Sumudica çizmeyi aşıyor

6 Şubat 2020

Lider Sivasspor’un Teknik Direktörü Rıza Çalımbay’ı herkes iyi tanır. Çok naif bir yapısı vardır, sevgi doludur, saygısızlık ve haksızlık kelimeleri onun lugatında yoktur. Hakem hatalarından en çok onun canı yanmıştır, buna karşın hep saha içinde kalmaya özen göstermiştir. Farklı Gaziantep yenilgisini ‘doğal’ karşılayacak kadar da olgundur. Yani işine odaklanır, kolay kolay isyan etmez. Çalımbay, tipik bir teknik adam fotoğrafıdır, örnektir.
Gaziantep’in Rumen Teknik Direktörü Sumudica için ise aynı cümleleri kurmakta zorlanıyorum! Teknik adamdan çok, tahrik uzmanı! Asıl işlevini unutuyor, tribünlere oynuyor, ortamı geriyor, rakip futbolcuları tahrik ediyor! Sivassporlu Caner’in sarı kart görmesinin temelinde Rumen çalıştırıcı yatıyor. Elbette her teknik adamın huyu-suyu farklıdır, tamam. Sumudica, fark üçe çıkınca Caner’e eliyle üç işareti yapıyor, durmuyor beşi gösteriyor! Bu tip tahrikler teknik adamlık apoletiyle bağdaşmaz! Neticede Caner dayanamıyor, Rumen hocanın üstüne

Yazının Devamı

Gönül’den oynamak

2 Şubat 2020

Eğri oturacağız, doğruyu konuşacağız, arkadaş... Beşiktaş’ın kadrosu malum, bu oyuncularla sezonu tamamlanacak. Valla, Sergen Yalçın geldi, o ilk yarıdaki Kartal’ı uzun zamandır, böylesi ‘iştahlı’ izlemedim desem abartmış olmam. Arkadaş, o baskı, o pres, o takım savunması, yardımlaşma, pas trafiğini, oyun kontrolünü gördünüz mü?
Elbette Sergen hocanın elinde sihirli değnek yok, ama taraftar ve camianın müthiş bir desteği var. Özgüven ve moral-motivasyonun dibe vurduğu Kartal’ı ayağa kaldırmak, yarışın içine tekrar itmek zorlukların en büyüğüdür kuşkusuz. Belli ki Sergen hoca Ümraniye’de o kısacık çalışmada öncelikle oyunculara moral şırınga etmiş, bunu dün gözlemledik. Artı, oyun şablonunda değişikliğe gitmiş. Karşılaşmaya 4-1-4-1 sistemiyle başlayan Sergen hoca, Burak Yılmaz’ın golüne, Skoda’nın yanıt vermesi üzerine, takımı üçlü savunmaya döndürdü. Skoda’nın attığı gole bakar mısınız Allah aşkına? Top Ruiz’in kafasından sekiyor, Vida geç kalıyor, Karius

Yazının Devamı

Sergen Yalçın tam isabet

30 Ocak 2020

Geçen yıl 25 Nisan’da bu köşede, “Sergen Yalçın ne güne duruyor” diye yazmıştım... Şenol Güneş’in ayrılmasından sonra medyada papatya fallarının açıldığı döndemden söz ediyorum... ‘Aklın yolu bir’ diye bir atasözümüz var, gelin görün ki, o süreçte işbaşında olan Başkan Fikret Orman ve arkadaşları bunu hep kulak ardı ettiler!
Neyse olan oldu, Beşiktaş’ta Abdullah Avcı dönemi bitti, geç kalınmış olsa da en zor süreçte Sergen Yalçın, Kartal’da işbaşı yaptı. Öncelikle Yalçın’ı bu görevi risk alarak kabul ettiği için kutluyorum. Niye mi? Tablo ortada, ekonomik kriz, diğer yanda Ümraniye’de dört aydır ödenemeyen personel maaşları, takımdaki moral-motivasyonun yerle-bir olduğu ortamda bu görevi kabul etmek mangal gibi yürek ister!
Kartal zirvenin uzağında. Oraya kanat çırpar mı, çırpmaz mı, çok zor! Sergen Yalçın’ı taaa gençliğinden bu yana tanırım. Yalanla-dolanla hiç işi olmaz, onun kendine has doğruları vardır, taviz

Yazının Devamı

Aynı tas aynı hamam!

