Umur Güçlü - dusunce@milliyet.com.tr / Her ne kadar bilmeyeni kalmasa da kripto varlıklar; blokzincir teknolojisi marifetiyle dijital ortamda yaratılan, herhangi bir merkezi bir otoriteye bağlı olmaksızın tedavül gören bir varlık olarak tanımlanabilir. Hayatımıza girmesi 20 sene önceye dayansa da, dikkatimizi kazanması yaşanan dramatik yükselişlerle son birkaç seneyi buldu.
Hukuktaki yeri
Kripto varlıklar şahsına münhasır yapıları nedeniyle Türk hukukunda eşya, para, elektronik para veya menkul kıymet çerçevelerine oturamamış, mevzuatımızın ise kripto varlıkları tanımlaması Nisan 2021’i bulmuştur. Buna göre kripto varlıklar dağıtık defter teknolojisi veya benzer bir teknoloji kullanılarak sanal olarak oluşturulup dijital ağlar üzerinden dağıtımı yapılan, ancak itibari para, kaydi para, elektronik para, ödeme aracı, menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası aracı olarak nitelendirilmeyen gayri maddi varlıklar olarak tanımlanmıştır. Bu acele ve eksik tanım, aynı zamanda kripto varlıkların ödemelerde doğrudan veya dolaylı şekilde kullanılamayacağını öngören 16 Nisan 2021 Tarihli ve 31456 Sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Ödemelerde Kripto Varlıkların Kullanılmamasına Dair Yönetmelik’te (“Yönetmelik”) yer almaktadır. Bu düzenleme son yıllarda seyrek de olsa ödemelerde kripto varlık kullanılmasına, hatta kripto varlıkları oldukça yanlış bir şekilde değerlendiren İstanbul (açıklanmayan) İcra Hukuk Mahkemesi kararına Türk hukukunun güncel duruşu niteliğindedir.
Herhangi bir merkezi otoriteye bağlı olmaması, kaynağının bilinmemesi ve ciddi yatırım riskleri taşıması nedeni ile aslında en başında elini taşın altına sokması gereken Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (“BDDK”), Sermaye Piyasası Kurulu (“SPK”), T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı ve T.C. Ticaret Bakanlığı herhangi bir düzenlemede bulunmaktan kaçınmış bu tür varlıkların risk taşıyabileceğini söylemekten ileri gitmemişti. Bu tutum, sermaye piyasası mevzuatına aykırı bir şekilde “borsa” ibaresi kullanılarak kripto varlıkların tedavülünü gerçekleştiren kripto varlık hizmet sağlayıcılarının (“KVHS”) türemesine ve hacmi milyarlarca lirayı bulan işlemlerin herhangi bir regülasyona tabi olmadan serbestçe gerçekleşmesine sebep olmuş ve olmaya devam etmektedir.
Yatırım riskleri
Günümüzde kripto varlıklara yatırımlar, ağırlıklı olarak, banka mevduat hesaplarındaki paranın KVHS hesaplarına yatırılarak, bu firmaların tek tarafları olarak öngördüğü kurallar çerçevesinde yapılmaktadır. Bir başka deyişle, kripto varlıklara yatırım amacıyla bu firmalara yatırılan paraların mülkiyet hakkı adeta bankacılık sisteminde olduğu gibi yatırımcıdan KVHS’ye geçmektedir. KVHS’lerin, bankacılık veya sermaye piyasası mevzuatına tabi şirketler gibi katı mevzuatlara tabi olmaması sayısız riski beraberinde getirmektedir. Firmaların asgari sermaye yükümlülüğünün bulunmaması, pay sahiplerinin veya yöneticilerin sahip olması gereken kriterlerin dikkate alınmaması, fon karşılıkları gibi ekonomik dengeyi koruyucu yükümlülüklerinin bulunmaması, hizmet sözleşmesinin serbestçe belirlenmesi, kişisel verilerin standart şekilde işlenmesi bu risklerin en büyük emsallerini oluşturmaktadır.
Yukarıda bahsi geçtiği üzere, başta sessiz kalmayı seçen kamu otoritelerimizin kripto varlıklar konusunda aksiyon almaya başladığını görmekteyiz. Yönetmelik üzerine Mali Suçları Araştırma Kurulu’nun (“MASAK”) 4 Mayıs 2021 tarihli Kripto Varlık Hizmet Sağlayıcılar Rehberi (“Rehber”) bunun güzel bir örneği olduğu gibi daha sonrasında gelecek düzenlemeler için bir ulak niteliğinde. MASAK, Rehber ile kripto varlık alım satımları aracılığını gerçekleştiren “borsaları” yani en hacimli işlemleri hedef almakta. Rehber, KVHS’lerin temel yükümlülükleri olarak müşterinin tanınması, şüpheli işlem bildirimi, bilgi ve belge verme, devamlı bilgi verme ile muhafaza ve ibraz gibi klasik yükümlülüklere ışık tutmakta. Ancak asıl dikkatin toplanması gereken nokta uzaktan kimlik tespitinde akdedilmesi gereken sözleşmeler kapsamında BDDK ve SPK mevzuatından yararlanılabileceğinin düzenlenmesi. Bu detay adeta piyasada dolaşan, Takasbank benzeri kurumsal bir yapı ile kripto varlıkların tedavülünün merkezileştirilmesi ve Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği nezdinde oluşturulan çalışma grubu ile SPK’nın kontrole getirilmesi haberlerini doğrular nitelikte.
Özetin özeti
Kripto varlıklar, finansal karşılığının tartışmalı olması ve takibinin oldukça zor olması nedeniyle çok tehlikeli olsa da gelişmeye, değer kazanmaya ve yaygınlaşmaya devam edecek. Bu büyümenin önüne aceleci ve eksik mevzuatlarla geçmeye yeltenmek doğru olmayacaktır. Öte yandan, ilgili otoritelerin düzenlemeler kapsamında hassas olması da kripto varlıkların tedavülünü ve değerini yakından ilgilendirmektedir zira en başta kripto varlıkları yatırımcılar için çekici kılan bir nokta da herhangi bir otorite ve kurala bağlı olmaması.
* Bu makale hukuk alanındaki gelişmeleri paylaşmak amacıyla hazırlanmış ve hukuki bir görüş veya yönlendirme olarak değerlendirilmemelidir.