Uzun süredir tartışılan “Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı” komisyonda kabul edilerek Meclis gündemine geldi.
Tasarının bu haliyle yasalaşması halinde; 45 yaşını doldurmamış, 4/a ve 4/c’li çalışanlardan, Türk vatandaşı veya Mavi Kartlı olanlar için çalışmaya başladıkları tarihte işveren tarafından bireysel emeklilik sözleşmesi düzenlenecek ve bireysel emeklilik sistemine dahil edilecekler. Diğer taraftan, Kanunun yürürlük tarihinde 45 yaşını doldurmamış halihazırda çalışanlar için de ilgili hükümler geçerli olacak. Kanunun yürürlük tarihi ise 1 Ocak 2017.
Bakanlar Kurulu kapsamdaki işyerlerini belirlemeye yetkili olacağı için sektör veya çalışan temelli bir ayrım yapılması mümkün görünüyor.
Şirket seçilecek
İşveren bireysel emeklilik şirketleri ile bu konuda sözleşme imzalayarak sözleşme yapılacak şirketi belirleyebilecek. Ancak söz konusu şirketin Müsteşarlıkça uygun görülen bir şirket olması gerekiyor. Sistemde, işveren çalışan adına sisteme aktarılacak katkıyı en geç ücret ödeme gününü takip eden işgünü bireysel emeklilik şirketine aktarmak zorunda. İşverenin bu işlemi geciktirmesi sebebiyle çalışanın zararı
Uluslararası Çalışma Teşkilatı (ILO) ve İŞKUR tarafından yürütülen “Kadınlar için Daha Çok ve Daha İyi İşler” projesi ile Türkiye işgücü piyasasının temel sorunlarından biri olan kadın istihdamının artırılması hedefleniyor. İki cinsiyet arasında büyük farklılıkların söz konusu olduğu işgücü piyasasındaki bu durum, Türkiye’nin potansiyelinin önemli bir bölümünden yararlanamaması anlamına geliyor.
Meslek yapısı...
Türkiye işgücü piyasasında istihdamda yer alan kadınların daha çok tekstil, tarım ve hizmetler sektörü gibi çok fazla nitelik gerektirmeyen, kayıt dışı, düşük ücretli ve güvencesiz işlerde çalıştıkları görülüyor.
Ne yazık ki Türkiye’de mesleklerin belirlenmesinde toplumsal cinsiyetçi rollerin etkisi biraz fazla.
“Erkekler pilot, mühendis; kadınlar hemşire, bakıcı olur” gibi toplumsal kabuller hala etkili.
Bu proje ile toplumsal cinsiyete duyarlı yaklaşımların aktif işgücü piyasası politikalarının geliştirilmesi ve İstanbul, Ankara, Bursa ve Konya’da kadınlar için insana yakışır iş imkânlarının daha fazla olduğu mesleklerin belirlenmesini hedefleniyor.
Yüksek potansiyel
Proje kapsamında, kadın istihdamının artırılması açısından en yüksek potansiyel taşıyan meslekler belirlen
Türkiye darbe girişimini atlattı ve yeniden birlik mesajını pazar günü tarihi Yenikapı mitingiyle verdi. Darbe girişimi sonrası temizlik sürüyor. Diğer yandan ekonomik anlamda da köklü ve radikal adımlar atılacak. Darbe girişimi sonrası geçmişin olumlu adımlarının meyveleri toplanarak ekonomik istikrar korunuyor. İşgücü piyasası da bu önlemler sayesinde sağlam durmaya devam ediyor.
İşgücüne katılma oranı
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayınlanan Hanehalkı İşgücü Anketi sonuçlarına göre, işgücüne katılma oranı 2016 yılında yeniden yükselişe geçmiş durumda. 2016 yılı nisan ayı verileri itibarıyla işgücüne katılma oranı yüzde 52 seviyesinde. Bu oran, bir önceki yıla kıyasla işgücüne katılım oranında yaklaşık olarak bir puan artış olduğunu gösteriyor.
