SAFA TEKELİ - İngiltere Başbakanı Boris Johnson’a, Ermeni asıllı iş adamı eski Glendale belediye başkanı Rafi Manukyan (Raffy Manukian) tarafından yapılan çağrı, Johnson’un büyük dedesi Ali Kemal’i yeniden anımsamamıza yol açtı. 26 Nisan 2022 tarihli Milliyet’te yer alan habere göre, Manukyan’ın, “New York Times”ta yayınlattığı ilana göre, gazeteci ve siyasetçi Ali Kemal, “Ermeni soykırımı faillerinin cezalandırılması çabalarından dolayı ‘hain’ olarak” adlandırılmıştı. O yüzden, Başbakan Boris Johnson’a İngiltere’nin sözde Ermeni soykırımını tanıması çağrısında bulunuluyordu.
Ancak bu ilan, tarihi gerçeklere dayanmamasının ötesinde, tarihi gerçekleri çarpıtıyordu da. Evet, Osmanlı’nın son Dâhiliye Nazırı (içişleri bakanı) Ali Kemal, Ermeni ve Rum yanlısı bir tutum sergilemişti; ama Ali Kemal’in bu tutumu, bizzat dönemin tanıkları tarafından belirtildiği üzere tamamen İttihat ve Terakki’ye olan muhalefetine dayanmaktaydı. Üstelik Ali Kemal’e o dönem (Millî Mücadele yılları) “hain” yaftası yapıştırılmasının nedeni, Ermeni yanlılığı değil, Padişah Vahdettin ve İngiliz yandaşlığının yanı sıra Mustafa Kemal’e ve Kuvayımilliye hareketine olan ve aşırıya da kaçan muhalif tutumundan ötürüydü. Bu iddiayla Ankara’ya yargılanmaya götürülmek için, Beyoğlu’daki bir berber dükkânında tutuklanıyordu Ali Kemal. Fakat Ankara’ya ulaşılamıyordu. 6 Kasım 1922’de, İzmit’te Sakallı Nurettin Paşa’nın yetkilerinin dışına çıkarak ve kışkırtması sonucu linç ediliyordu. Zaten yıllar sonra, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, onu “Öldürülen Gazeteciler” arasına alması “hain” yaftasını ortadan kaldırıyordu.
Ermeni terörü
Asıl önemli olan, Ali Kemal’in oğlu Zeki Kuneralp, Türkiye’nin Madrid Büyükelçisi iken Ermeni teröristlerin saldırısında eşi Necla Kuneralp’in katledilmesiydi. Ermeni teröristlerin 2 Haziran 1978’de, Büyükelçilik makam aracına düzenledikleri silahlı saldırıda emekli büyükelçi Beşir Balcıoğlu ile İspanyol makam şoförü Antonio Torres’in canları da Ermeni teröristlerce alınmıştı.
Ali Kemal’in ilk eşi İngiliz Winifred Brun’un ölümünden yıllar sonra evlendiği Müşir Zeki Paşa’nın küçük kızı Sabiha idi Zeki Kuneralp’in annesi. Dolayısıyla Başbakan Boris Johnson’ın akrabaydı Zeki Kuneralp. İngiltere’nin Başbakanı, bu olayı çok iyi biliyordu. Ali Kemal’in torunu olan babası Stanley Johnson, yanında eşi ve iki çocuğuyla Türkiye’deki torunlardan Zeki Kuneralp’in oğlu Büyükelçi Selim Kuneralp ile bir araya gelmişlerdi. Köklerinin bulunduğu Kalfat (Çankırı) köyüne gitmiş, İstanbul’da da Zeki Kuneralp’i ziyaret etmişlerdi. Peki, yalnızca (Avrupa dışındaki) Ermeni öğrencilere, Oxford’da okuyabilmeleri için gerekli meblağı burs olarak sağlayan kendi adını verdiği vakfın kurucusu Raffy Manukian’ın, bu ilanı verirken, bu akrabalıktan ve acımasız katillerin suçsuz günahsız üç insanı nasıl katlettiklerinden bilgisi var mıydı? Yoksa her zamanki gibi yalan yanlış bilgiyle dolu bir Ermeni çarpıtmasından ibaret miydi bu ilan! Ardında, siyasi rant ve popülerlik niyeti varsa fark eder miydi?
Fırtınalı bir yaşam
Ali Kemal’in yaşamı 1869’ da İstanbul’da dünyaya gelişiyle başladı. Asıl adı Ali Rıza’ydı. Babası Mumcular esnafı kâhyası Hacı Ahmet Efendi’ydi. İlk ve orta öğrenimini İstanbul’da tamamladıktan sonra girdiği Mülkiye Mektebi’nin dördüncü sınıfındayken, buradan ayrılarak 1887’de Paris’e, oradan da Cenevre’ye gitti. Fransızca öğrenip 1888’de İstanbul’a dönen Ali Kemal, Mülkiye’nin bitirme sınavlarına hazırlanırken, gizli ve siyasi bir derneğin kurucularından olma suçlamasıyla tutuklanarak, Halep’e sürüldü (1889 Temmuz). Halep’teki beşinci yılı sonunda izinsiz İstanbul’a döndüğünde, tutuklanıp başka bir yere sürüleceğini öğrenince, Paris’e kaçtı (1895). 1896’da Paris’te Siyasal Bilgiler Okulu’na girdi. 1897’de Brüksel Sefareti İkinci Kâtipliğine getirildi. Siyasal Bilgiler Okulu’ndan 29 Haziran 1899’da diploma aldı. II. Meşrutiyet’in ilanından az önce İstanbul’a dönen Ali Kemal, bu sürede, Kahire ve Londra’da bulundu. 1908’de “İkdam”ın başyazarlığını üstlendiğinde İttihat ve Terakki’ye karşıt tutum içindeydi. Bir ara Darülfünun’da hocalık yaptı. 14 Ocak 1919’da işbaşına gelen Damat Ferit Paşa hükümetine Maarif; 15/16 Mayıs 1919’da istifa ederek yeniden kurulan Ferit Paşa hükümetinde ise Dâhiliye Nazırlığı görevini üstlenen Ali Kemal, 26 Haziran 1919’da bu görevinden istifa etti. Bakanlık görevi sırasında ve daha sonra “Peyam-ı Sabah”ın başyazarlığını yaparken Millî Mücadele’ye karşı yazılarıyla büyük tepki çekti.
‘Peyam’ ve ‘Sabah’
Ali Kemal, 1920 yılındaki “Sabah” gazetesiyle birleşmeden önce “Peyam”da tutacağı yolu belli etmişti. Önce İttihatçılara saldıran yazılar yazıyor, sonra yine “Peyam” gazetesinde bu saldırıların yönü; İttihat ve Terakki’nin bir devamı gibi nitelediği Kuvayı Milliye’ye çevriliyordu. “Sabah”, Mihran Efendi’nin (Nakkaşyan) gazetesiydi. “Peyam” ve “Sabah” gazeteleri 1920’de birleştiklerinde, gazetenin başyazarlığını Ali Kemal üstleniyor, mali işlerle Mihran Efendi uğraşıyordu. Ve Ali Kemal’in adı, bir Ermeni olan Mihran Nakkaşyan ile ortak olduğu için, “Artin Kemal”e çıkıyordu.
DEVAMI YARIN
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024