Asker ve sivil kaynaklar Başbakan Erdoğan’ın PKK’nın sınır dışına çıkışıyla ilgili ‘PKK silah bırakıp çıksınlar’ sözlerine destek çıktı. Konuştuğum kaynaklar, Öcalan‘ın Nevruz mesajından sonra hazırlığa başlayan PKK’nın ülke sınırlarını ‘silahsız ve sivil kıyafetle terk etmesinin en doğru yöntem’ olduğu görüşündeler...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, “PKK’lılar silahlarını bırakıp çıksınlar” çağrısı, güvenlik kurumları tarafından da en doğru yöntem olarak görülüyor.
Hükümetten, PKK’lıların, yurtdışına çıkışı Habur gibi bir şova dönüştürmelerine izin verilmeyeceği yönünde sık sık açıklamalar yapıldı. Son olarak Başbakan Erdoğan, “Silahlarını bırakıp çıksınlar, ister mağaraya bıraksınlar ister gömsünler” diyerek, Ankara’nın gösterebileceği müsamahanın sınırını da çizmiş oldu.
Başbakan’ın “silahsız çıksınlar” çağrısını paylaşan asker ve sivil güvenlik kaynaklarıyla yaptığım görüşmelerden edindiğim izlenim, “silahsız ve sivil kıyafetlerle” çıkmalarının en doğru yöntem olarak görüldüğü yönünde.
Askeri ve sivil güvenlik kaynaklarına göre ayrıca silahsız olsalar bile üniforma benzeri örgüt kıyafetleriyle çıkmaları da doğru bir yol değil.
Çıkış yöntemiyle ilgili olarak kaynaklardan aldığım izlenimi şöyle özetleyebilirim:
“Yurtdışına çıkış yöntemi, ‘silahlı mücadele dönemi geride kaldı’ diyen terör örgütü için bir çeşit samimiyet testi olacaktır. Bu süreçte samimiyet; silahsız, sivil kıyafetlerle ve görünmeden, geldikleri gibi gitmelerini gerektirir. Bunu bir şova, resmi geçide çevirmeleri samimi olmadıklarını göstereceği gibi güvenlik güçleri açısından seyirci kalınamayacak durumlar yaratır. Eğer gerçekten silahlı dönemi geride bırakmak istiyorlarsa, silahlarını bırakırlar, normal sivil kıyafetleri giyerler ve giderler. Silahlar, sonra güvenlik güçleri tarafından toplanır. Bunun dışında başvuracakları yöntemler bu konuda samimi olmadıklarını gösterir.”
PKK’lıların sayısı
Güvenlik kaynakları, şu anda Türkiye içinde 1500 kadar PKK’lı bulunduğu tespitini yapıyorlar.
Asker ve sivil güvenlik birimlerinin ellerindeki bilgilere göre 1500 civarındaki PKK’lının 300 kadarı terör örgütünün lojistik hizmet işlerini görüyorlar. Çoğunluğu çocuk yaştaki bu 300 civarındaki grup, eline silah almamış olan ve PKK’lıların gıda tedariki, yemek, temizlik, malzeme taşıma gibi hizmetlerde görev verdikleri grubu oluşturuyor. Ayrıca, bu 1500 kişinin içinde, elinde silah olmakla beraber silahlı eyleme katılmamış, silahlı suç işlememiş olan yaklaşık 400 PKK’lı bulunuyor. Örgüte son yıllarda yeni katılan ve yaşları 16-18 arasında değişen bu kişiler, suça bulaşmamış diğer grubu oluşturuyor.
Aynı kaynaklar, toplam 700 civarında olan bu iki grubun adli makamların incelemesinden sonra serbest kalabileceklerini düşünüyor. Bu görüşe göre, suça bulaşmamış olan bu sayıda PKK’lı Türkiye’de kalabilir ve bir ceza almadan ailelerine dönebilirler. Böyle yapmalarına örgüt tarafından izin verilip verilmeyeceği de bir başka samimiyet testi.
Kalanların nasıl çıkacağı konusunda aldığım izlenimi de şöyle paylaşabilirim:
Geriye kalan 800 civarındaki PKK’lı da silahlarını bırakıp, sivil kıyafetlerle, geceleri, güvenlik güçlerine görünmeden geldikleri yoldan geri gidebilirler.
2 yıllık yoğun mücadele
Asker ve sivil güvenlik kaynaklarına göre PKK’yı yeni sürece yönlendiren önemli faktörlerden biri de son 2 yılda verdikleri önemli kayıplar.
Bu kaynaklara göre, 2011 yılında güvenlik güçlerinin yaptığı operasyonlar sonucunda PKK yurtiçinde 332, yurtdışında 790; 2012 yılında yurtiçinde 698, yurtdışında 860, 2013 yılının ocak ve şubat aylarında yurtdışında 87 kayıp verdi.
Aynı kaynaklara göre, tespit edilemeyenler de dikkate alındığında son 2 yıl içinde PKK’nın kaybı 3000’in üzerinde. PKK’nın yeni sürece yönelmesinde güvenlik güçlerinin silahlı mücadelesinin payı olduğu da düşünülüyor. Ankara’da hükümet ve güvenlik kurumları, PKK’nın yurtdışına çıkış konusunda alacağı tutumun ilk samimiyet sınavı olacağı görüşündeler.
PKK’lıların dağılımı
Güvenlik birimlerinin tespitlerine göre PKK’lılar, Türkiye’de üç bölgede yoğunlaşmış durumda. 1500 kişinin sayıca fazla olduğu yerler Hakkâri-Şırnak, Bingöl-Genç ve Diyarbakır’ın kuzey kırsalı. Sayıca yoğunlaştıkları dördüncü bölge ise Tunceli kırsalı. Ancak buradaki teröristler, çoğunlukla DHKP-C örgütüne mensup kişiler.