Özlem’den bize kalan miras düşünme payı
Her çocuğun bir okuma bayramı olur hayatta.
Siz çocuğunun okuma bayramına gidemeyen anne ve babaları bilir misiniz? Ya evladının bir gece önce balonlarını şişirip, süslerini astığı doğum gününe gidemeyen anne babaları? Çocuğuyla hiç akşam yemeği yiyememiş evladını hiç okula uğurlayamamış anne babaları bilir misiniz?
Aslında biliyorsunuz, çoğunun seslerini tanıyor, görüntülerini de hatırlıyorsunuz ama ya adları?
Her sabah uyandığınızda dokunduğunuz televizyon kumandasında karşınızda olan adam ya da kadın, her sabah en geç saat 04.00’te işinin başında oluyor.
Siz akşam yemeğinden kalkarken ana haberleri sunanların mesaisi daha yeni bitiyor, 22.00 civarında varıyorlar evlerine, ilk iş o saatte uyumuş çocuklarını öpmek oluyor.
Bayram sabahı siz banttan yayın müzik ya da magazin programları seyrederken, onlar haberin başında, canlı yayında oluyorlar. Kimi çekiyor, kimi yazıyor, kimi de sunuyor.
39 yaşında aramızdan ayrılan Özlem Sarıkaya Yurt, bu saydıklarımın hepsini yaşadı meslek hayatında.
Hiç düşünmedik yaşadıklarını, Özlem’in ölüm haberini sunan Seda’yı “Meslektaşının ölüm haberini” sundu diye haber yaptılar, sadece meslektaş değil kaderdaştı aynı zamanda onlar.
En kolay küfredilen, en kolay yaftalanan, en arsız halde skeç malzemesi yapılan, hayat pahalılığından da, okul ücretinden de, trafikten de herkes kadar bunalan insanlar onlar.
Özlem hepsine ve daha fazlasına razıydı, 9 yaşındaki oğlunun ona ihtiyaç duyacağı zamanlarda yanında olabilmek için en zorlu tedavilere dayanmaya hazırdı, olmadı.
Bazen düşünme mirası kalır bize insanlardan, Özlem de herkese öyle bir miras bıraktı.
Yunanistan’ın Türk F-16’ları için ABD’den istediği garanti
Yunanistan Dışişleri Bakanı Dendias, önceki akşam ülkesinin kanallarından birinde konuştu.
ABD Başkanı ve Dışişleri Bakanı’na Türkiye aleyhine cümle kurduramayan Yunan diplomasinin hedefini Dendias açıkladı ve dedi ki: “Türkiye’nin belirli silah sistemlerine sahip olması halinde, bunları Yunanistan’a karşı kullanmayacağına dair güvence verilmesi gerekir.”
Dendias’ın bu sözünü not edip devam edeyim. Yunanistan Başbakanı ABD’de bulunduğu sırada ABD’de kurulu yedi kuruluş Senato Dışişleri’neTürkiye’ye F-16 satışı yapılmaması için birer mektup yazdı.
Helenik Amerikan Liderlik Konseyi, Amerikan Yahudi Komitesi, Kıbrıs İçin Adalet Örgütü, Amerikalı Kürdistan Dostları, Amerika Ermeni Ulusal Komitesi, Hıristiyanların Savunması Örgütü ve Ortadoğu Forumu.
Bu yedi örgüt içerisinde etkisi en fazla olanı Amerikan Yahudi Komitesi. 1906’da kurulan bu örgütün ABD Senatosu’ndaki etkisinden eski Başkan Trump da şikâyetçi olmuştu.
Her neyse, mektuplardan birinde de Türkiye’ye olası F-16 satışında ABD silahlarının kullanımına karşı garantiler istendi hatta yurt içi operasyonlarda bile kullanılmaması çağrısında bulunuldu.
İlk tepkimiz öfkelenmek olsa bile aslında ortaya çıkan sonuç, ABD yönetiminin Türkiye’nin F-16’larla ilgili talebini karşılayacağını gören Yunanistan işi sulandırmaya çalışıyor.
Yaz eşittir ucuzluk değil
Türkiye’de yaz mevsimi geldiğinde yaş meyve ve sebzede ucuzluk zamanı geldi diye düşünürüz, bu sene öyle olmayacak.
Nereden biliyorsun sorusunun cevabı basit: Verim için önemli olan taban gübrelemesi geçen yıllara göre çok daha az yapıldı, yapan da daha düşük fiyatlı, azot ve fosfor oranı düşük gübreler kullandı.
Az gübre demek daha az verim demek ki talep aynı kalsa bile bu durum fiyatları yukarıya taşır.
Özellikle gıda enflasyonuyla mücadele Tarım ve Orman Bakanlığı’na ciddi görevler düşüyor.
Çiftçinin daha ucuz gübreye ulaşması, örtü altı üretiminde ısıtma giderlerinden kaynaklanan kışın üretmeme sorununun aşılması gibi ciddi dertlerimiz var.
Türkiye’nin tarım üretimini artırması şart, bunu herkes konuşuyor ama bu sadece boş alanları değerlendirmekle olacak iş değil, Hollanda’nın 5’te biri, Yunanistan’ın yarısı kadar gübre kullandığımız için yaşayacağımız verim kaybına da birileri dikkat etmeli.
