PKK yurtdışına çekilmek için yasa çıkarılmasındaki ısrarını sürdürüyor. Hükümet ise bu talebe şimdilik kapalı. Çekilme sürecinin yasal bir işlem gibi kayda girmesini istemiyor. Bu nedenle de “hukuki” bir çerçeve oluşturmaktan yana değil.
Ancak bu süreç hiçbir yasal dayanağa sahip olmasa bile en azından Anayasa’da da ifadesini bulan “yasalar önünde eşitlik” ilkesi karşısında hukuki sorunlar doğuracaktır.
Sonuç olarak legal veya illegal yoldan eli silahlı PKK’lılar yurtdışına çıkacaklar, bu işlem sırasında veya nedeniyle herhangi bir hukuki takibata uğramayacaklar.
Yurtiçindeki silahlı teröristlerin müzakere ve mutabakata dayalı serbestçe gitmeleri fiili olarak af etkisi doğuracak. Dağlarda silahla gezen PKK’lılar “silahlı unsurlar” oldukları için böyle bir yoldan yararlanacaklar. Öz itibariyle “terörist” muamelesi görmeyecekler.
İçerideki silahsızlar
Buna karşılık binlerce kişi değişik terör örgütü davalarından tutuklu veya hükümlü olarak cezaevlerinde yatıyorlar.
Buna KCK davasından yatanlar da dahil.
Bu davadan yatanların büyük çoğunluğu silahlı eylem suçlusu değil. Suçları PKK terör örgütüne üye olmak, yardım, yataklık etmek veya bu örgütün propagandasını yapmak.
Süreç silahlı PKK’lıları serbest bırakırken, silahsız olanların cezalandırılması gibi bir tablo doğuracak.
Bu durumda dağdaki silahlı PKK’lılara yol verilirken, KCK davası sanık veya hükümlülerinin cezaevlerinde yatmaları dikkat çekici bir çelişki oluşturacak. Elinde silah dağda bulunmak “avantaj” haline gelmiş olacak.
Bugünden işaretleri görüldüğü gibi bir süre sonra bu “çelişki” üzerinden tartışma başlayacak ve yeni talepler gündeme gelecek ki; PKK sürecin başında KCK’lıların serbest bırakılmasını da koşullarından biri olarak gündeme getirmişti.
Başbuğ ve diğer sanıklar
Silahlı PKK’lılar serbestçe yurtdışına çıkarken, Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ ve diğer komutanların cezaevinde “terörist” olarak yatıyor olmaları da garip ve çelişkili bir durum yaratacak. Sadece komutanlar değil, bu davalardan tutuklu veya hükümlü olan ancak eline hayatında silah almamış siviller açısından da aynı görüntü doğacak.
Neden yatıyorlar?
Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ ve diğer komutanlar, terör örgütü yöneticisi ve üyesi olmanın yanı sıra darbe girişimi suçlamasıyla yatıyorlar. Haklarında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.
Abdullah Öcalan ve bazı PKK’lı teröristler neden yatıyorlar? Eski Türk Ceza Kanunu’nun 125’inci, yeni Türk Ceza Kanunu’nun 302’nci maddesindeki suçtan:
“Devlet topraklarının tamamını veya bir kısmını yabancı bir devletin egemenliği altına koymaya ve devletin bağımsızlığını zayıflatmaya veya birliğini bozmaya veya devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya yönelik fiil işleyen kimse ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla çarptırılır.”
Durum böyleyken sürecin hukuki sorunlar yaratmayacağını söylemek mümkün değil.
Süreci yönetenlerin bu sorunları da dikkate almaları gerekiyor.