Dr. Zeki Hozer
Geçenlerde okuduğum bir makalede, ülkemizde son yıllarda dikkati çeken bir beyin göçü furyasından bahsediliyordu.
Tam da bu sıralarda benim odaklandığım bir haber oldu!
Biliyorsunuz, NASA, Jet Propulsion Laboratuvarları’nda geliştirilen Perseverance’ı, 30 Temmuz 2020’de CCAFS Uzay Kompleksinden uzaya göndermişti ve tam 6.5 ay sonra Mars’a başarı ile indirmişti. Böylece şimdiye kadar Mars’la ilgili gezegenin yüzeyiyle sınırlı kalan araştırmalar artık sondajlarla yüzey derinliklerinde ve Mars’ın çekirdeği gibi detaylara kadar genişleyecek...
İşte NASA, bu konuda dünya kamuoyunda farkındalık yaratmak amacı ile bu uzay keşif aracı için tüm ülke vatandaşlarına açık ‘Mars’a Bilet’ kampanyası açtı ve dileyen internetten ücretsiz sembolik biletlere sahip olabildi. Bu sayı 10 milyonu bulmuş ama bizi ilgilendiren nokta, en fazla bileti Türklerin almış olması! Listenin bir nolu bölümünü kaplayan ülke tam 2.5 milyon kişi ile Türkiye!
Bilet için başvuranlar da daha çok çocuklar.
Bu noktada SARS-CoV-2 Pandemisi nedeni ile eğitim veremediğimiz ve bir şekilde kaybedilmiş kuşağın temsilcisi olabilecek çocuklarımızın digital platforma entegre olmaları, NASA’nın faaliyetlerine ilgi duyması ve uzaya yönelik keşfetme ruhları ile evrenin sırlarının peşinde olmaları, her türlü takdirin üzerinde olsa da Mars gibi yaşamın olmadığı fosil gezegene odaklanmaları, sanırım ülkemizin geleceği adına psikolog, sosyolog ve politikacıları derin araştırmalara sevk etmeli!
Tabii, inşallah zamanında ülkesinden ayrılarak gelişmiş bir ülkeye giden başarılı yurttaşların ülkesine geri dönerek sermaye ve bilgi üretmesi anlamına gelen tersine beyin göçünü de ele alacağımız bir başka yazı konusu için zamanlar gelir ama şimdilik tekrar beyin göçüne dönersek, ülkelerin de yetişen ve kendini geliştiren sıradışı insanların, olanaksızlık, iş bulamama veya mesleğini istediği gibi icra edememe, kısaca kendi potansiyellerini sergileyecek ekosistemin olmaması nedeni ile başka ülkelere göçünden bahsediyoruz.
Her yıl 50 bin öğrenci
Sosyoekonomik önceliklerden araştırma imkanlarına ve çalışılacak kurumun prestijine kadar birçok etken bu göç için cazip faktörler.
Bu konuda iki istatistik vermek istiyorum:
UNESCO verileri her yıl 50 bin öğrencimizin yurtdışına eğitim için gittiğini belirtiyor.
TÜİK ise, Türkiye’den en çok göçün yaşandığı yaş grubu olarak 25-29 aralığını vurguluyor ve yurtdışına gidenlerin sayısı da yıllık 330 bin 289 kişi…
Merak edenler için dünyada en çok beyin göçü kabul eden ülkeleri de buraya yazalım: Norveç, İsveç, ABD, Kanada ve Avustralya.
Bu ülkeler alanlarında uzman olan göçmenlere yıllık 50 bin dolarlık yaşam standartı imkanı sağlıyor, vize ve vatandaşlık avantajına ek olarak.
Bir araştırmada İstanbul Erkek Lisesi mezunlarından yüzde 52.6’sı, Alman Lisesi mezunlarından yüzde 94.7’si ve Galatasaray Lisesi mezunlarından da yüzde 32.6’sının yükseköğrenim için Almanya, ABD, Kanada ya da Fransa’ya gittiği kaydedilmiş...
İbn-i Sina’nın yüzyıllar önce de veciz şekilde ifade ettiği gibi, “Bilim ve sanat, itibar görmediği toplumları terk eder.”
Son yıllarda başarıları ile tüm Türkleri gururlandıran Nobel Ödüllü Aziz Sancar ve Kovid-19 aşı çalışmaları öncüleri Alman BioNTech firmasının kurucu ve sahipleri Özlem Türeci ve Uğur Şahin çiftini, beyin göçü için küresel katkı örneği olarak anmadan geçmeyelim.
Kovid demişken, Almanya’nın geçen yıl değişiklik yaptığı göçmen yasası kapsamında özellikle tıp doktorlarbaşta olmak üzere, ülkemizden Almanya’ya önemli sayıda başvuru olduğu bilgisi de endişe verici gelişme olarak kayıtlara geçirmek gerekir.
Tıp doktorlarını kapsayan beyin göçünde, politik altertanstan ekonomik refaha kadar bir kalemde sayılacak birçok faktörün arasına sağlık çalışanlarına karşı şiddeti de eklemek mümkün.
Girişimciler için bürokratik engellemeler, yetersiz bilimsel çalışma ekosistemi, yenilikçi fikirlere kapalı iş dünyası gibi diğer nedenler de sıklıkla dile getirilmekte.
Yani, yapılacak olanları herkes biliyor: Yetenekli insanlarıın ülke içinde yaşamalarının özendirilmesini sağlayacak politikalar geliştirilecek!
Halihazırda yurtdışında olanlar için de ek imkanlar ile yurtdışı deneyiminden edindikleri bilgi ve birikimleri ülkemiz için kullanmalarını sağlamak...
-Devamı yarın-