Dr. Demet Erciyes

Dr. Demet Erciyes

demeterciyes@yahoo.com

Tüm Yazıları

Yaz mevsiminden sonbahara geçerken ya da sonbahardan kış mevsimine geçerken özellikle de üst solunum yolu enfeksiyonlarının arttığını biliyoruz. Nasıl ki ülkeler savaşa hazırlanırken askerlerin sayısına ve eğitimine, cephanenin doluluğuna, sınırların güvenliğine dikkat ediyorsa biz de mikroplarla savaşa hazırlanır gibi gardımızı almalıyız. Burada düşman mikroplar, askerlerin eğitimi aşı, sınırların güvenliği bulaş önlemleri, cephane de vücudumuzun sağlamlığı, vitamin, mineralden zengin sağlıklı beslenme oluyor. Pandemi zamanı bu konuya sık sık değindim. Tekrar yeni varyantların konuşulduğu, artık herkesin maske takmaktan vazgeçtiği ve bu hastalıktan yaka silktiği şu dönemde Kovid-19 ve başka virüslerden de korunmak için tedbirimizi bir güzel almalıyız. Bu da bağışıklığı kuvvetli tutmaktan geçiyor.

Haberin Devamı

Havanın soğumasıyla beraber insanlar açık alanlardan kapalı yerlere parklardan, bahçelerden, teraslardan kapalı ortamlara geçmeye başladı. Bu durum da insanların bir araya gelmesiyle birlikte damlacık yoluyla bulaşan bu hastalıkların kolayca yayılmasına yol açıyor. Bu tür bulaş yolunu engellemek için insanların mümkün olduğunca toplu halde bulunmamasını, açık alanları tercih etmesini ya da kapalı alanda iseler de sık sık bulundukları yeri havalandırmalarını tavsiye ederiz. Tabii bu sefer de soğuk hava yüzünden üşütmemeye de dikkat etmek gerekir.

Bağışıklık sistemimizi güçlendirmek için

Öncelikle vücudunuzun iyice dinlenebileceği güzel bir uyku gerekir. Uyku süresinde salgılanan hormonlar metabolizmada farklı konularda birçok işe yaramasının yanı sıra bağışıklık için de çok değerlidir. Stres ve toksinlerden iyi bir şekilde arınmak için kaliteli bir uyku şarttır. Sağlıklı yaşam kurallarına uymak üzere tütün ürünlerinden uzak durmak da son derece önemli elbette.

Ayrıca dengeli ve doğru beslenmek proteini, vitamini, minerali ve antioksidanları gereği gibi tüketmek de bağışıklıkta son derecede önemli. Gelin bunlardan birkaçına beraber bir göz atalım.

C vitamini

Bağışıklığımızı düzenlemede son derece önemli olan B ve T lenfositlerinin farklılaşmasına ve çoğalmasına destek olarak hem humoral hem de hücresel bağışıklık yanıtını düzenler. Yapılan bilimsel çalışmalarda C vitamininin takviyesinden sonra enfeksiyonun kandaki belirteçlerinden CRP ve IL-6 düzeylerinin önemli ölçüde azaldığı gösterilmiş. C vitamini vücutta üretilemediği için besinler yoluyla alınmalıdır. Turunçgiller, kivi, taze yeşil ve kırmızıbiber, karalahana, maydanoz, karnabahar, ıspanak gibi meyve ve sebzeler C vitamini kaynaklarıdır.

Haberin Devamı

Mevsim hastalık mevsimi olmasın

D vitamini

Önemi pandemi döneminde çok daha iyi anlaşılan D vitamini birçok yararlı etkisinin yanı sıra bağışıklık konusunda ön plana çıktı. D vitamini düşük olan vakaların koronavirüsü daha ağır geçirdiği gözlendi. Yağda eriyen vitaminlerden olan D vitamininin depolanma özelliği dolayısıyla dikkatli tüketilmesi gerekiyor. Güneş altında ciltte üretilen bu vitamini kış aylarında takviye alarak dengelemek gerekiyor.

Kuersetin

Özellikle koronavirüste etkisi gösterilmiş. Virüsün hücreye girişini, çoğalmasını, enfeksiyonun akciğere inmesini engellemede yardımcı. Ayrıca koronavirüs enfeksiyonlarında o çok korktuğumuz sitokin fırtınasını yani bağışıklık hücrelerinin sapıtıp akciğere saldırmasını önlemede bize yardımcı kuvetli bir antioksidan. En çok kırmızı soğanda bulunuyor. Bunun yanı sıra elma, yaban mersini, yeşil çay, kapari, kıvırcık lahana, pırasa, brokoli de kuersetin içeriyor.

Haberin Devamı

Bağırsak mikrobiyotası

İyi bir bağışıklık için bağırsaktaki dost bakteriler de önemlidir. Lahana turşusu, yoğurt ve kefir gibi fermente gıdalar iyi bakteri (probiyotik) içeren gıdalardır.

Çinko

Bağışıklıkta önemli bir antioksidandır. T lenfositlerin olgunlaşma süreci içinde çinko mineraline ihtiyaç vardır. Hem hastalığı geçirmeden önce bizi korumaya yönelik yardımcı olur. Hem hastalık sırasında T lenfositlerinin de bizi korumasını hastalığı iyi tanıyıp bağışıklığı kazanarak bir daha ki enfeksiyona karşı daha güçlü ve hazırlıklı olmamızı sağlar. Çinko, boğaz bölümünün iç dokusuna tutunma kabiliyetine sahiptir, bu bölgeye tutunarak lokal olarak da etkinlik gösterebilir. Çalışmalar pastil olarak hazırlanmış formüllerin boğaz enfeksiyonlarının tedavisine destek olduğunu göstermiş. Çinkonun bulunduğu bazı yiyecekler arasında hindi eti, kabak çekirdeği, bezelye, kakao, susam, yumurta, ıspanak, pazı ve rokayı sayabiliriz.