Okan Buruk’u kutlamak lazım. Takımı sahada müthiş mücadele ediyor. Bütün futbolcuların zirve için adeta beynini yıkamış. 84. dakikada Karagümrük beraberlik golünü atıyor, 90. dakikada Galatasaray yine üstünlüğü yakalıyor. Hem de sonradan oyuna giren Berkan’la...
Mertens 37 yaşında... Bu çocuk sahada basmadık yer bırakmıyor, gol atıyor, gol attırıyor. Bitmeyen ve tükenmeyem bir hırsı var... Aynı şekilde Barış Alper... Kabus gibi rakibin üzerine çöküyor. Bırakın gol atmayı, o da gol pası veriyor. Bütün takım olarak maçın tamamında hızlı futbol oynamasalar da maçı kazanma hırsları hiç bir zaman eksilmiyor.
Tolunay Kafkas’ı da kutlamak lazım. Düşme hattının çizgisinde ama Karagümrük bu sezonun en iyi, en tempolu oyununu oynadı. Can Keleş, Mendes ve Marcao çabukluklarıyla Galatasaray defansını bayağı hırpaladılar. Nelsson olağanüstü mücadele etmesine rağmen onun bile etkisiz kaldığı zamanlar oldu. Karagümrük hep golü düşündü.
Galatasaray dün gece çok zor
Rams Park’ı dolduran 48 bin taraftar durmaksızın takımına öyle büyük destek veriyor ki, buraya deplasmana gelen takımların işi gerçekten çok zor. Bu destekle büyük yıldızlar da birer birer sahneye çıkıyor. Barış Alper diyorsun, belki gol atmadı ama Sivasspor’un sağ kanadını resmen çökertti ve iki gol pası verdi.
Ziyech diyorsun, sezon başı gerçek performansını gösteremedi. Ne var ki son haftalarda gerçekten müthiş futbol oynuyor. Dün akşam Sivasspor’a mükemmel goller attı. Faslı futbolcu saha içinde kendisini unutturuyor. Arkadaşlarından gol pası geldiği an sahneye çıkıyor. Topa vuruş tekniği, Süper Lig’in en iyisi. Gerçekten bu maçtaki performansıyla futbol severlere büyük keyif verdi.
Dries Mertens çok büyük usta. Keşke 3-5 yaş genç olsaydı. Goller atıyor, gol pası veriyor, sahada basmadık yer bırakmıyor. Cim-Bom’un hücum hattı birbirlerini çok iyi tanımışlar ve atılan gollerde, verilen pasların hepsi adeta öldürücüydü. Rakip sadece seyredebildi,
Sezon sonu yaklaştıkça Galatasaray’ın performansı artıyor. Bilhassa forvet hattı rakibi 60. dakikadan sonra resmen boğuyor.
Alanyaspor ve Adana Demirspor maçlarını gözünüzün önüne getirin. İlk yarı rakip nesi varsa sahaya koyuyor. Ama ikinci yarı özellikle 60. dakikadan itibaren Barış Alper, Mertens, Icardi, Ziyech, Kerem Demirbay sahneye çıkıyor ve o zor deplasmanlarda çok rahat goller atarak farklı kazanıyorlar. Burada Okan Buruk’u kutlamak lazım. Takımını mükemmel çalıştırıyor. Kondisyon olarak şu an Süper Lig’in en güçlü takımı onlar. 37 yaşındaki Mertens, 91. dakikada gol pası veriyor, rakip ataklarda kendi kalesine gelip top kapıyor.
Barış Alper bu sezonun yıldızı. Bu çocuğun bütün hayatı kendi eviyle Florya arasında geçiyor. Gençtir, şöhretlidir her futbolcu çıkıp gece gezmek ister. Barış futbol çıtasını öyle bir yere koymuş ki hiç oyundan düşmüyor. Helal olsun demek lazım.
Ziyech’e kızıyoruz. Neden kızıyoruz, devamlılığı yok diye. Ama adam o kadar büyük bir
Süper Lig’in sonu yaklaştıkça maçların temposu da hırsı da artıyor. Adana Demirspor ligimizin renkli takımlarından birisi. Muazzam bir taraftarı var. Gerçekten kendimi bir ara “Galatasaray, Napoli ile mi oynuyor?” diye düşündüm. Hikmet Karaman hırslı bir hoca, Galatasaray’ı gözüne kestirmiş. Bilhassa ilk yarıda top bir o kaleye bir bu kaleye gitti, geldi. Adana Demirspor file bekçisi Magomedaliev kalesinde resmen devleşti. Aynı şekilde Muslera da önemli kurtarışlar yaptı.
Adana Demirspor ilk yarıda kanatlardan Mendoza ve Yusuf Erdoğan ile Galatasaray’ın iki bekini de oldukça hırpaladılar. Balotelli eski günlerinde olduğu gibi verdiği paslarla, ortaya koyduğu mücadele ile takımı adına çok etkili olmayı başardı.
