ZAFER İŞERİ - Bir hayvanın bakımını ve yönetimini üstlenen kişilerin yerine getirmesi gereken sorumluluklar kanun koyucu tarafından Türk Borçlar Kanunu’nda kusursuz sorumluluk hali başlığı altında düzenlenmiştir. Türk hukuk düzeni genel kurallarına göre kimse bir başkasının eylemlerinden sorumlu tutulamaz. Ancak kanun koyucu bir hayvanın bakımını ve yönetimini geçici veya sürekli olarak üstlenmiş olan kişileri, bakımını üstlenmiş olduğu hayvanın başka birinin vücut bütünlüğüne zarar vermesi veyahut başka birine maddi zarar vermesi durumunda sorumlu tutmaktadır. Dolayısıyla bir hayvanın bakımını ve yönetimini üstlenen kişi başkasına zarar veren fiilin meydana gelmesinde kusuru olsa da olmasa da hayvanın verdiği zarardan sorumlu olacaktır.
Kanun koyucu hayvan bakımını ve yönetimini sürekli olarak üstlenen kişilerle beraber geçici olarak üstlenen kişileri de sorumlu tutmuştur. Bu hususa bir araziye zarar veren koyun sürüsünün sahibiyle beraber çobanı da sorumlu tutması örnek verilebilir. Hayvanın geçici olarak
-BÜLENT AKARCALI -
Alevi kardeşlerimiz
En çirkin siyaset, vatandaşlarımızın, insan olarak kimlikleri oluşturan inanç, kültür, köken, renk, görünüm gibi temel yapıları ve nitelikleri üzerinden yorum yapma ve tartışmadır.
Aleviler her yön ve nitelikleriyle Türk toplumun temel taşları ve asli unsurlarıdır. Aynen diğer tüm vatandaşlarımız gibi.
Farklılaştırma çabaları
Ancak biz bu hususlara ne kadar dikkat etsek de uzun yıllardır özellikle yurt dışında yaşayanlarımız arasında farklılaştırma yaratma amaçlı çok ciddi çalışmalar vardır.
Almanya ve Fransa, kültürel destek maskesi altında Doğu ve Güney Doğu’dan gelmiş olanlara etnik köken üzerinden farklılaştırmayı oluşturmak için el attı. Bu amaçla kurulan derneklere önemli para destekleri ve etkinlik izinleri verildi.
Almanya, 1990’lardan itibaren bunu bir adım ileriye götürerek Alevi vatandaşlarımıza inançta özgürlük kisvesi altında çalışmalar başlattı. Amaç Aleviliği İslam’dan uzaklaştırıp ayrı bir dini inanç olarak benimsetmekti.
Bilgay Duman - bilgay.duman@gmail.com / Selahaddin Bahaddin, Irak’ta faaliyet gösteren, Irak Kürt siyasetinin önemli partilerinden biri olan Kürdistan İslami Birliği’nin (Yekgirtu) Genel Başkanı. Kürt siyasetinin olduğu kadar Irak ve bölge siyasetinin de akil isimlerinden biri olarak bilinir. Siyasete dair özgün ve barışçıl yaklaşımlarıyla makul, ılımlı bir siyaset adamı. Son dönemde sıkışan ve hükümet kriziyle karşı karşıya kalan Irak siyasetinde, çözüm ve arabuluculuk girişimleriyle dikkat çekti. Önce Kürt siyasetinin iki temel partisi Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) ve Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) arasında uzlaşı amaçlı görüşmeler yaptık, ardından Erbil ve Bağdat arasındaki sorunların çözümü için girişimlerde bulundu. Hemen ardından da yaklaşık bir hafta boyunca Türkiye’de çeşitli görüşmeler gerçekleştirdi.
Ben de kendisiyle uzun soluklu bir görüşme gerçekleştirme fırsatı buldum. Uzun yıllardır Irak ve Ortadoğu konusunda çalışmalar
Bülent Akarcalı - bulent@bulentakarcalı.com
Yunanistan’ın Ege adaları üzerindeki hakimiyetinin Türkiye tarafından tartışmaya açılması; kara suları, hava sahası sınırların ihlal edilmesi, adaların silahlandırılması gibi sorunları yaratan Türkiye mi yoksa Yunanistan’ın doymak bilmez genişleme iştahı mıdır?
Sorunları yaratan hangi ülkedir?