İşgücü piyasası verileri cinsiyetler açısından incelendiğinde, genel işgücüne katılımdaki yükseliş eğiliminin kadınlar için de söz konusu olduğu görülüyor. 2016 yılı ocak ayından nisan ayına kadar geçen süreçte kadınların işgücüne katılma oranı 1.5 puan yükselmiş durumda. Bununla birlikte, Nisan 2016 dönemi bir önceki yılla karşılaştırıldığında kadınların işgücüne katılım oranının yüzde 31.4’ten yüzde 32.6’ya yükseldiği
Türkiye’nin içinde bulunduğu bu zor günlerde hükümetten art arda ekonomiyi rahatlatıcı düzenlemeler geliyor. FETÖ’cü hainlerin emellerine ulaşamaması sonrası ekonominin çarklarının işletilmesi için önemli adımlar atılıyor. Bu çerçevede hazırlanan vergi ve prim borcu yapılandırması Meclis’ten geçti. Buna ek olarak, küçük esnafın da masraflarını artıracak iş sağlığı ve güvenliği yükümlülüklerinin 1 yıl ertelenmesi ile ilgili kanun taslağı Meclis gündeminde. Ekonominin yeniden rayına oturması açısından bu tedbirler çok önemli.
Meclisten geçen borç yapılandırması hakkında kanun uyarınca, daha önce gelir testine girmiş ve gelir testi sonucunda durumuna uygun seviyede borç ödemesi yapması gerekenlerle gelir testine girmediği için belirli tutarlarda adlarına prim borcu tahakkuk ettirilen genel sağlık sigortalıları, kanunun yayım tarihini takip eden aybaşından itibaren beş ay içinde müracaat ederek 2016/Haziran ve önceki dönemlere ait genel sağlık sigortası prim borçlarını, gecikme cezası, gecikme zammı ve vade farkı uygulanmaksızın peşin veya 12 eşit taksitte ödeyebilecek. Bu borçları peşin ödeyen veya ilk taksitini ödeyen sağlık yardımlarından yararlanmaya başlayacak, diğer sigortalılar
Bütün çalışanların zorunlu katılım prensibine dayanan bireysel emeklilik sistemini öngören ve Meclis gündemine gelen kanun tasarısı bu haliyle onaylanırsa 1 Ocak 2017’de uygulama başlayacak. Sistemden ilk 2 ay çıkış mümkün olacak.
Ancak sistemde kalan ve prim ödemeye devam eden kişilere devlet yüzde 25’lik prim katkısına ek olarak 1.000 TL daha katkı sağlayacak. Buna ek olarak, emekliliğe hak kazanan kişiler, yıllık gelir güvencesi sigortası da yaptırırsa biriktirdikleri paraya ek yüzde 5 daha devlet katkısı alacaklar. Peki, sistem kimleri kapsıyor ve nasıl işleyecek?
Kanun tasarısı bugünkü haliyle yasalaşırsa, eski adıyla SSK’lılar yani 4/a’lılar ve kamu görevlilerinden 45 yaşın altındakiler kapsamda olacak. Bu kişiler için yetkili şirketler nezdinde bireysel emeklilik hesabı açılacak ve işverenler bu kişilerin maaşlarından kesinti yaparak parayı kişinin bireysel emeklilik hesabına aktaracak.
SGK’nın 2014 yılı istatistiklerine göre 4/a’lıların yüzde 46’sı ve 4/c’lilerin yüzde 66’sı 45 yaşın altında. Bu oranın bugün de korunduğunu varsayarsak, toplamda 6 milyon 505 bin SSK’lı ve 2 milyon memur için zorunluluğun söz konusu olduğunu söylemek mümkün. Yani, toplamda 8 milyon 528 bin kişi
Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edilen yeni torba kanun, başta Sosyal Güvenlik Kurumu olmak üzere devletin bazı alacaklarına yapılandırma getiriyor. Kısa sürede TBMM’de kabul edilip yasalaşması beklenen tasarı, tahakkuk ettiği halde ödenmemiş ve SGK tarafından izlenmeye başlanmış alacakları yapılandırmayı içeriyor.