Ama işte bir yerde ne kadar mücadele etsen de atletikte olsan, yıldız futbolcuların varsa maçı kazanıyorsun.İlk gole bakıyorum; Ziyech topu yere vurdurarak filelere gönderiyor. Kerem Demirbay ise ikinci golde rakibini geçişi ve çarpraz pozisyondan topu filelere göndermesi gerçekten müthişti. Ancak bu topları
Süper Lig’in bitmesine beş hafta var. Galatasaray da, Fenerbahçe de zor maçlar oynayacak. Şu an tabii ki sarıkırmızılıların avantajı büyük. Derli toplu futbol oynuyorlar, moralleri en üst seviyede. Takım, hoca, yönetim, taraftar bütünleşmişler, arada da dört puan fark var...
Evet ibre Galatasaray’ı gösterse de bugün Adana Demirspor, haftaya Sivasspor, daha sonra Karagümrük ile dışarda, Fenerbahçe ile sahasında, son olarak da Konyaspor ile deplasmanda oynayacaklar. Bu maçların hangisi kolay? Koca sezon ‘Galatasaray şampiyon olamaz’ diye bas bas bağıranlar bugün şampiyon belli diye konuşuyorlar. Sakın bu insanlara inanmayın. ‘Fenerbahçe öldü, bitti’ diyenlerin de ‘Lig bitti, şampiyon belli’ diyenlerin konuşmalarını da ciddiye almayın.
Galatasaray’ın çok başarılı bir teknik direktörü var. Okan Buruk’un futbolcularla da, taraftarlarla da diyaloğu mükemmel. Ben takımını rehavete sokacağını düşünmüyorum. En ufak bir hatayla bütün avantajı biter. Herhalde bunu kendileri de
Elli bin taraftar Rams Park’taki her maçta rakip takımlara müthiş bir baskı yapıyor. İster istemez bu baskıdan Galatasaraylı futbolcular da olumlu yönde etkilenip oyunun belli bölümlerinde tempoyu artırarak çok rahat gol pozisyonlarına giriyorlar.
Dün akşam 4 gol atıldı, kaçan gol sayısı ise en az 7. Hem de öyle böyle pozisyonlar değil kaçanlar. Bunu kabul etmek lazım. Galatasaray’ın da Fenerbahçe’nin de kadrosu geniş ve kaliteli. Bu takımlara Süper Lig’de çelme takacak güçte bir ekip yok. Pendikspor ne kadar ligde kalmaya da oynasa bir yere kadar dayanabildi. İlk gole bakıyorum Icardi gerçekten çok büyük bir yıldız. Baktı top gelmiyor, kendisi orta sahaya geldi, topu kaptı, Mertens’e verdi. Mertens tekrar Icardi’ye gönderdi ve hakikaten hazırlanış ve son vuruş olarak harika bir gol izledik.
İkinci golün başlangıcında da Icardi vardı. Kornerde Abdülkerim’in bir adım geri giderek o kafa vuruşu da alkışı hak ediyor. Bunun yanında Icardi, Barış Alper ve Kerem Demirbay’ın kaçırdığı o kadar net
Çok kötü bir futbol sezonu yaşadık. Saha içine bir türlü giremedik. Tartışmalar, adaletsizlikler hiç bitmedi. Süper Kupa maçını bile doğru dürüst oynayamadık. En kıymetli hakemimiz darp edildi. Bunun gibi bir sürü tatsız olaylar...
Sonuçta başarısız olan federasyon başkanı kulüplerin baskısıyla seçim kararı aldı.
Allah rahmet eylesin Hasan Doğan futbolumuzdan rüzgar gibi geldi, geçti. Keşke yaşasaydı da, bu tartışmaların hiçbirini bizler görmeseydik. Hasan başkan Beşiktaşlıydı. Hiç birimiz kendisine ‘Sen Beşiktaşlısın’ demedik. Çünkü o zamanlar federasyon gerçekten adalet dağıtıyordu. Bir daha o çizgiyi yakalayamadık.
Yeni federasyon başkanının Hasan Doğan gibi olması lazım. Yıpranmamış olmalı, hiçbir kulübe yakın olmamalı. Şayet bu tarife uyan bir başkan varsa, bütün kulüplerin desteğini alarak seçilmeli. Eski düzen olacaksa kulüpler federasyona kendilerini temsilen yönetici gönderecekse, federasyon başkanı da o kulüplere boyun eğecekse yapılacak
Derbi maçına kadar ben Galatasaray’ın da, Fenerbahçe’nin de puan kaybedeceğini düşünmüyorum. Kabul etmek lazım, iki takımın da kadrosu, diğer takımlara nazaran çok güçlü... Bu iki büyük kulüp de kötü oynar-iyi oynar ama puan zor kaybeder.
Derbi maçının havası ayrı... Kabul ediyorum derbinin favorisi olmaz. Ama şunu unutmamak lazım, Galatasaray iki puan farkıyla o maça çıkarsa beraberlik bile Galatasaray’ı şampiyon yapacak. Ayrıca 50 bin taraftar takımını çok farklı motive ediyor. Şampiyonluk derbi maçına kalırsa, Galatasaray bir adım önde... Oynanmadan derbi maçının fotoğrafını çektiğimiz zaman bu görüntü ortaya çıkıyor. İkinci bir konu ise, Alanyaspor maçının ikinci yarısındaki futbolunu sarı-kırmızılılar oynamaya devam ederse, lig sonuna kadar bütün maçlarını kazanarak şampiyon olur. Ama biliyorsunuz iki takım da çok inişler-çıkışlar yaşıyor.