Hava sahasını kara sularından geniş tutup 10 mile
Kara sularını 3’ten 6 mile çıkaran,
Bu yetmezmiş gibi, tüm Ege’yi Türk denizciliğine kapatacak 12 mile kadar genişletmeyi sık sık açıklayan,
Avuç içi kadar toprağı olan Meis adasına 40.000 km kıta sahanlığı veren,
Adaları silahlandıran,
Bilgay Duman / bilgay.duman@gmail.com - Terörle mücadele Türkiye açısından bir beka meselesi. Terör örgütü PKK özelinde bakıldığında, Türkiye’nin ülkesel bütünlüğünü, milli birlik ve beraberliğini tehdit eden etnik ayrımcı ve bölücü bir yapı ile 40 yıldan fazla bir süredir mücadele söz konusu. Bu durum sadece Türkiye’nin bir iç güvenlik meselesi değil, aynı zamanda da dışarıdan aldığı bir tehditle bağdaşıyor. Özellikle son birkaç yıl içerisinde Türkiye iç güvenliği ve içerideki terör unsurları ile mücadelede büyük bir başarı ve ilerleme kaydetmiş olsa da dış kaynaklı ve “destekli” tehdit devam ediyor ve bu noktada yapı, konum ve taktik değiştirerek Türkiye’nin sınırlarının ötesinden Türkiye’ye saldırılar düzenliyor. Bu noktada Türkiye’nin terörle mücadelesini “iç ve dış” olarak ayırmak mümkün değil. Hele ki bu PKK özelinde düşünüldüğünde
AYBARS KUDAY - Eski Roma’da genellikle savaş esirleri ve kölelerden oluşturulan, Romalı insanları eğlendirmek, halkı askerliğe, dövüşlere ve olası savaşlara hazırlamak amacı ile halkın seyirciliği refakatinde birbirleri veya vahşi hayvanlarla dövüşmek zorunda bırakılan insanlardır.
İmparator Honorius, senatoyu lağvedip MS 404 yılında oyunlara son verinceye kadar devam etmiştir.
Genelde Roma tarihçileri tarafından vahşi barbarlar olarak anlatılsalar da gladyatörler daha alt kesim tarafından kahraman ilan edilmişti. Portreleri, pek çok açık alan duvarına asılmıştı. Çocuklar kilden yaptıkları gladyatör figürleriyle oynardı. En popüler gladyatörler, bugünün sporcuları gibi çoğu ürünün tanıtımını yapardı.
Eğitim almaları gerek
Günümüz sporcuları da gladyatörlerin modern versiyonu olarak düşünebiliriz. Günümüzde sporcular artık çok daha büyük kitlelere örnek olan, gençlerin kendilerine rol model olarak aldığı insanlar. Çoğu henüz farkında olmasa da sosyal olarak da büyük
Bülent Akarcalı - bulent@bulentakarcali.com / Yükü Türkiye taşıyacak
Üyelikleriyle, NATO’ya hiçbir askeri katkıda bulunamayacak kadar zayıf bu iki ülkenin Türkiye’nin askeri gücüne, savunmasına, bütçesine hiçbir katkısı olamayacağı gibi bizim askeri gücümüzden bedava yararlanıp ek olarak da Rus tehdidini kapımıza getirecektir.
NATO’nun gireceği muhtemel bir savaşta esas yükü, NATO’nun ikinci büyük ordusuna sahip Türkiye taşıyacaktır. Lüksemburg ya da Danimarka olmayacaktır.
Tehdide karşı bizden koruma bekleyenlerin bizi sırtımızdan vuran terörist örgütlerle iç içe olmalarını kabul etmemizi beklemek aklımızla alay etmeleri demektir.
Son on yılda, İsveç Türkiye lehine tek bir tavır dahi almamıştır. YPG VE PYG’ye yaptığı maddi, askeri ve siyasi yardım ve desteğin onda birini, barındırdığımız Suriyeli, Afganistanlı Sığınmacılar için yapmamıştır.
Halepçe katliamından kaçıp Türkiye’ye sığınan 40.000 Iraklı Kürt kökenli kardeşlerimizin hepsini daha sonra kendi
Bülent Akarcalı - bulent@bulentakarcali.com / NATO, ruhsuz bir örgüttür
4 Nisan 1949’da Washington’da 12 ülke tarafından kabul edilip imzalanan Antlaşma’nın kuruluş felsefesindeki yetersizlik yaşanan sorun ve sıkıntıların kaynağıdır.
İyi niyete dayalı bir giriş paragrafından sonra 14 maddeden oluşan Antlaşmada; üye ülke vatandaşları arasında dostluk, sevgi, paylaşım, dayanışma, hoşgörü gibi insani duyguları geliştirmek, insanları birbirlerine yakınlaştırmak gibi hiçbir felsefi görüş yoktur. Her ne kadar giriş bölümünde ve 3. maddede barış-refah-birlikte yaşam arzusu-refah-istikrar gibi sıfatlar kullanılsa da bu kelimeler, Antlaşmanın genelinde anlamsız kalmaktadır.
NATO, birbirini tanımayan, dostluk ve sevgi bağları olmayan insanları askeri bir düzen içerisinde belki de hiç tanımadıkları bir ülkeyi savunmak için, şatafatlı kelimelerle can vermeye çağırmaktadır.
Hangi teminatlar ve kimden?
Dağıtmadan konuya açıklık getirmek istiyorum. Türkiye istediği teminatları, İsveç ve Finlandiya’dan değil doğrudan