Mustafa Kemal Ulusu
Atatürk hakkında çok kitap okudum ve çok araştırmalarda bulundum, ama geçenlerde siyaset bilimci ve sosyolog, İranlı bir Türk olan Ülgen Tölge’nin Atatürk hakkındaki tespitlerini okudum, çok doğru tespitlerde bulunduğunu gördüm ve de çok etkilendiğimden bunları siz değerli okurlarımla paylaşmak istedim.
Bakın Sayın Ülgen Tölge’nin anlatımından Atatürk kimdi?
1 Atatürk üst insandı. Onu başka İnsanlarla karşılaştırmak doğru olmaz. Atatürk’ün vatan sevgisine inanmıyorum. Üst insanlarda vatan sevgisinden daha yüce bir duygu olduğuna inanıyorum, ‘Vatan kuruculuğu’. Farklı düşünüyorum bu konuda, çünkü o zaman sevilecek vatan diye bir olgu yoktu ki, Osmanlının yok ettiği ümmetçi karanlık geçmişin harabeleri vardı. Vatan sadece toprak yığınından oluşmuyor. Vatan; yüce değerlerin zarfıdır. Peki, Atatürk zamanında hangi değerler vardı? Hiçbir değer, hiçlik vardı, insan hiçliği nasıl sevebilir? Atatürk sevilecek ve insanca değerlere zarf olacak bir vatan tesis etmek istedi, yüksek ölçüde de bunu başardı. Çünkü üst insanlar değerlerin kurucuları olurlar, o değerlerle de vatan madde olmaktan, toprak yığını olmaktan çıkarak, manevi ölçütlerin yurduna dönüşür. Atatürk’ün kurduğu ve Anadolu’ya armağan ettiği değerlerin ondan önce var olduğuna dair hiçbir örnekle, emareyle karşılaşmadım. Nelerdi bu örnekler?
2 Cumhuriyet bir değerdir ve Atatürk öncesi yoktu.
3 Laiklik, sadece bir değer değildir, değerlerin üreme üretilme temel taşı ve olanağıdır, Atatürk öncesi bu da yoktu.
4 Türkçe bir değerdir ve Atatürk öncesi yoktu, özellikle benim için önemli olan budur. Ben bir kaç dil bilirim ve Türkçenin de bir kaç lehçesini bilirim. Atatürk öncesi Türkçe yoktu. Felsefeye, fiziğe, ilime-bilime, bütün bilim dallarına girmiş bulunan modern Türkçenin kurucusu Atatürk’tür. Çağımızda eski Yunan felsefesinden modern Batı felsefesine denli bilgi kaynakları tercüme edilmişse, bunun nedeni Atatürk tarafından insanlık tarihine sunulan ve grameri belli olan Türkçedir.
5 Atatürk öncesi kadın yoktu. Şeriat esiri ve evde oturması gereken, cihat için çocuk doğuran dişi nesne vardı. Kadına insan onuru kazandıran, yazıp okuması için önündeki şeriat engellerini kaldıran, seçip seçilme hakkı kazandıran Atatürk olmuştur ve başka kimse olmamıştır.
6 Atatürk öncesi tarih hafızası olan bir toplum yoktu, çünkü tarih bilgisi ve bilinci olan bir toplum yoktu. 10 yıl boyunca TDK Başkanlığı yapmış olan felsefeci Macit Gökberk ‘Değişen Dünya, Değişen Dil” kitabında ‘Ortaokulu Osmanlı döneminde bitirdim. Anadolu’da Selçuklu devletinin de olduğunu ortaokulu bitirdikten sonra yabancı kaynaklardan öğrendim” diye yazar. Yani Anadolu toplumunda tarih bilinci ve bilgisi yoktu. Bu hafıza, bilinç ve bilginin yaratıcısı Atatürk’tür.
7 Türkler için (Sadece Türkiye Türkleri için değil) Atatürk’ten önce tarihin kendisi de yoktu. Üst insanlar kendilerinden itibaren başlayan tarihin yaratıcıları olmuyorlar, daha önceki tarihin de kurtarıcıları, aydınlatıcıları oluyorlar. Bu açıdan Atatürk tarihin kurucusu, kurtarıcısı ve aydınlatıcısıdır.
8 Atatürk öncesi Arap töreleri Türk toplumunun beynini öylesine karanlığa gömmüştü ki, iğne deliği denli bir yer bile ışık sızması için kalmamıştı. Atatürk büyük dinsel aydınlatıcı gibi Kuranı Türkçeye çevirttirerek bin yıllık katı ve delinmesi güç olan karanlıklara ışık sızdırtmaya çalıştı ve büyük ölçüde başarılı oldu.
9 Atatürk’ten önce edebiyat yoktu, çünkü alfabe yoktu. Arap alfabesi, sadece Türkçe’nin düşmanı değil, Arapçanın ve Farsçanın da düşmanı. Arap harflerinin beyinleri körleştirme sürecini durduran Atatürk olmuştur ve başkası değildir. Atatürk öncesinde bin yıl boyunca Ebureyhan Biruni gibi bilgeler bu alfabeden Ortadoğu’yu kurtaracak kurtarıcı üst insan aramışlardı. O kurtarıcı Atatürk kişiliğiyle ortaya çıkmıştır.
10 Atatürk öncesi musiki yoktu. Osmanlı sarayının saçma ve karmaşık dildeki aruz edebiyatı musiki için asla yatkın değildi ve beyinlere uyuşturucu etkisi bırakmaktaydı. Konservatuarların kurucusu ve eski karanlıklara gömülmüş toplumun estetik zevk algısını aydınlatan Atatürk olmuştur.
11 Atatürk’ten önce Tanzimat’tan başlayarak Batılılaşma süreci vardı ve bu süreç Atatürk’ü yetiştirdi savını kabul edemiyorum. Çünkü böyle olsaydı, o zaman Atatürk gibi bir önder Batı’nın kendisinde yetişmeliydi? Ama yetişmedi. 18. yüzyıl itibarı ile Rusya’da büyük aydınlanma süreci başladı. Rusya aydınlanma ve intelejansiyası (aydınları) 19. yüzyılda bütün dünyayı etkisi altına aldı. Tanzimat’tan sonra Osmanlı’da Dostoyevski, Tolstoy, Turginev gibi dâhiler mi yetişti? Yok. O zaman neden Rusya intelejansiyası (Rusya aydınları) Atatürk gibi bir önder değil, Lenin gibi bir terörist yetiştirdi? Evet, Lenin teröristti ve Çar saltanatını mensuplarının hepsini toptan teröre uğratarak katletti. Atatürk de Osmanlı hanedanını toptan katledemez miydi? Ama etmedi. Hz. Muhammet’in “Yeryüzünde İslam egemen olana denli savaşın!” sözlerine benzer Lenin de “Yeryüzünde işçiler azat olana denli savaşın ve proleter diktatörlüğünü kurun!” dedi. Ama Atatürk ne Arap, ne de Lenin saçmalıklarına aldırış etti. Bu saldırgan zihniyetlere karşı “Yurtta barış dünyada barış” söylemini ortaya koydu. Tarihte böylesine bir devlet adamıyla karşılaşmadım ve daha neler neler…
12 Özetle: Atatürk öncesi yokluk vardı, en önemli ve kıymetli insani ve evrensel değerler yoktu!
Atatürk, sadece Türkiye’ye değil, dünyaya eşsiz bir armağandır.”
Bu değerli kardeşime, Atatürk hakkında yüzde yüz katıldığım bu müthiş tespitleri için teşekkür ediyorum.
Sağlık ve mutluluk dileklerimle.