Batı’dan farklı sesler korosu

- Alman Dışişleri Bakanı Tobias Linder, Kuzey Irak merkezli Rudaw’a konuştu:

“Türkiye’nin PKK ile ilgili güvenlik çıkarlarının farkındayız. PKK’nın Almanya’da ve tüm Avrupa ülkelerinde terör örgütü olarak kabul edildiğini görmelisiniz.”

- Terör örgütünün Suriye uzantısına en büyük desteği veren isimlerden biri olan ABD’li Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham da bir makale yazdı:

“Yakında bölgeyi ziyaret etmeyi planlıyorum. Bu büyüyen sorunu çözmek için Biden yönetimiyle çalışmayı umuyorum. Türkiye’nin ülkesinin güvenliği için meşru güvenlik kaygılarını anlamamız, Türkiye ile Ankara’nın terörist olarak gördüğü güçler arasında barışçıl bir bölge oluşturmamız ve DAEŞ halifeliğini yenmemize yardım edenleri desteklememiz önemlidir.”

Terör örgütünün Suriye koluna destek vermek açısından değişen bir durum yok ama Graham’ın Ankara’yı tehdit etmek yerine anladığını gösteren mesajlar vermesi ve sorunu ekonomik ilişkileri güçlendirerek çözmek istediğinden bahsetmesi şaşırtıcı.

- Ve azılı Türkiye karşıtı Bob Menendez’in genç versiyonu olarak kabul edilen Demokrat Chris Murphy. Murphy Yunanistan’da Ta Nea gazetesine konuştu ve dedi ki:

“Millet olarak Ankara’yı kızdıracağını bildiğimiz kararlar aldık. Suriye’deki Kürt güçleriyle ittifak kurma kararımızın sonuçları oldu. ABD ile Türkiye arasındaki bölünmenin tek sorumlusu Ankara değil. ABD, son on yılda ilişkimizde sorunlara neden olan adımlar attı.”

Bu saydığım üç ismin de arka arkaya gelen açıklamalarında Türkiye’yi anlayan, özeleştiri yapan cümleler kurmaları çok önemli.

Bu sonuçta diplomaside atılan adımlar kadar, Türkiye’nin Irak ve Suriye’de oldubittiye izin vermeyen, sahada bazı planları taca çıkartan harekâtlarının da büyük payı var.

2023 yılında tek seçim bizde değil

- Yunanistan’da da tıpkı biz de olduğu gibi 2023 yılında genel seçim var.

- Hayat pahalılığı Yunanistan’da da tıpkı bizdeki gibi ana gündem maddesi. Un, ayçiçeği yağı ve makarnada devlet sübvansiyonu var ama diğer tüm gıda ürünlerinin fiyatları son üç ayda yüzde 30 arttı. Tüketimin bir önceki yıla göre yüzde 9 azalmasına rağmen artan enflasyon, stagflasyon endişelerini de beraberinde getiriyor.

- Yunanistan’da enflasyon Avrupa Birliği ortalamasından 3.4 puan daha yüksek. Ana muhalefet ve muhalefet erken seçim baskısını artırıyor.

- Kiralar Yunanistan’da da büyük sorun halinde. Öğrenciler için özellikle Atina’da ev bulmak giderek imkânsız hale geldi.

- Yunanistan medyası “Erdoğan 2023 seçimi için ipleri geriyor” diye başlıklar atıyor. Oysa 2019 seçimlerinde kapatılan Nazi kafalı Altın Şafak’ın oylarını blok alarak alan Miçotakis, bu aşırı sağ desteğini kaybetmemek, dikkatleri ekonomiden uzak tutmak için aralıksız Türkiye gündemi yaratıyor.

- Moskova ile arası son derece kötü olan Atina’daki en büyük korku, doğal gaz akışının kesilmesi. Böyle bir durumda ne yapabileceklerini bulmak adına Dışişleri Bakanlığı bünyesinde bir kriz grubu oluşturdular. Doğal gaz depolama tesisi olmayan tek AB üyesi ülke olarak bir de hızlı depolama alanı ihalesi yapmaya çalıyorlar.

- Rusya’nın tek bir hamleyle kendisine karşı sonsuz düşmanlık politikası izleyen ve ülkesini ABD’ye peşkeş çeken  Miçotakis hükümetinin ipini çekmesi çok kolay. Yunanistan Başbakanı’nın, “Aa, kuşa bak!” misali, “Aa, Türk savaş uçaklarına bakın” demesinin sebebi biraz da bu.

Günlük açıklamaya dönme zamanı

Koronavirüste geçen hafta günlük vaka sayısı ortalama 8 bin 159 oldu.

Bu çok ciddi bir rakam ama bu ciddiyetin farkına varamadık henüz.

Konuyu ciddiye almamız için önce Sağlık Bakanlığı’nın adım atması gerekiyor.

Şu haftalık vaka açıklamasını günlük açıklamaya döndürmeliyiz, sonra da kamuoyuna hatırlatma dozlarını hatırlatacak kamu spotları başlamalı.

Sonbahar için rutin toplantıları sona eren Bilim Kurulu’nu özel bir toplantıya çağırmak da seçenek olabilir.

Devletin bizim sağlımızı bizden daha fazla ciddiye almasına alışmışız bir kere, o yüzden koronavirüs için bir kez daha gözlerimiz Sağlık Bakanlığı’nda.

ABD’yi bırakalım, Türkiye’ye bakalım

Bireysel silahlanmanın ABD’yi ne hale getirdiği ortada ve bunu fazlasıyla konuşuyoruz.

2021 yılında Türkiye’de 3 bin 801 silahlı şiddet olayı yaşandı.

Bu olaylarda 2 bin 145 kişi öldü, durumu ağır olanlar dâhil 3 bin 896 kişi de yaralandı.

Asıl çarpıcı olan bilgi şu: Olayların 3 bin 172’sinde ateşli silahlar, 629’unda kesici aletler kullanıldı.

Umut Vakfı’nın internet sitesinde 2021 ve önceki yılların raporları duruyor.

Ateşli silahlarla şiddet her gün biraz daha artıyor ve bu durumda “Ne olacak bu ABD’nin hali?” tadında haberler ve tartışmalar insana çok  garip geliyor.