AYBARS KUDAY - Eski Roma’da genellikle savaş esirleri ve kölelerden oluşturulan, Romalı insanları eğlendirmek, halkı askerliğe, dövüşlere ve olası savaşlara hazırlamak amacı ile halkın seyirciliği refakatinde birbirleri veya vahşi hayvanlarla dövüşmek zorunda bırakılan insanlardır.
İmparator Honorius, senatoyu lağvedip MS 404 yılında oyunlara son verinceye kadar devam etmiştir.
Genelde Roma tarihçileri tarafından vahşi barbarlar olarak anlatılsalar da gladyatörler daha alt kesim tarafından kahraman ilan edilmişti. Portreleri, pek çok açık alan duvarına asılmıştı. Çocuklar kilden yaptıkları gladyatör figürleriyle oynardı. En popüler gladyatörler, bugünün sporcuları gibi çoğu ürünün tanıtımını yapardı.
Eğitim almaları gerek
Günümüz sporcuları da gladyatörlerin modern versiyonu olarak düşünebiliriz. Günümüzde sporcular artık çok daha büyük kitlelere örnek olan, gençlerin kendilerine rol model olarak aldığı insanlar. Çoğu henüz farkında olmasa da sosyal olarak da büyük sorumluluklar sporcuların üstüne yüklenmiş durumda. Dolayısı ile sporcuların sadece sportif olarak değil zihinsel, psikolojik ve sosyolojik unsurları da kapsayan komple bir eğitim almaları gerekiyor. Yaptığı spora ve rakibe saygı, centilmenlik, disiplinli çalışma ve yaşama prensipleri gibi.
Mesela Arsenal Futbol Akademisi 15 yaşından itibaren oyuncularına okul eğitiminin yanı sıra ayrıca diksiyon ve kendini doğru ifade edebilme, anlamlı cümle kurabilme gibi kariyerlerinin ileri zamanlarında işlerine yarayacak birçok konuda eğitim veriyor.
Kişisel gelişim için küçük gibi gözüken ama çok önemli olan bir nokta bu.
Spor sadece kazanma odaklı yapılan bir aktivite değildir. Spor, gençleri potansiyel kötü alışkanlıklardan uzak tutan, disiplin ve sorumluluk bilinci gibi çocuk yaşlarda alınırsa kişiyi diğerlerinden hayat boyu en az bir adım önde tutan, çok çalışmayı ve sonunda mükâfatının nasıl alındığını gösteren, rekabetin kişiyi nasıl ileriye götürdüğünü gösteren ve daha sayısız bir türlü faydayı sağlayan müthiş bir gelişim aracıdır. Futbol dışında kalan diğer spor branşlarında gençlere harika örnek teşkil eden birçok sporcu var. Fakat günümüzde en çok izlenen spor olan futbolda gördüğümüz örnekler bizleri kara kara düşündürüyor.
Sadece bizde değil, tüm dünyada sıklıkla gördüğümüz bazı örnekleri sıralayayım. Muhtemelen hepimizin hemen hemen her gün tanık olduğu örnekler:
Sporcuları korumak için konulan kurallar istismar edilir, hiçbir şeyi olmayan futbolcu yere kurşun yemiş gibi bağırarak düşer, dakikalarca yerde numara yapar, sahaya sedyeler gelir, doktorlar gelir. Bu arada TV basında izleyenlerin de yüreği ağzına gelir. Sonra bir bakarsınız aynı oyuncu 30 saniye içinde sapasağlam ayaktadır.
Bariz şekilde haksız olduğunu bile bile sonraki pozisyonlarda hakeme psikolojik baskı kurmak amacıyla önemsiz kararlara bile çılgınca itiraz eder.
Milyonlarca kişinin kendisini sahada veya TV’de izlediğini bile bile futbolcu yere tükürür ya da burnunu temizler.
Kalesinde adeta uçarak inanılmaz şutları kurtaran, icabında havadaki sineği bile gören kaleci oyunun sonlarında takımı öndeyken vakit geçirmek için türlü türlü “şaklabanlıklar” yapar. Kendisine top toplayıcı tarafından atılan topu resmen profesyonel aktörler gibi görmüyormuş numarası yapıp sağa sola bakınır. Hemen önündeki topu nedense göremez, saha içinde topu arıyormuş gibi başka yerlere koşar. Sonra da bir de hakemden özür diler!
Kazanılan taç atışında karşı takım topu hemen kullanmasın diye rakip futbolcu koşarak rakibin kullanması gereken topu eline alıp topla beraber uzaklaşır ve sonra o topu gider tacı atacak oyuncuya atıyormuş gibi yapar ama alakasız uzak bir yere atar.
İşin kötüsü bunları Avrupa kupası veya milli maçlarda bizim oyuncularımız takımları önde olduğu zaman vakit geçirmek için yaptığında maçı zaten orantısız bir ara gazı ile anlatan spikerlerimiz “bunlar futbolda var, bu profesyonelce hareketleri yapacak tabii aslanlarımız” tarzı yorumlar yaparak bir de izleyenlerin gözünde bu ahlaksızlıkları meşrulaştırır.
Ahlaksızlığın adı profesyonellik olmuş.
İnanılır gibi değil.
Günümüzdeki mentalite ile devam ederse spor asıl amacından uzaklaşıp Makyavelist bir kafa ile bakılan, ne yaparsan yap bir şekilde kazan fikrine odaklı ticari bir aktivite olacak. Günlük hayatta maalesef duya duya kanıksamış olduğumuz “ticaret bu, böyle şeyler olur” gibi dolandırıcılığı normalize eden sözleri ve benzer “profesyonellikleri” sporda çok daha sık duyacak ve göreceğiz.
Doğru örnek olmalı
Öte taraftan bütün Uzakdoğu sporlarında öğretilen ilk şey rakibe saygı. Dövüş öncesi karşılıklı selam ve eğilme, dövüş sonrası sonuç ne olursa olsun yine rakibe selam ve eğilme.
Günümüzde gladyatörlerin modern versiyonu gibi konumlandırılan futbolcuların basit, küçük ve ahlaksızca planlarla değil, uzak doğu sporlarında gördüğümüz gibi rakibe, çalışmaya ve efora saygıyı ön plana çıkartacak davranışlarla izleyenlere doğru örnek olmaları gerekir. Bu topluma karşı yerine getirmeleri gereken bir yükümlülüktür.
Temelleri şu anda yaşadığımız topraklarda atılan gladyatör oyunlarını, dolayısıyla örnek alınan onurlu ve gururlu gladyatör davranışlarını yine bu topraklarda yaşayan modern çağın gladyatörleri futbolcularımız tekrar hayata geçirse ne güzel olur değil mi? Belki son dönemlerde sportif başarı ile bizleri pek gururlandıramayan futbolcularımız yapacakları örnek sportmen davranışlarla dünyaya örnek olur ve sporseverlerin göğsünü kabartır.
Sahada rekabet, dışarıda da saygı ve nezaket. Böylece Atatürk’ün harika sözünü lafta değil pratikte de gerçekleştirmiş oluruz.
“Ben sporcunun zeki çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim”
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024