Ligin sonu yaklaştıkça heyecan artıyor. Futbolcular da performanslarını yukarı çekiyorlar. Gerçek bir sol bek olan Köhn’den keşke Avrupa kupalarında yararlanılabilseydi. Ancak biliyorsunuz transferi geç kaldı. Rizespor karşısında harika bir gol attı, devamlı sol kulvarı ileri-geri çok iyi kullandı.
Orta sahada ise Kerem Demirbay ile Torreira resmen resital yaptılar. Kerem çok büyük bir usta. Daha yeni form tuttu, üç gol attı, takımının bundan sonraki maçlarında katkısı daha fazla olacak gibi görünüyor. Rakibe öyle pres yapıyorlar ki, aynı zamanda topu mükemmel diyebileceğimiz bir beceriyle kullanıyorlar. Abdülkerim ve Sanchez sakat, Okan hoca stoper mevkisine Berkan’ı koydu. Berkan da sakat arkadaşları kadar başarılı oldu.
Bu aralar Icardi çok eleştiriliyor. Evet geçen seneki Icardi olmadığını kabul ediyorum ama adam 10 numara mı oynuyor, santrfor mu oynuyor belli değil. Dün gece Torreira’ya asist yaptı, bir de gol attı. Herhalde kendisine yapılan eleştiriler bilinçli yapılıyor. Adam müthiş bir futbolcu. Mertens
Galatasaray bu sezon yaptığı transferlerden beklediği randımanı alamadı. Sağ ve sol bek sıkıntısı çekti ve daha hala da çekiyor. Orta sahanın bütün yükü Kerem Demirbay ve Torreira’nın sırtına bindi. Icardi çok uzun bir sakatlık süreci geçirdi. Ziyech yok. Florya’da antrenmanlara yeni başlamış. Oliveira yok. Ndombele yok. Buna rağmen bu takım iki puan farkla lider.
Bu tamamen Okan Buruk hocanın başarısıdır. 13 futbolcuyla 44 maç oynamak kolay bir şey değil. Öyle veya böyle Berkan’ı sol bek oynattı. Kaan Ayhan sakat sakat sağ bekte görev yaptı. Barış Alper sağ bek, sol bek, sağ açık, santrfor her mevkide oynadı. 37 yaşındaki Mertens hala takımın en çok mücadele eden futbolcusu. Demek ki Tete dahil bu oyuncular tam hazır olsaydı, Okan hoca en azından Avrupa Ligi’nde ve Türkiye Kupası’nda yola devam edebilirdi.
Bundan sonra ne olur? Ziyech ve Zaha hemen takıma katılacak. Ama sağ bek Aurier ve Abdülkerim’in mart ayında da arkadaşlarına katılmaları çok zor. Milli ara futbolculara ilaç gibi gelecek. Nisan ayından itibaren dinlenmiş,
Derbi maçları hep zor geçer. Galatasaray’ın bu sezon en zor deplasmanı, dünkü Beşiktaş karşılaşmasıydı. Dış sahada oynuyorsun, takım olarak çok yorgunsun, kulübende alternatif futbolcu yok gibi... Bu ortamda siyah-beyazlıların karşısında mücadele etmek kolay bir iş değil. Buna rağmen, kaza golü de olsa Al Musrati’nin kendi kalesine attığı gol, sarı-kırmızılılara şampiyonluk yolunda çok önemli bir üç puan kazandırdı.
Libyalı futbolcu o ters kafa vuruşunu yaparken yanında Icardi vardı. O kafasını uzatmasa, Arjantinli yıldız fileleri havalandıracaktı. Bundan sonraki dakikalarda zaman zaman ev sahibi ekip rakibinin üzerine gitti, zaman zaman ise konuk takım karşı kalede baskı yapmaya çalıştı.
Bu sezon Cim Bom’un hastalığı çok pas hatası yapması... Hele son final toplarında takım olarak çok yanlışlar yapılıyor. Takıma bakıyorsun gol pası atacak bir tek Mertens var. Başka da futbolcu yok. Ziyech filan var ama biliyorsunuz arkadaş sakatmış, Hollanda’da tedavisini yaptırıyormuş. Ligler bitsin ondan sonra gelir.
Takım fizik olarak çok yorgun... Okan
Üst üste gelen maçlar Galatasaraylı futbolcuları yıpratmış... Hiç bir oyuncu gücünü sahaya yansıtamıyor. Maçın skoru 2-0 ama Lasagna ve Mendes son vuruşlarda biraz daha dikkatli olsalar skor daha da artardı.
Benim anlayamadığım “Dünya Yıldızı Zaha” ne iş yapıyor? “Tete’yi 40 milyon dolara seneye satarız” diyorlardı, kusura bakmasınlar 3 milyon dolara da satamazlar. Takıma en ufak bir katkısı yok. Bir de pozisyona giriyor boş kaleye topu atamıyor. Okan hoca çaresizlikten rotasyon adı altında bu futbolculara görev veriyor. Santrfor Vinicius “golcü” diye alınmış, tesadüf olursa belki atar ama kesinlikle sarı-kırmızılı formayı giyemez...