Tasarıyla yapılandırılacaklar, sadece SGK alacaklarıyla sınırlı değil. Sigorta primleri, topluluk sigortası primleri, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi başta olmak üzere sosyal güvenlik alacaklarına ek olarak çeşitli vergiler ve vergi cezaları, taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına ödenecek katkı payı, gümrük vergileri ve idari para cezaları ile bu alacaklara ilişkin her türlü faiz, zam, gecikme zammı, gecikme faizi, cezai faiz ve gecikme cezalarına ilişkin yapılandırmanın da yasalaşması bekleniyor.
Hangi alacaklar?
Yapılandırmaya konu olacak alacakların başında sigortalıların 2016 haziran ayı ve önceki aylara ilişkin sigorta primi, emeklilik keseneği, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primiyle bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme cezası alacakları geliyor.
ESNAFA SGK REHBERİ (3)
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu üç buçuk yıldır yürürlükte. Kanun iş sağlığı ve güvenliği alanına yeni bir perspektif getirmişti. Kanunla bütün işyerlerinin iş sağlığı ve güvenliği profesyonellerinden hizmet alması gerekliliği doğdu. Kanun bu yükümlülük için geçiş süreci öngörüyordu. 1 Temmuz 2016 itibarıyla bu geçiş süreci tamamlandı ve bütün işyerleri iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimlerinden hizmet almaya başladı. Bu konuda bir erteleme hayata geçmediği için görevlendirme zorunluluğu yürürlükte. Ancak bu konuda idari para cezalarının yılsonuna kadar uygulanmayacağı yönünde açıklamalar geliyor.
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na göre işyerleri üç sınıfta gruplandırılıyor. Buna göre, çok tehlikeli, tehlikeli ve az tehlikeli olarak işyerleri üçe ayrılmış durumda. Çok tehlikeli sınıfta fabrikalar, tersaneler ve şantiyeler var. Tehlikeli sınıfta ise imalathaneler ve orta ölçekli işletmeler yer alıyor. Az tehlikeli sınıfta ise süpermarketler, manavlar, ofisler bulunuyor. Kamu kurumları ve az tehlikeli sınıfta yer alıp 50’den az çalışanı bulunan işyerleri için de uzman ve hekim görevlendirme zorunluluğu devrede.
Apartmanlar dahil mi?
İş Sağlığı ve
Türkiye işgücü piyasasının en önemli sorunlarından biri kayıtdışı istihdamdır. Kayıt dışı istihdam, çalışanların yarınlarının çalınması anlamına gelmektedir. Son 11 yılda alınan tedbirler ve hayata geçirilen teşviklerle kayıtdışı istihdam önemli düzeyde azaldı. 2005 yılında yüzde 49 olan kayıtdışı istihdam oranı, 2016 yılı mart ayı itibarıyla yüzde 32.8’e geriledi. Bu azalışın arkasında yatan önemli nedenlerden biri de sigorta prim teşvikleri.
Düzenli ödeyene teşvik
Kayıtdışı istihdamın azaltılması amacıyla 2008 yılından bu yana uygulanan çok önemli bir teşvik var. İşçi çalıştıran işverenlerin ödemek zorunda olduğu yüzde 11 oranındaki malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası prim oranı, primlerini düzenli ödeyen ve SGK’a prim borcu bulunmayan işverenler için yüzde 6 olarak uygulanıyor. Yani, devlet primini düzenli ödeyen ve sigortasız adam çalıştırmayan bütün işverenlere 5 puan prim desteği sağlıyor.
Ceza değil ödüllendirme