"Ayşe tatile çıksın parolasıyla başlayan Kıbrıs Barış Harekâtı."
Her 20 Temmuz’da Türk medyası bu ve benzeri cümleler kurar, sosyal medyada bu slogan dolaşıma girer.
Oysa 20 Temmuz Barış Harekâtı’nın parolası değildir Ayşe tatile çıksın.
14 Ağustos gecesi çöken 2. Cenevre Konferansı’nın başarısız olma ihtimaline karşı belirlenmiş paroladır.
Anlaşma zemini olmadığı anlaşıldığı için son gün şifreli telgraf ile iletilmiştir Ankara’ya.
Bu parolayı bilen insan sayısı o kadar azdır ki Dışişleri Bakanı Turan Güneş’in kızının tatiliyle ilgili bir mesajı şifreli telgrafla iletmesine şaşıranlar da olmuştur.
Türkiye neden ikinci harekâtı yapmak zorunda kaldıya dair kısa bir bilgi vereyim.
İlk harekâtta Girne Limanı tutuldu, Lefkoşa yolu denetim altına alındı ve ardından 21 Temmuz akşam saatlerinde Birleşmiş Milletler’in ateşkes çağrısına uyuldu.
Bu mecburen alınan bir karardı, çıkarma gemisi sayısı yeterli olmadığı için Ada’ya çok az zırhlı araç çıkarılabilmişti. Ateşkes kararından sonra Ada’ya çok ciddi takviye yapıldı ama bu kez de çok sayıda askerimiz dar bir alana sıkıştı, bir uçak ya da topçu ateşiyle çok ciddi zayiat verme riski vardı.
2. Cenevre Konferansı’na katılan Yunan ve Rum tarafının süreci uzatma yolunu seçmesi üzerine Türkiye ikinci harekâta karar verdi. 20 Temmuz ile ilgili övünmek için bir paroladan daha fazlasına sahibiz aslında.
ABD Özel Temsilcisi Sisco’nun Ankara’da baskı yaptığı saatlerde savaş uçaklarının motorlarını çalıştıran bir kararlılık vardı o sabaha karşı.
Bunu yapan kişi kimdi biliyor musunuz, Bill Clinton karşısındaki fotoğrafı hep konuşulan Bülent Ecevit’ti.
Avrupa’nın anahtarı Putin’in ve Aliyev’in elinde
Yunanistan ve Macaristan’da olağanüstü enerji kriz grupları kuruldu.
Alman gaz dağıtım şirketi Uniper, Rusya’nın gaz arzını kesme tehdidi nedeniyle bir bankadan alacağı 2 milyar euro’luk kredi talebini geri çekti.
Avrupa’daki rekor sıcaklıklar klima kullanımını artırdı, bu da elektrik tüketimini patlattı.
İspanya’nın doğal gaz işletmecisi Enagas, geçen hafta elektrik üretimi için doğal gaz talebinin 800 gigavat ile yeni bir rekor kırdığını açıkladı.
Avrupa şu an yüzde 64 seviyesinde dolu olan depolama tesislerinde yüzde 90 hedefine ulaşmaya çalışıyor.
Bu oran yakalanmadan Rusya’nın gaz tedarikini kesmesi demek kışın Avrupa Birliği’nin büyük bir enerji krizi yaşaması anlamına geliyor.
Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula Von Der Leyen, koşa koşa Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’e gitti ve geçen sene 8 milyar metreküp olan gaz ithalatını iki katına çıkarmak için anlaşma yaptı.
Bugün Bakü’de gaz dilenen Avrupa Birliği’nin Karabağ konusunda Ermenistan’a verdiği destek, Fransa’nın Minsk Grubu üyesi olmasına rağmen tarafsızlığını yitirdiği gerçeği hafızalarımızda hâlâ.
Avrupa Birliği’nin anahtarları şimdi Brüksel’in ya da Washington’ın değil Moskova ve Bakü’nün elinde.
Tekrar ısıtılan mesele
2021’in başında FETÖ’cü olduğu ortaya çıkan Serdar Atasoy’un 2020’deki Yüksek Askeri Şûra’da (YAŞ) Tuğgeneralliğe terfi edip, Kara Kuvvetleri İstihbarat Başkanı olması meselesini çok tartışmıştık.
Savcılık tarafından 2016’da gözaltına alınıp, serbest bırakılmış, 2019 yılında da kovuşturmasına yer olmadığına karar verilmiş ve hakkında dava açılmamış, yani çok iyi saklanan bir FETÖ’cü Serdar Atasoy.
Bu özelliği sadece savcılık soruşturması aşamasında değil terfisi öncesinde de işe yaramış.
Yüksek Askeri Şûra toplantıları öncesinde kuvvet komutanlıkları yaptıkları çalışmaları Genelkurmay Başkanlığı’na, Genelkurmay Başkanlığı da kendi çalışmasını bitirdikten sonra gözden geçirilmesi için Milli Savunma Bakanlığı’na sunar. Çalışmalarla ilgili son sözü de Yüksek Askeri Şûra üyeleri söyler.
Yüksek Askeri Şûra’da terfisi teklif edilen her subay için devletin istihbarat birimleri ayrı bir araştırma yapar. Bu Serdar Atasoy’un terfisi öncesinde de uygulanmış bir sistem.
Serdar Atasoy, FETÖ’nün haberleşme sistemine hiç dâhil edilmediği, genel uygulamanın aksine tek bir sivil imama bağlandığı için YAŞ’a gelen dosyasında tek bir bulgu ve belge olmadığı için terfi ettirilmiş.
Kendini saklamayı başarmış bir FETÖ’cünün terfi ettikten sonra Kara Kuvvetleri İstihbarat Başkanlığı’nda görev alması kâğıt üzerinde çok rahatsız edici ama iç rahatlatan kısımları da yazmak gerek.
Birincisi, terfi işleminden kısa süre sonra istihbarat, savcılık ve kolluk kuvvetlerince yürütülen yeni teknik çalışmalarla bu gizli FETÖ’cü tespit edildi.
İkincisi, devletin diğer istihbarat birimleriyle temas ve tüm kritik bilgilerin toplandığı yer, Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı. Birinci Analiz Dairesi dış istihbarat, 2. Analiz Dairesi terörle mücadele istihbaratıyla ilgilenir, diğer daireler de istihbarata karşı koyma başta olmak üzere farklı görevleri yerine getirir.
Bu saklı FETÖ’cü Tuğgeneralin görev aldığı yer burası değil, harekât alanlarıyla ilgili ihtiyaç ve risk istihbaratıyla ilgilenen bölüm.
Türkiye’de FETÖ tehlikesinin geçmediği, devletin her kurumunda halen kripto FETÖ’cüler olduğu bilinen bir gerçek. Neyse ki devlet sistemi çalışmaya devam ediyor ve en iyi saklananlardan biri de yakalanıyor.
Serdar Atasoy da şu an hapiste ve daha uzun yıllar orada kalacak.
Tartıştığımız bir konuyu tekrar tartışmanın, tam da Yüksek Askeri Şûra toplantısı öncesinde Silahlı Kuvvetler’de FETÖ ile mücadele edilmiyormuş gibi bir hava yaratmanın Türkiye’ye zerre faydası yok.
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024