Fransız üreticinin SUV sınıfındaki en son ve en büyük numarası olan Koleos, öncelikle heybetli görüntüsüyle tavlıyor. Ona sırf bu yüzden bile “Abi” diyebilirdim...
Bugünlerde, model yelpazesinde bir tane SUV olmayan markaların neredeyse “silik kaldığı” bir dönemi yaşıyoruz malumunuz. Bu nedenle her markada, bu yönde hummalı bir çalışma, bir telaş filan... Fransız üretici Renault ise, bu sınıfa “Bulunsun, bulunsun...” diyerek bir değil, tam üç farklı SUV modeli sunuverdi. Koleos, bu üçlünün hem en sonuncusu hem de “ismen” en tanıdık olanı...
Renault’nun ilk kez 2007’de tanıttığı, ikinci nesliyle de yeni bir hayat verdiği Koleos’tan bahsediyorum. Bu kez adını aldığı önceki modelden daha heybetli ve büyümüş halde yollara inen Koleos, bu özellikleriyle markanın SUV ailesinin “abisi” konumunda. Bambaşka bir formülle aramıza dönen Koleos, her ne kadar Talisman’ı andırsa da, markanın yeni nesil tasarım diliyle şekil bulmuş. İri radyatör ızgarası, yine iri sayıbilecek (ya da bana öyle geldi) Renault amblemiyle dikkat çeken Koleos, bolca krom detayla hafiften lüks de görünmeyi başarıyor.
Arkadaysa, özellikle stop lambalarında Talisman tam bir “Talisman etkisi” göze çarpıyor. Tamponun orta kısmında yer alan ve egzost çıkışı hissi verilen krom detaylar, araca farklı bir hava katmış.
Renkler ve zevkler
Aracın iç mekanı ise, tıpkı dışarıdan hissedildiği gibi geniş ve ferah. Bu, sadece önde değil, arkada da aynı hissediliyor. Her ne kadar kullandığım araçta deri döşemeli koltuklar bulunsa da, Renault, bu aracı daha fazla lüks ile şımartmak yerine sadelik ve fonksiyonellikle ödüllendirmiş gibi geldi bana.
Bununla birlikte araçta böyle lüks detaylar yok demedim, yanlış anlaşılmasın. Çünkü ön koltuklarda ısıtma/soğutma fonksiyonu, orta konsul ve vites kolu çevresinde ahşap döşeme, farklı renklerde iç ışıklandırma seçimi gibi bir çok farklı unsur, konfor için unutulmamış. Buna müzek sistemi, otomatik klima gibi şeyleri dahil etmedim bile...
İç mekanı dizel motorlu olmasına rağmen sessiz sayılabilecek düzeyde olan Koleos, yolcularına konforlu bir yolculuk sağlamak amacıyla “tam tadında” bir süspansiyonla donatılmış. Bagaj hacmi bir hayli geniş olan Koleos’un, elektrikli açılıp-kapanabilen bagaj kapağına sahip olması da bir başka güzellik tabii. Zaten olmaması düşünülemezdi. Açılabilir cam tavan, diz mesafesi hayli iyi arka koltuklar ise, Koleos’ta aklımda kalan diğer güzelliklerden...
Koleos, ikinci neslinde çok daha farklı ve iddialı. Dizel-otomatik motor seçeneği, 4x4 alternatifi filan da derken, hayli makul modellerden biri haline geliyor. Tabii ki renkler ve zevkler de önemli...
Oyna oyna bitmez...
- Neyin nesi?
Yok, bu iç sesimi eğitmem pek de mümkün olmayacak... Aslında kendisi, en az benim kadar bilgili filandır ama, nedense soru sonma konusunda bir “kısırlık” yaşıyor. Sorduğu soru ortada... Neyse, tekrarlıyorum bak: Koleos, markanın daha önce ürettiği SUV modelin adıydı. Bu da, ikinci nesli. Ama bu kez daha farklı ve iri bir araç halinde. Üstelik de daha çekici görünüyor. Yeni geldi sayılır, ılık yani...
- Hangi motor seçenekleri var peki?
Kullanmış olduğum 1.6 lt ve 130 beygirlik dizel seçenekti. Önden çekişli olanından. Heybetli görünmekle birlikte “efendi”kullanımda 100 km’de 6-6.5 lt civarında tüketiyor. Bir de 2.0 lt dizel 175 beygirlik seçeneği var ki, o da 4x4 çekiş sistemine sahip... Bu sistem de, Nissan X-Trail’den alınmış.
- Neleri var?
Aslında çok şeyi var. Donanım paketi seçeneklerine göre değişen, 7 ve 8.7 inçlik ekran seçenekleri, otomatik Park Asistanı, geri görüş kamerası var. Bunun yanında sürüş yardımcıları, eller serbest telefon, navigasyon gibi fonksiyonları koordine eden R-LINK 2 multimedya sistemi ve değiştirilebilen iç mekan aydınlatma seçenekleri, anahtarsız çalıştırma da mevcut. Isıtma/soğutma fonksiyonlu ön koltuklar filan da cabası. Ayrıca otomatik yanan farlar, yağmur sensörü, Aktif Acil Fren Destek Sistemi, Şerit Takip Sistemi, Kör Nokta Uyarı Sistemi, güvenlik donanımları arasından sayabildiklerimden...
Editörün son sözü
Halen yazarken, aklımda aynı saçma ve klasikleşmiş ikilem: Ağabey mi yazsam, yoksa “Abi” mi? Bunun da otomobille alakası yok aslında, iyi mi?
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024