Zaporijya, dünyanın dokuzuncu, Avrupa’nın en büyük nükleer enerji santrali.
Tesis, Rus güçlerinin kontrolünde ama halen Ukraynalı teknisyenler tarafından işletiliyor. Tesisin yüksek voltajlı bir enerji hattı geçen cuma günü isabet aldı ve bir reaktörün operatörlerle bağlantısının kesilmesine neden oldu.
Şu ana kadar bir nükleer sızıntı tespit edilemedi ama herkesin yüreği ağzında.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı, nükleer bir kazanın önlenmesi için uzmanların tesiste inceleme yapmasını istedi, şu ana kadar Kremlin’den bir ses gelmedi.
Fakat Moskova’dan oldukça ilginç bir başka ses yükseldi. Moskovski Komsomolets gazetesi yazarı Mihals Rostovski, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı devreye girmeye davet ederek, “Bizi yeni bir Çernobil’den yalnızca Türkiye Cumhurbaşkanı kurtarabilir” diye yazdı.
Tahıl koridoru anlaşmasıyla görüldü ki, savaşan iki taraf Ukrayna ve Rusya arasında şu ana kadar sağlanan tek anlaşma Türkiye’nin çabalarıyla gerçekleşti, Zaporijya meselesi egemenlikle direkt alakalı olduğu için çözülmesi daha zor bir mesele ama gündeme alınabilir mi, elbette alınabilir.
Türkiye’nin çabası nükleer bir kaza riskini ortadan kaldırırsa, Avrupa medyası ve Avrupalı siyasetçilerin olumsuz tutumları devam etse bile Avrupa kamuoyunda Türkiye’nin imajı güçlenir...
Okullar açılırken devletten beklenenler...
Tamam turizm sezonunda koronavirüse dair bir aksiyon almayacağız ama bulaş katsayısı kızamık hastalığını geride bırakan bu alt varyanta karşı ne yapacağız? Özel okullar 1 Eylül’de eğitim-öğretime başlıyor, okullarda maske takılacak mı? Bilim Kurulu ne zaman toplanacak, ne zaman karar alacak, okullar ne zaman hazırlık yapacak?
Akran zorbalığı internet çağında çok yaygın hale geldi. Türk Ceza Kanunu direkt suç olarak tanımlamıyor bu yaşananı, dolaylı maddelerden dava açılıyor. Millî Eğitim Bakanlığı bu işle mücadele etmeye çalışıyor ama okullara yaptırım uygulamak sorunu çözmüyor. Okul rehberlik servisinin tavsiyelerine uymayan, destek alması gereken çocuğu tedaviden uzak tutan veliler için bir yaptırım yok. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, bu soruna yasal bir çerçeve oluşturulmasını sağlayacak iki isim. Akran zorbalığının çocuk gelişiminde yol açtığı sorunlara bakacak olursak, bu en acil konularımızdan biri olmalı.
Anaokulundan liseye, tüm yaş gruplarının beraber eğitim gördüğü özel okullarda 5 yaşındaki çocuklarla 18 yaşındaki çocukları aynı servislere bindiriyoruz. Gelişim çağındaki çocuklar açısından sıkıntılı bir durum bu. Ayrıca bu sene servisler tam kapasite çalışacak diyoruz ama vaka sayımız yine uçtu gitti. Çocukların test çözme becerisinden daha önemli şeyler var hayatta, bu konulara birileri bakacak mı acaba?
İstanbul’da okulların açılması demek trafik sorununu konuşmak demektir. Küresel salgından önce marketlere mal dağılımının belirli saatleri vardı, sonra ipin ucu kaçtı, şimdi diledikleri saatte trafiğin anasını ağlatarak mal dağıtımı yapılıyor. Vali Ali Yerlikaya’nın bu konuda normale dönüş talimatı vermesi ve bu talimata uyulup uyulmadığını mutlaka kontrol ettirmesi gerekiyor.
Dikkat Trump’tan beteri var...
ABD eski Başkanı Donald Trump’ın başında bir sürü yasal dert var.
6 Ocak’taki Kongre baskını ve Başkanlık dönemine dair davalar dışında, vergi kaçırma, seçimlere hile karıştırma çabası, cinsel suiistimal gibi çeşitli davalar Trump’ın 2024’te tekrar aday olmasının önüne geçebilir.
Fakat daha da kötü olan seçenek şu:
Dışişleri Bakanı olduğu dönemde azılı Türkiye düşmanı olan, veda ziyareti sırasında diplomatik teamülleri altüst edip, İstanbul’da Fener Rum Patriği ile görüşüp daha sonra Türkiye’den ayrılan Pompeo da bu yarışın içerisinde ve karşımıza Başkan adayı olarak çıkabilir.
Kampanyası öncesinde onlarca kilo veren, ilk başlarda “Trump’a karşı aday olmam, Başkan Yardımcısı olurum” diyen Pompeo şimdi karar değiştirdi ve Başkan adayı olacağını söyledi.
Bu fikrini iki hafta kadar önce İngiliz gazetesi Times’a açıklayan Pompeo, Türkiye için en kötü seçenek.
Trump için ‘Ne yapacağı öngörülemez’ diyorduk, Pompeo için ‘Tamamen düşmanlık yapacağı tamamen öngörülebilir’ diyebiliriz.
Bu Türkiye düşmanının kampanya sürecini şimdiden yakın takibe almak lazım.
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024