bu fark için de KDV ödenmesi gerekecek. Eh, bu da adil bir çözüm...
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024