BİLGAY DUMAN- Sadr Hareketi’nin parlamento siyasetinden çekilmesinin ardından siyaset sokak üzerinden kanalize edilmiştir. Ancak bu kanal ile de Sadr tarafından istediği çoğunluk hükümetinin kurulmasının engellenmesi ülkedeki gerilimi artırdığı gibi birçok bilinmezi gün yüzüne çıkarmaktadır. Zira Sadr’ın da taklit merci olan Ayetullah Kazım el-Hairi’nin mercilikten ayrıldığını açıklaması, parlamento siyasetinden çekilen Sadr’ın dini açıdan ‘içinin boşaltılmasına’ yönelik bir çaba olarak okunabilir. Sadr ve Şii Koordinasyon Çerçevesi arasındaki gerilimin kontrolden çıkar bir pozisyona gelmesi gösterici hareketliliğini artırmıştır. Bu doğrultuda Sadr destekçileri Cumhurbaşkanlığı binasına girerek parlamento ve Yüksek Yargı Kurumu’nun ardından yürütme erkini de çalışamaz hale getirmiştir. Hatta resmi bir şekilde duyurulmamasına rağmen Bakanlar Kurulu haftalık toplantısını askıya almıştır. Bu durum ise Irak’taki devlet sistematiğinin çöküşüne işaret etmektedir. Bu kapsamda hükümetin istifası ülkeyi tamamen belirsizlik içerisinde bırakacaktır. Zira yasama, yargı ve yürütme erkleri çalışamaz durumdadır. Devletin sivil kısmının bu şekilde çalışamaz hale gelmiş olması ise silahlı kanadın güç kazanmasına yol açabilir.
Siyaseten istifaların ardından Sadr’ın yaşadığı alan kaybının sokaktan telafi edilmesi üzerine dini alanda hedef alındığı görülmüştür. Bu durum ise gerginliğin kırılma noktasına yaklaştığını göstermektedir. Bu minvalde Sadr’ın kaos yanlısı bir tutum sergilediği, hatta kaosun içerisinden çıkacak sistem olmak istediği görülüyor. Sadr’ın siyasetten çekilmesi, diğer taraftan İran destekli aktörlerle sokaktaki mücadelesini sürdüreceği şeklinde de okunabilir.
Gerilimin Bağdat özelinde ‘çözümsüz’ bir hale gelmesi, tarafları diğer vilayetlerde de faaliyette bulunmaya itmesi beklenmektedir. Bu durumda Şii nüfusun yoğun yaşadığı güney vilayetler odağa alınmalıdır. Örneğin Bağdat’a sınırı bulunan Diyala’ya gösterilerin sıçraması, halihazırda terör örgütü IŞİD hücrelerinin en yoğun olduğu vilayetlerden biri olan Diyala’da farklı çok sayıda güvenlik tehdidini de beraberinde getirebilecektir.
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024