Konkordato borçlu ve alacaklı arasında ya borcun bir miktarının silinmesi ya da vadenin ertelenmesi için yapılan anlaşma. Konkordato esas tacirleri iflastan korumak için düşünüldü ama memurdan fırıncıya her borçlu kullanabilir.
Önceden iflas erteleme vardı, kaldırıldı. Yerine, İcra ve İflas Kanunu’ndaki mevcut konkordato hükümlerine, icra takiplerine karşı bir kalkan oluşturup borçluyu koruma altına alacak şekilde borçlu lehine bir konkordato getirildi.
En basit anlatımıyla, konkordato, borçlu ile alacaklılar arasında ya borcun bir miktarının silinmesi ya da vadenin ileri bir tarihe ertelenmesi konusunda yaptıkları anlaşmadır, diye cevaplayabiliriz.
Kanun bunu borcun geri ödenmesi için yeni bir “vade vermek” veya borçlarda “tenzilat” yapmak diye ifade ediyor. Yani, ya borçlunun borçlarının bir kısmı siliniyor ya da borcunu ödemesi için yeni bir vade veriliyor, nefes aldırılıyor. Bu da “Borçlu borçlarını ödeyebilmek için konkordato talep edebilir” diye ifade ediyor.
Şoförden doktora kadar
Aslında konkordato, tacirleri iflastan korumak için düşünülmüştü. Halen de bu amaç, “Muhtemel bir iflastan kurtulmak için konkordato talep edebilir” denilerek tacirler yönünden devam ettiriliyor. O yüzden, önceden sadece tacirler konkordatodan yararlanabilirken, şimdi tacir olup olmadığına, ticaretle uğraşıp uğraşmadığına bakılmaksızın, her borçlu konkordato başvurunda bulunabilir.
Kanun “herhangi bir borçlu” diyor. Aslında hukuk sistemimizde tacir olmayan ama yine de iflasa tabi olanlar da var: Kolektif şirket ortakları, komandit şirketlerde komandite ortaklar, şirketler topluluğunun (grup şirketlerinin) hâkim ortağı, bankaların yöneticileri ve hâkim ortakları bunlardan sadece bazıları.
Bu kişiler dahi eskiden konkordato başvurusunda bulunamıyorlardı. O günler mazi oldu!
İstisnasız herkes konkordato başvurunda bulunabilir. Borçlunun kim olduğu, işi hiç önemli değil, asker, polis, memur, şoför, fırıncı, öğretmen, doktor, kısaca herkes.
Kira borcu dahil mi?
Ne için borçlanıldığı da önemli değil. Bankaya kredi borcunu ödeyemeyen müşteri de, cep telefonu, elektrik faturası borcunu ödeyemeyen, taksitle beyaz eşya alıp da taksitlerini ödeyemeyen de konkordato başvurunda bulunabilir.
Hatta daha ileri gideyim, bir kiracı iki kere kira ödemezse, kiralayan iki haklı ihtarla kiracıyı tahliye ettirebilir. Ama ya kiracı konkordato başvurusunda bulunur ve mahkeme talebini haklı bulup, kiracıya “kesin mühlet” verirse, kiracı bir yıl daha evde oturmaya devam mı edecek, tahliye mi edilecek? Sadece hacizleri düşüren konkordato düzenlemesi karşısında, buyurun cevaplayın!
Teorik olarak, yoksulluk nafaka borçlusunun konkordato başvurusu kabul edilip, kesin mühlet verildiğinde, “süresiz yoksulluk nafaka borcu” da bu mühletten yararlanacak mı? Konkordato sonucu borç miktarında tenzilat yapıldığında, miktarı aile mahkemesince belirlenmiş yoksulluk nafakasının miktarında da tenzilat yapılmış olacak mı?
Kafamda deli sorular, hepsi birbirini kovalıyor! Yorum yapıyorum ama her hukukçunun farklı sonuca varacağından da eminim.
Peki şartları neler?
Konkordatonun en önemli şartı, borcu vadesi geldiği halde ödeyememe veya vadesi henüz gelmese de ödeyememe tehlikesinin bulunmasıdır. Borcun henüz vadesi gelmemiş ama ödeyememe tehlikesi varsa, borçlu yine de konkordato başvurusunda bulunabilir.
Konkordato nereden talep edilecek? Bunu da İcra ve İflas Kanunu cevaplıyor: Borçlunun yerleşim yerindeki ticaret mahkemesi yetkili ve görevlidir! Borçlunun yerleşim yerinde ticaret mahkemesi yoksa, asliye hukuk mahkemesinden talepte bulunacak.