27 Ocak 2020

Abdullah Avcı’nın biletini kestiniz, değişen bir şey var mı? Aynı tas, aynı hamam! Sanırsınız ki, tek suçlu Avcı? Peki, sahadaki asıl aktörlere ne demeli? Kartal’da özgüven duygusu yerle-bir olmuş, takımın içi boşalmış içi! Aldıkları milyonlarca euronun karşılığını kim veriyor? Gökhan Gönül ile Atiba’yı dışarda tutuyorum, gerisi yalan rüzgarı! Demem o ki koskoca Beşiktaş, sıradan bir takıma dönüşmüş, yazık ki ne yazık!
Bu saatten sonra uzaydan hoca getirseniz değişen bir şey olmayacak! Atalarımız ne güzel söylemiş, “Dere geçilirken, at değiştirilmez” diye... Eee atı değiştirdiniz, peki ya bunun ekonomik boyutu? Avcı’ya ödenecek rakam ortada, onca parayı nasıl ödeyeceksiniz? Yeni gelecek hocaya çakıl taşı mı vereceksiniz?
***
Kartal’ın gol yollarındaki en büyük silahı Burak Yılmaz... Ne var ki, artık o da tutukluk yapıyor, yakaladığı net pozisyonları gole çeviremiyor!
Peki, Gökhan ve Caner niye yedek arkadaş? Douglas, bırakın Gökhan’ın alternatifi olmayı, kramponu olamaz! Kaptırdığı top, gitti gol oldu...

Yazının Devamı

Burak Yılmaz’ın adı çıkmış

23 Ocak 2020

Ön yargı kelimesinin açılımı kısaca ‘bir kişi ya da olaya ilişkin yeterli bilgi edinmeden, önceden peşin karar vermek’...
Özellikle kişilere ön yargıyla yaklaşmanın doğruluğunu kim savunabilir? Hani bir deyim vardır, günümüzde de sıkça kullanırız, “Adamın adı çıkacağına, canı çıksın” diye... Hiçbir zaman kişilere ya da olaylara ön yargıyla yaklaşmam, dinlerim, kantarımda tartar, sonra kararımı veririm.
Gelelim asıl konumuza, yani Burak Yılmaz’a... Maalesef hakemlerimiz ona ön yargıyla yaklaşıyorlar. Bunun en sıcak örneğini Sivasspor maçında gördük... Burak’a yapılan faulü yani penaltıyı herkes gördü, ne orta hakem, ne de VAR devreye girmedi. Efendim, ilgililer pozisyonun gri olduğunu ve VAR’ın devreye girmemesini buna bağlıyorlar! Yahu arkadaş ona benzer birçok pozisyona orta hakem fauller çaldı, ama işin içinde Burak varsa, bırakın çalmayı ‘es’ geçiyorlar! Bunun adı çifte standarttır, hatta ön yargının ağa babasıdır! Adı çıktı diye, pozisyon penaltıysa ki

Yazının Devamı

MHK ve hakemler!