Orta sahaya bakıyorsun Oliveira... Hocan sana güvenmiş. İlk 11’de sahaya sürüyor. Peki sen ne yapıyorsun? Koca bir sıfır. Berkan da çok etkisizdi. Barış Alper’in çok yorgun olduğunu biliyorum ama Okan hoca bir türlü oyundan almadı. Kerem Aktürkoğlu da etkisizdi. Sağ bekte Kaan Ayhan oynuyor ancak bu çocuğun mevki burası değil. Bakın ilk golde ağır kaldı. İkinci golde de aynı
Üst üste gelen maçlar, bir de bunun üstüne Avrupa’dan elenmek Galatasaray’ı hem fizik olarak hem mental olarak çok fazla yormuş... Futbolcular kaybedilen her puanın telafisinin zor olacağını bilmelerine rağmen belli bir kapasitesinin üzerine çıkamıyor. Sergen Yalçın benim hayran olduğum bir hocadır. Antalyaspor’a da elindeki kadro çok güçlü olmamasına rağmen iyi futbol oynatıyor. Ama ne yaparsan yap bir yerde kalite ön planda oluyor.
Galatasaray orta sahada rakibine üstünlük sağlayamıyor. Kerem ve Torreira maalesef o kadar çok pas hatası yapıyor ki bu da takımın dengelerini bozuyor, rakibine hücum şansı veriyor. Tete, ne ümitlerle alındı, şu anda ‘bu nasıl futbol’ diyoruz. Dün gece takımına bir penaltı kazandırdı (o pozisyon da çok ince bir pozisyon). Rakip kontrolsüz olarak Tete’nin ayağına vurmasa hakem penaltıyı vermezdi. Aynı Tete, boş kaleye de topu atamadı. Takımına fazla katkı sağlayamıyor.
Icardi’nin yokluğunda santrfor olarak sahaya çıkan Vinicius’un fiziği iyi. Koşuyor, baskı yapıyor, ama
Galatasaray’ın dün gece Avrupa Ligi’nden elenmesinin tek sebebi futbolcuların yaptıkları hatalardı. İlk golü yiyorsun, rakibin ayağına topu sen veriyorsun... Preciado da zaten süratli, Muslera’nın üzerinden rahatlıkla golü atıyor. İkinci golde Berkan biraz dikkatli olsa rakibe o topu vurdurmaz... Kaan Ayhan 75. dakika rakibe giriyorsun, biraz dikkatli ol. Neden adamın kaval kemiğine tabanla girip kırmızı kart görüyorsun? Üçüncü golde Sanchez ayağının altındaki topu kaçırdı. Bunun yanında Kerem Demirbay’ın Barış Alper’in rakibe yüzde yüzlük pasları var. Bu kadar hata yapılmaz.
Bu futbolcuların hepsi profesyonel... 70. dakikaya kadar elindeki skor sana tur atlattırıyor, sen son 20 dakika peş peşe bir sürü hatalar yapıp Avrupa’ya veda ediyorsun... Ben bunu kesinlikle kabul etmiyorum, içime de sindirmiyorum. İstanbul’daki maçta Sparta Prag da Galatasaray da daha iyi mücadele ettiler. Dün geceki Prag’ı Galatasaray’ın yenmesi lazımdı. Ama kusura bakmasınlar Kerem de Mertens de Barış Alper de çok koşup mücadele
Ankaragücü deplasmanı öncesinde, ‘Eryaman Stadı’nın zemini bozuk, Sparta Prag karşısında Galatasaray çok yoruldu’ gibi bir sürü şey söylendi. Bu konuşulanların hepsi de havada kaldı. Sen iyi takımsan, maçı kazanmak istiyorsan, hırsını, gücünü, her şeyini sahaya koyuyorsan zaten sorun da yaşamazsın.
Okan Buruk’un öğrencileri sezonun en iyi oyununu ortaya koyarken, hiç zorlanmadan Ankaragücü deplasmanında kazandılar. Maçın 3-0 olması sizi kandırmasın, bu mücadele Galatasaray’ın lehine çok daha farklı bitebilirdi. Icardi, kendine gelmiş, hızla eski günlerine dönüyor. Mertens, haftada iki maç oynamasına rağmen temposunu hiç düşürmeden her türlü güzelliği sahaya koyuyor. Kerem Demirbay son haftaların parlayan yıldızı, hem defansif hem de ofansif harika işler yapıyor. Sparta Prag maçında olduğu gibi dün de ilk golü kendisi attı.
Sparta Prag maçının sol beki Berkan, Ankaragücü karşısında orta sahadaydı. Hiç farketmiyor, hangi mevkiide oynarsa oynasın yüreğini
Galatasaray dün gece bir sürü hata yapmasına rağmen yine de kazandı. Icardi’nin gol şansı sıfırlanmış gibiydi. Bir topu direkten dönüyor, ikincisi kalenin üç parmak üzerinden gidiyor ama o meşin yuvarlak bir türlü filelerle buluşmuyordu. Neyse ki son anlarda Arjantinli yıldız, Barış’ın pasında yaptığı düzgün vuruşla en kritik anda golünü attı.
Mertens, Sparta Prag karşısında harika bir maç çıkardı, golünü de attı ama vurduğu toplar, bir türlü kalabalık rakip defansı geçerek kaleye yönelemedi. Cim-Bom şut çekince ya defanstan dönüyor ya da direğin dibinden auta çıkıyordu. Çek ekibi ise ev sahibi takımın hatalarından bulduğu pozisyonlarda golleri kaydetti.
Ne yalan söyleyeyim ben Sparta’nın bu kadar dişli, atletik bir takım olduğunu düşünmüyordum. Bitmez, tükenmez bir enerjileri varmış. Muslera gününde olmasa Sparta Prag maçı da kazanabilirdi. Deneyimli file bekçisi yüzde yüzlük dört gol pozisyonunu engelledi.
Galatasaray’da en