Konkordato talebi bir dilekçeyle oluyor. Dilekçeyi vermeden önce mahkeme veznesine konkordato gider avansı yatırılmalı. Konkordato gider avansının miktarı ve içeriği, “Konkordato Gider Avansı Tarifesi” ile belirlenmiş: Her türlü tebligat ve posta, bilirkişi ve konkordato komiseri ücretleri, ilan ücreti, iflas gideri ile dosyanın bölge adliye mahkemesi ve Yargıtay’a gidiş dönüş ücretleri gibi giderleri kapsıyor.
Konkordato gider avansının miktarı maktu değil. Alacaklı sayısına, yapılacak ilanların asgari tutarlarına, bilirkişi ücretlerine vs. göre değişiyor. Ortalama 10 bin TL civarında bir tutara ulaşabilir. Ama bu sizi yıldırmasın, iflasa tabi olmayan bir borçlu iseniz, mahkemeden gider avansı miktarında indirim yapılmasına karar vermesini talep edebilirsiniz.
Dilekçeye ne eklenecek?
Borçlunun konkordato dilekçesine birçok belgenin eklemesi de zorunlu.
İlk olarak bir “konkordato ön projesi” eklemelidir. Bu konkordato ön projesinde borçlu,
- Borçlarını hangi oranda veya vadede ödeyeceğini,
- Alacaklıların alacaklarından hangi oranda vazgeçmiş olacaklarını,
- Ödemelerini yapabilmek için mallarını satıp satmayacağını,
- Faaliyetine devam edebilmesi ve alacaklılara ödemelerini yapabilmesi için gerekli mali kaynağın yeni kredi yahut başka bir yöntem kullanılarak mı sağlanacağını açıklamalı ve belirtmelidir.
Borçlu dilekçesine ayrıca, mal varlığının durumunu gösterir belgeleri, tüm alacaklıları, imtiyaz durumlarını, alacak ve borçları vadeleriyle birlikte gösteren liste ve belgeleri de ekler. Borçlu tacir ise, o zaman bunların dışında da belgeler eklemek zorundadır. Mahkeme veya atanacak konkordato komiseri başka belge ve kayıtlar da isteyebilir.
Alacaklılara karşı en az 3 aylık koruma sağlıyor
Borçlu dilekçesine istenen tüm belgeleri eklemişse, mahkeme ona 3 aylık bir geçici mühlet verir ve mal varlığının muhafazası için gerekli gördüğü tedbirleri alır.
Gerektiğinde, geçici mühleti 5 aya kadar uzatabilir. O halde, konkordato talebinizi eksiksiz yaptığınızda, mahkemeden, alacaklılarınıza karşı en az 3 aylık bir koruma süresi alıyorsunuz. Üstelik mahkemenin bu kararına karşı kanun yollarına da başvurulamıyor.
Borçlunun konkordato talep ettiği ve geçici mühlet verildiği derhal ilan edilip, birçok kurum ve kuruluşun yanında, vergi dairesine, gümrük ve posta idarelerine, Türkiye Bankalar Birliğine, Türkiye Katılım Bankaları Birliği’ne ve diğer lazım gelen yerlere bildiriliyor.
Alacaklıların geçici mühlet kararına itiraz süreleri ilandan itibaren yedi gündür. İtiraz da aynı mahkemeye yapılır.
Mahkeme geçici mühlet süresi içinde konkordato talebinin esası hakkında bir karar verir. Eğer konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğuna kanaat getirirse, geçici mühlet değil, ileride altı aya kadar daha uzatılması mümkün olan, bir yıllık kesin mühlet verir. Uzatmalarıyla birlikte geçici ve kesin mühlet süresi toplam 23 aya ulaşmaktadır. Borçlu 23 ay koruma altına alınabilir.
Mahkeme geçici ve kesin mühlet kararıyla birlikte en az bir konkordato komiseri atar.
Konkordato kararı verilince borçlu, mahkemenin belirlediği bazı işlemleri kendisi yapamaz, konkordato komiseri yapar, bazılarını da konkordato komiserinin izniyle yapabilir.
Konkordato projesi mahkemenin tasdikiyle bağlayıcı hale gelir ve geçici mühlet kararından önce başlatılmış takiplerde konulan ve henüz paraya çevrilmemiş olan bütün hacizleri düşürür. Bir borçluya karşı en önemli silah olan haczin hükümsüz olmasından daha büyük koruyucu bir şey olabilir mi?
İlk söz son söz olsun: Borçlu sayısı arttıkça, konkordato şansı azalır. Herkesin borçlu olduğu yerde, herkes alacaklıdır da!
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024