20 Ocak 2020

Ali Şansalan, ilk yarıda beğendiğimiz hakemlerimizden, gelecek adına umut verenlerden. Gelin görün ki, söz konusu Burak Yılmaz olunca, diğerleri gibi o da sessizliğe bürünüyor! Hani derler ya, bir ‘adamın adı çıkacağına canı çıksın’, misali... Burak’a buz gibi faul yapılıyor, hakemlerin kılı kıpırdamıyor... Tıpkı dün olduğu gibi! Appindangoye, Burak Yılmaz’ı cezaalanı içinde indiriyor, kaldı ki tecrübeli golcü, topu göğsüyle aldı, el falan yok. Şansalan ‘duyarsız’, VAR ise yine meydanda yok! Dememiz o ki, Şansalan’ın maç içinde çaldığı öyle fauller var ki, onlar faulse, Burak’ın düşürülüşü yüzde yüz penaltıdır beyler! Emre Kılınç, ilk yarıda sarısı var, ikinci yarıda hakem faulü çalıyor, Emre düdükten sonra topa vuruyor. Üstelik kaleye, yani ikinci sarı, devamı kırmızıdır, kırmızı! Vedat Muriç’ten ne farkı var, eyy, Şansalan? Eyyy MHK siz ne yaparsanız yapın, sabaha kadar seminerler düzenleyin, değişen bir şey yok bilesiniz, işiniz çok zor,

Yazının Devamı

Hadi bakalım kolay gelsin

16 Ocak 2020

Süper Lig’in ikinci yarısı yarın akşam start alıyor, görünen o ki, oldukça çekişmeli geçecek bir mücadeleye tanıklık edeceğiz. Dileriz bu mücadele futbol kalitesini bir tık yukarı çıkarır, keyif veren maçlar izleriz. Elbette bu kora-kor mücadelede hakemlerimize ve VAR’a büyük görev düşecek. Ligin ilk yarısında yapılan hakem ve VAR hatalarını biliyoruz, umarız herkes bunlardan ders çıkarmıştır.
Antalya’da çok ciddi bir hakem semineri oldu, hakem ve VAR hataları masaya yatırıldı. Hakemlere bir dizi ciddi uyarılar yapıldığını biliyorum. MHK üyeleri hakemlerimizle tek-tek, bazen gruplar halinde görüşmeler yaptılar. MHK özellikle gençlere yöneldi, onlara şans vermeyi planlıyorlar. Seminerde ayrıca tecrübeli hakemlerin, gençlere ‘abilik’ yapmaları bile istendi, çok doğru bir düşünce.
Artık bıktık
Dostlarımız VAR sisteminin tamamen oturduğunu ifade ediyorlar. Neyse sözü çok fazla uzatmadan ifade edelim, artık hakem ve VAR’ı tartışmaktan inanın bıktık. Sanırım sizler de her hafta

Yazının Devamı

Onlar benim hayallerim

9 Ocak 2020

Asker, doktor, polis olmak çocukluk hayallerimizin ilk sırasını oluşturmuştur, kuşkusuz. Günümüzde ise hedefler ve hayaller o kadar çok ki, hangisini yazsak?
Doktor ve oyuncu olmak benim en büyük hayalimdi, olamadım. Bizim çocukluk dönemlerimizi anlatmaya gerek yok. Bir yanda eğitim, diğer yanda geçim derdi. Ben ikisini bir arada yürüttüm, iki hayalimin uzağında gazeteci oldum. 1973 yılında başlayan gazetecilik, diğer yanda evlilik çoluk-çocuk derken, bugünlere geldik, doktor ya da oyuncu olamadım ama çok mutluyum, çünkü işimi seviyorum. Hakkını da vermeye çalışıyorum, hâlâ...
Dönelim asıl konumuza, yani hedeflerime, hayallerime... İki kızım var, ikiz, 41 yaşındalar. Biri uzman doktor Ekin, diğeri ise tiyatro oyuncusu Başak... İkisi de kendi branşlarında başarılılar, onlarla gurur duyuyorum, onlar benim hayallerimi gerçekleştirdiler. Tiyatro Pera’da yaklaşık 18 yıldır birçok yapıtta yer alan, ödüller kazanan Başak’ın yer aldığı oyunları izliyorum, mutlu oluyorum. Elbette Tiyatro Pera’nın sanat

Yazının Devamı