Kanun, belediye başkanlarına makam aracı tahsis etmiyor. Bu nedenle belediyenin borçları nedeniyle belediye başkanının makam aracının haczedilmesi mümkün.
Yerel seçimler yaklaşıyor. 31 Mart’a 63 günlük bir süre kaldı. Siyasi partiler aday belirleme çalışmalarını neredeyse tamamladı. Adaylığı ilan edilen belediye başkan adaylarından halen görevde olmayanlar belki de çoktan makama aracı hayali kurmaya başladılar. Eğer bir belediye başkan adayı, hem makam koltuğu hem de makam aracı hayali kuruyorsa, makam koltuğu yönünden hukuken sıkıntı yok, hayali gerçekleşebilir, ama makam aracı için aynı güvenceyi veremem. Çünkü makam araçları haczedilebilir. Bu konuda Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 2016’dan bir kararı bile var.
Borçlanıyorlar
Belediyenin bir malının haczedilmemesi için, o malın kamu hizmetinde fiilen kullanılması zorunludur. Belediyenin, başkanın makama aracını kamuya tahsis etme kararı alması yeterli değildir.
Belediyeler de çeşitli sebeplerden borçlanıyorlar. Borçlarını ödemezlerse, alacaklıların da icra yoluyla belediyeye karşı alacak takibine geçmeleri ve belediyenin mallarını haczettirmeleri mümkün. Bir avukatlık taktiği olarak, belediye başkanını, belediyenin borcunu ödemeye zorlamak için, diğer haczedilebilir belediye mallarından önce, makam aracı haczedilebilir mi?
Bu konuda özel bir düzenleme var. 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 15’inci maddesi diyor ki belediyenin kamu hizmetinde fiilen kullanılan malları ile belediye tarafından tahsil edilen vergi, resim, harç gelirleri haczedilemez. Yani haczedilemezlik, belediyenin fiilen kamu hizmetinde kullandığı malları için geçerlidir.
Yargıtay kararı var
Yargıtay’a göre, bir aracın makam aracı olarak kullanılması, onun fiilen kamu hizmetinde kullanıldığı anlamına gelmeyeceği gibi, kamu hizmetinin yürütülebilmesi için belediye başkanının makam aracının bulunması da gerekmez. Belediyelerin görevleri, Belediye Kanunu’nun 14.maddesinde açıklanmış. Bu görevlerin yerine getirilebilmesi için belediye başkanının makam aracının bulunması zorunlu mu, değil!
Kaldı ki kamu tüzel kişisi olan belediyenin borcu var iken belediye başkanının makam aracı kullanması başta Anayasa’ya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırılık oluşturabileceği gibi, kamu vicdanını da rahatsız edecektir. Belediye borçlu, ama başkan makam aracına biniyor!
Peki, belediye başkanının makam aracı kanunen “makam aracı” değil mi? Evet, kanunen belediye başkanına makam aracı tahsis edilmemiş. Kanunen kimlerin emrine ve şahıslarına, hangi hizmetlere makam aracı tahsis edileceğine dair 237 sayılı Taşıt Kanunu var. Belediye başkanlarının ne emir ve şahıslarına ne de hizmetlerine araç tahsisi öngörülmemiş. Elbette belediye kendi alacağı bir kararla uygun bir aracı başkanlık makam aracı olarak tahsis edebilir. Bu karar, belediyenin borçları için başkanın aracını hacizden kurtarmaz.
Doğrudan veya leasing yoluyla kiralanan araçların ise sahibi, aracı kiraya veren firma olduğundan, belediyenin borcu için firmanın aracının haczedilemez.
Limitet şirket müdürü işçi midir, işveren mi?
Aynı soruyu anonim şirket yönetim kurulu üyeleri için de sorabiliriz. Cevap çok önemli. Çünkü şirket müdürünü işçi kabul edersek, İş Kanunu’ndan doğan, kıdem, ihbar, haksız fesih gibi hakları talep edebilecektir.
İhsan Amca’nın bir tanıdığı da özel bir limitet şirkette 7 yıl müdür olarak çalışmış. Sonrasında şirketin ortaklarıyla anlaşmazlığa düşmüş ve müdürlükten azledilmiş. O da şirketten tamamen ayrılıp başka bir işe girmiş. Müdür olarak çalıştığı eski şirkete karşı iş akdinin haksız feshedildiği iddiasıyla dava açmak istemiş. Tabii ki önce arabulucuya başvurmuş. Anlaşamayınca, iş mahkemesinde dava açmış.
Ortaklığa bakılmaz
Limitet şirketlerde, şirketi yönetmek ve temsil etmek üzere, müdür veya müdürler atanabilir. Limitet şirkette kim işçidir, kim işveren? Yargıtay’a göre limitet şirketin tüzel kişiliğinin kendisi soyut işveren, organını oluşturan kişiler ise somut işveren sıfatına sahiptir.
Ortak olup olmadığına bakılmaksızın, müdür limitet şirketin organı sayılır. Dolayısıyla, şirket müdürü ile şirket arasındaki ilişkiyi iş sözleşmesi kapsamında değerlendirme ve şirket müdürlerini işçi sayma olanağı yoktur. Çünkü limitet şirket müdürü ile şirket arasındaki ilişki İş Kanunu’ndan değil, Türk Ticaret Kanunu’ndan kaynaklanmaktadır.
Eğer bu kişi, limitet şirket müdürlüğünden azledildiği gün aynı zamanda şirketten de ayrılmasaydı, durum değişebilirdi.
İşe gitmek önemli
Bir kimsenin şirketi temsil ve ilzam yetkisinin kaldırılmasıyla, o kimse ile şirket arasındaki hizmet akdinin feshi, sonlandırılması farklı şeylerdir. Bu kişi, müdürlük yetkisi alındıktan sonra normal mesai saatleri içerisinde şirkete gelip gitseydi ve verilen işleri yapsaydı, sonradan keyfe keder haksız bir şekilde işe devam etmesine de engel olunsaydı, iş akdinin haksız feshi söz konusu olabilirdi, İş Kanunu’ndaki hakları talep edebilirdi.
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024