Bülent Akarcalı - Amerikan kongresi kütüphanesinde bu ülkenin kuruluşuna dair çok sayıda her biri diğerinden ilginç, merak uyandırıcı arşivler vardır. İngilizlere karşı savaşın kazanılıp sömürge konumundan çıkınca yeni devletin kuruluşu, yapısı, işleyişi, temsili, hatta resmi dilinin ne ve nasıl olacağı kapsamlı
tartışmalara yol açmıştı.
Avrupa krallarının, asillerinin, Katolik kilisenin baskısı ve zulmünden kaçanlar, düşünce, inanç ve teşebbüs özgürlüğün tam olduğu, herkese hükmedecek merkezi bir devletin olmadığı, yetki ve sorumlulukların birbirini denetleyeceği siyasi bir yapıyı oluşturma gayretindeydiler.
Işık Likya’dan doğdu
Kendilerine ışık tutan ne Roma ne Atina ne de Bizans oldu. Işık Likya’dan doğdu.
Özay Şendir’in pazar günkü yazısının da söz ettiği Likya birliğinin demokrasi tarihindeki öncül rolünü iyice anlamak için tekrar tekrar okumak hatta kesip ya da internetten indirip dostlara göndermek çok yararlı olur.
Kuşkusuz arkeolojik zenginlikler gerçek, yani gözle görünür elle dokunulur fiziki yapılar oldukları için çok ilgi çekerler. Onları korur, onarırız. Yerli, yabancı turistlere de gösterip gurur duyarız. Ama esas zenginliğimizin bu topraklarda oluşmuş ve gelişmiş olan uygarlıkların dünyaya miras bıraktıkları zenginliklerin mermerlerden değil de beynimiz üzerinden oluşan fikirlerimizle, bilgelik arayışımızla biçimlenen yaşam tarzımız olduğunu pek düşünmeyiz.
Başka bir deyişle Anadolu uygarlıkları bize arkeolojik mirastan da üstün fikri miras bıraktı. Likya birliğinin devlet yönetimine demokratik anlayış ve uygulamayı geliştirip yerleştirmesi dünya siyaset tarihinin en önemli sayfalarından biridir.
Prof. Dr. Havva ve Prof. Dr. Fahri Işık
1990’lı yıllarda tatili Kalkan’da geçirirdim, Patara 15 km mesafededir. Eski eserlere meraklı biri olarak Patara’yı ziyarete gittim ve oraya ömürlerini adayan, kum yığınları altından Ege’nin en güzel kentini ortaya çıkaran ve çıkarmaya devam eden Profesör Dr. Havva ve Prof. Dr. Fahri Işık Çiftini tanıdım. Bir gidişimde Patara‘yı merkez almış Likya birliğine ait kentlerin yön ve mesafesini gösteren taşı bulmanın heyecanını taşıyorlardı ama bir başka gidişimde heyecan zirve yapmıştı. Likya birliğinin meclis binasını bulmuşlardı. Meclis daha önce kısmen ortaya çıkarılan tiyatronun karşısındaydı. Daha sonra da antik dünyadan ayakta kalmış daha doğrusu yıkılmış ama tüm taşları duran tek deniz fenerinin keşfini yaptılar. Likya ışığını tekrar yakanlar Işık çifti oldu.
ABD Senatörü Stephen Solarz , ağanın eli tutulmaz!
1985-90 arası Washington’da Senato ve Temsilciler Meclisi nezdinde lobi çalışmaları yapmış ve ciddi dostluklar kurmuş hatta Ermeni soykırım tasarısını Temsilciler Meclisi’ne ilk getiren kişiyi ikna edip Türkiye’yi ziyaret etmesini ve sonra da dilekçeden imzasını geri almasını sağlamıştık. Esas kalıcı dostluğu kıdemli New York Senatörü ve Musevi Lobisinin etkin bireyi Stephan Solarz ile oluşturmuştuk. Tatlı bir tesadüf sonucu, Solarz 2003’te Kalkan’a gelip güzel bir villa inşa etti. Tekrar buluştuk. Türk tarihi ve geleneklerimize meraklı, dilimize öğrenmeye gayret eden biriydi. Bir akşam konuşurken “Ağanın eli tutulmaz deyimini öğrendim buna uygun olarak Kalkan’a bir şeyler yapmak isterim” dedi. Ben de Patara’da yeni ortaya çıkarılan Meclis binasından söz ederek “Ağalığını buraya kullan” cevabını verdim. Ertesi günü Patara’yı gezdik ve akşamına Havva Hanım ve eşi Fahri Beyle yemekte görüştük. Kısa bir süre sonra Solarz Washington’a gidip meclis kütüphanesinde Likya tartışmalarını inceledi, ABD’nin önde gelen gazetelerini bilgilendirdi. Bu gazetelerde Patara ile kapsamlı yazıların ve tanıtımın çıkmasını sağladı.
Eşi Patara’nın Amerikan Dostları grubunu kurdu ve 27 Mart 2005 tarihinde resmi bir kuruluş haline dönüşmüş olan Türkiye’nin Amerikalı Dostları derneğinin geleneksel yıllık balosunu, Havva ve Fahri Işık hocaların mensubu bulundukları Akdeniz Üniversitesi ile birlikte “Patara’nın hamisi” olarak düzenletip, Likya birliği meclis binasının onarımına ciddi bağış topladı. Aşağı gördüğünüz bu gecenin davetiyesidir.
Hayalim ve TBMM Başkanımız Mustafa Şentop ile Kültür veTurizm Bakanımız Mehmet Ersoy’a bir çağrı.
Daha sonra TBMM Başkanı Bülent Arınç’ı ziyaret ederek, Patara’daki keşfin önemini anlattım ve ABD’de yapılanları çıkan yazıların kupürlerini gösterip, buraya TBMM’nin sahip çıkmasını önerdim. Konuya ciddiyetle yaklaştı. Ancak bir süre sonra görevi Köksal Toptan’a devretti. Köksal Bey projeye iyice sahip çıkarak Likya birliği meclis binasının restorasyonu için gerekli tahsisatın TBMM bütçesinden verilmesini sağladı.
Yapılan restorasyon Işık çiftinin, Türk arkeolojisinin yüz akıdır ve dünya çapında bir başarıdır.
Hayalim restore edilen meclisin ziyarete açılışını, dünyanın dört bir yanından çağrılacak meclis başkanlarına verilecek bir davet ve büyük bir sanat gösterisiyle gerçekleşmesiydi.
Şahsen tanışma fırsatı bulamadığım ancak konserlerinden yüzünü gördüğüm Fazıl Say’ın Patara balesi adında bir eseri bestelediğini öğrenince hayalime çok yaklaştığımı sandım. Ancak hızlı siyasi ve diğer gelişmeler hayali hayalde bıraktı!
Ama kim bilir, Özay Şendir’in makalesiyle yaktığı ışıkla belki bir alev parlar ve yalnız Biden’a değil tüm Dünya’ya gerçek demokrasi beşiğinin Likya ve Anadolu olduğunu, tüm ülkelerin meclis başkanları önünde Patara balesini sahneye koyarak gösterebiliriz.
Sayın meclis başkanımız Mustafa Şen ve Turizm ve Kültür Bakanımız Mehmet Ersoy el ele verince neden olmasın?
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024