Mersin’deki görüntüler elbette çok üzüntü verici. Ama buradaki sorun o çocuğun yere oturtulmasından çok, o yaşta çalıştırılması olmalıydı
Mersin Erdemli’de sabahın en erken saatleri… Okula gitmesi gereken küçük bir çocuk, belli ki gece çalıştığı sanayi sitesinin önünden minibüse biniyor, parasını ödeyip koltuğa oturuyor. Yolculara göre şoför, Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi’ne göre dışarıdan bir kişinin müdahalesiyle çocuk, kıyafetleri kirli olduğu gerekçesi ile koltuktan kaldırılıyor. Çocuk kalkıyor ve yere oturuyor. Bir yolcu da bunu çekip, sosyal medyadan yayınlıyor.
Gazeteler konuyu sayfalarına taşıdı. Minibüs şoförünün belgesi altı ay süreyle elinden alındı Olay aydınlatılıncaya kadar işine son verildi. Kargıcak Madeni Sanatkârlar Odası ise fotoğraftaki çocuğun sanayide çöp toplayan kişilerden biri olabileceğini açıkladı. Haber siteleri olayı isyan ettiren görüntü olarak paylaşıyor, sosyal medya kıyameti koparıyor ama çocuğun okulda olması gereken bir saatte niye sanayi sitesinde olduğunu sorgulamıyor.
Çocuğun kirli kıyafetleri nedeniyle aşağılanmasına içerliyor ama küçük bir çocuğun çalıştırılmasını sorun yapmıyor. Bir çocuğun çalıştırılmasının cezasının olup olmayacağı konusuyla dahi ilgilenmiyor. Oysa bizim gibi ülkelerde şark psikolojisi ya da mağduriyet görüntüleriyle ortaya çıkan acıma duygusu bizi daima sorunları çözmekten uzaklaştırıyor. Elbette çok üzüntü verici bir görüntü. Ama buradaki sorun o çocuğun yere oturtulmasından çok, o yaşta çalıştırılması olmalıydı.
Üstelik çocukların zihinsel, bedensel, ruhsal ve sosyal gelişimini olumsuz yönde etkileyen çocuk işçiliği, küresel ve ulusal çapta önemli sorun. Ve hatırlarsak, Türkiye çocuk işçiliği ile mücadeleye ilişkin duyarlılığının artırılması amacıyla 2018’i “Çocuk İşçiliği ile Mücadele Yılı” ilan etti. Bu mücadeleyi yasalara bağladı. Ve dedi ki: “Bin 853 lira para cezası olan, 15 yaşından küçük çocukları çalıştıran veya 15 yaşından büyük çocukları gece ya da ağır işlerde çalıştırma yasağını ihlal eden işverenlere yönelik bu yıl daha sıkı denetimler yapacağız.” Dolayısıyla gazetecinin görevi isyan etmek değil, soruna neden çözüm üretilemediğini sorgulamak olmalıdır. Doğru olan, çocukların sokakta, ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılmasını sona erdirmeyi hedefleyen bir hükümete “Hani sanayiye ait işlerde 18 yaşını doldurmamış çocuk ve genç işçilerin gece çalıştırılması yasaktı?” sorusunu yöneltebilmek.
Arjantin’in başkenti Buenos Aires’te gerçekleştirilen Çocuk İşçiliğinin Kalıcı Biçimde Sona Erdirilmesi Konferansı’nda yayımlanan bildirge, dünyanın da durumunun bizden farklı olmadığını gösteriyor. Bildirgeye göre, dünyada 73 milyonu çocuk işçiliğinin en kötü biçimlerinde, 4 milyonu zorla olmak üzere yaklaşık 152 milyon erkek ve kız çocuğu çalıştırılmakta.
Çalıştırılan çocukların uğradığı kötü muamele, en az onların çalıştırılma koşulları kadar kötü. Demek ki mesele yasa yapmakla hallolmuyor. İsyan etmek de çözüm olmuyor.
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024