Düşünenlerin Düşüncesi

Düşünenlerin Düşüncesi

dusunce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Prof. Dr. Faruk Şen - Almanya’da seçimlere sadece 12 gün kaldı. Oldukça yakından takip ettiğim bu süreçte Almanya’ya gitme fırsatım da oldu. 2 Eylül-12 Eylül arasında Almanya’da bulundum. Çeşitli politikacılar, sivil toplum ve iş kuruluşları temsilcileri ile görüştüm.

Öncelikle belirtmek isterim ki ilk defa Almanya’da 3 partinin liderleri arasında başbakanlık yarışı çok çekişmeli bir şekilde devam ediyor.

İlk kamuoyu araştırmalarında başbakanlığa çok yakın gözüken Yeşillerin Başbakan Adayı Annalena Baerbock, iki hatayla puan kaybetmiş ve Hristiyan Demokratların Başbakan Adayı Armin Laschet öne geçmişti. Laschet de yaptığı bir, iki hatadan sonra Sosyal Demokratların Başbakan Adayı Olaf Sholz’e son anketlere göre birinciliği kaptırmış gözüküyor.

Haberin Devamı

Bu çerçevede baktığınız zaman Almanya’daki seçimler 64 milyon seçmenin katılmasıyla Avrupa’nın yeni liderini belirleyecek. Eski lider Angela Merkel 28 Eylül’den itibaren siyaset sahnesinde olmayacağı için yeni liderin kim olacağı herkes tarafından merak ediliyor.

Adayları inceleyelim

3 partinin Almanyalı Türklere, Türkiye’ye ve Türkiye’nin AB’ye üyeliğine bakışlarını incelediğiniz zaman ilginç gelişmeler ortaya çıkıyor. İlk defa Hristiyan Demokratların Adayı göçmenlere karşı ılımlı politikalar izleyen bir kişi. Armin Laschet, akıl almayacak şekilde göçmenlere yakın birisi. Bu nedenle Almanyalı Türklerin bu adayı desteklediğinden hareket edebiliriz. Laschet, Türkiye’ye de soğuk değil ama kendi partisinin görüşü olarak tam üyeliğe yakın olmayan daha ziyade “özel statü”ye yakın olan bir politikacı.

Yeşillerin Adayı genel olarak göçmenlere soğuk olmayan, Türkiye’ye soğuk olan ve Türkiye’nin AB’ye üyeliğine sıcak bakmayan bir politikacı. Sosyal Demokratların Adayı renksiz bir kişilik olarak ortaya çıkan Olaf Scholz, Sosyal Demokrat geleneğine sahip, Türklerin sırtını sıvazlayan fakat Türkler için bir şey yapmayan bir politikacı. Türkiye ile ilişkilerinin kötü olmayacağından açıklamaları ve politikalarıyla öngörmekteyiz. Türkiye’nin AB üyeliği konusunda ise silik bir politikacı olduğundan fazla söz sahibi olamayacağından hareket edebiliriz.

Haberin Devamı

Almanyalı Türkler Alman politikasını nasıl gözlemliyorlar?

Almanya’da maalesef 3,3 milyon Türk’e yönelik önyargılar devam ediyor. Türkofobi, Türkiye’deki iklimden negatif etkilenerek her geçen gün artıyor. Konuştuğum Alman politikacılar, bu konuda neler yapabileceklerini pek fazla düşünmüyorlar. Armin Laschet Türklere iki kültürlü bir toplum olarak yanlarında olacağı mesajını verirken, Sosyal Demokrat lider Olaf Scholz’den bu konuda hiçbir ses yok. Yeşillerin içinde Türkiye düşmanı Cem Özdemir olduğu için Türkler bu partiye sıcak bakmıyorlar.

Almanya’da Türk olmak güç

Türkiye’ye karşı olan bu tepkilerden en fazla Almanyalı Türkler etkileniyor. Özellikle son zamanlarda Alman Maliyesi Almanyalı Türklerin Türkiye’deki tasarruflarına göz dikmiş durumda. Alman Maliyesi Almanyalı Türkleri zorlayarak e-devlet bilgilerini istiyor ve bu uygulama üzerinden mal varlığını tespit etmeye çalışıyor. Alman Maliyesinin, Alman Devleti’nin böyle bir hakkı yok. Bunun için Almanya’daki Türklerin çok duyarlı olması ve katiyetle e-devlet bilgilerini vermemesi gerekiyor.

Haberin Devamı

26 Eylül’de kim iktidara gelecek ve kimler koalisyon ortağı olacak?

Sosyal Demokratlar birinci parti olursa, Yeşiller ve Hür Demokratlarla koalisyon hükümeti kurmak istiyorlar. Özellikle Yeşillerinde bulunduğu böyle bir üçlü koalisyon hükümeti çok uzun ömürlü olmayacağını tahmin ediyorum.

Avrupa Birliğinin geleceği nasıl şekillenecek?

Evet, Almanya’da ilginç bir seçim atmosferi yaşıyoruz. Angela Merkel’den sonra yeni gelecek iktidarın Avrupa’da fazla söz sahibi olma şansı gün geçtikçe azalıyor. Macron öne geçmek için her türlü atılımı yapıyor. Macron’un da ömrü Mayıs 2022’e kadar. Avrupa, lidersiz bir birliktelik oluşturuyor. Bakalım bundan sonrası ne olabilir? Acaba Bulgaristan’dan ya da Yunanistan’dan Avrupa Birliğine lider olacak bir kişi mi bekliyorlar? Evet,  hepimiz bu sürecin sonunu merakla bekliyoruz.

Almanya’nın AB liderliği bitiyor mu?

27 Eylül’de Almanya’da apayrı bir gelişme olacak. 16 yıldır Almanya’yı ve AB’yi yönlendiren, Obama, Biden, Putin gibi dünya liderleriyle aynı göğüs hizasında konuşan Merkel, eşiyle birlikte evine çekilirken, Scholz’un ya da Laschet’in başbakan olduğu bir Almanya ile karşı karşıya kalacağız.

AB’de “lider” krizi ortaya çıkabilir

Olaf Scholz’un fazla bir liderlik vasfı yok. Armin Laschet’te seçim sürecinde çok fazla yıprandı, Laschet nasıl bir liderlik yapacak, bilemiyoruz. Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Mayıs 2022’ye kadar AB’ye liderlik etmeye çalışacaktır ama onun liderliğinin de etkili bir liderlik olmayacağını tahmin ediyorum. Avrupa Birliği lidersiz bir döneme giriyor. Artık AB bütçesinin neredeyse %40’nı ödeyen Almanya, AB’ye yön veremeyecek. Tüm bu gelişmelere rağmen Almanya, AB’nin ekonomide dinamosu olmaya devam edecek.

Almanyalı Türkler “Almanya’nın yeni Başbakanı’nı” seçmek için sandık başında olacak

Almanya’da 1,45 milyon Türk kökenli seçmen için TAVAK Vakfının önderliğinde bir seçim kampanyası yapıldı. Bunun ne kadar başarılı olduğunu 26 Eylül Pazar günü göreceğiz. Fakat seçim kampanyası sürecinde inisiyatif alarak Almanyalı Türkler olarak desteklediğimiz Armin Laschet, partisi CDU-CSU tarafından yeteri kadar destek görmediği için başarılı olması güç. Tabii ki hiç belli olmaz… Son iki haftaya girilirken Laschet bir atılım yapabilir. Bakarsınız hepimiz yanılırız, Armin Laschet Almanya’nın Başbakanı olup, AB’ye de ciddi bir liderlik süreci içine girebilir. Tanrı’dan ümit kesilmez.