DEĞERLİ okurlarım, bir süredir, daha ziyade İslami kesimden bir bölüm yazar ve çizer “Neo Osmanlılık” kavramını kaşıyor. Bu yazar ve çizerlerin konuya yaklaşımları aslında bir büyük nostaljik hayal.
İstedikleri tekrar bölgede hakim bir pozisyona geçecek...
Eski Osmanlı tebalarına liderlik yapacak...Kendi içinde daha dindar... Bir Türkiye!... Adeta Büyük Britanya milletler topluluğundaki İngiltere’nin rolünü oynayacak bir Türkiye. Bölgesinde problem çözen. haksızlıklara karşı çıkan, gerektiğinde fiili durumlar yaratarak ambargoları kaldıran bir Türkiye!
Bu hayal Yunanistan’ın “Megalo İdea” hayalinin ötesine geçebilir mi?
Keşke Türkiye kendinde olmayan güçleri ve yetenekleri vehmederek başını en yakın müttefikleri ile derde sokmak yerine, kendisine bu rolü oynayabilecek saygınlığı kazandıracak ilerlemeleri ve reformları ciddi yaklaşımlarla ele alıp başarabilse.
Örneğin:Çok ciddi bir eğitim reformu ile Osmanlı’nın “Meriç’in öteki yakasındaki” Bulgaristan, Romanya. Sırbistan, Macaristan, Makedonya, Yunanistan gibi sancaklarının ortalama eğitim ve kültür seviyesine ulaşsa. Gerçekte Batımızdaki Osmanlı sancakları ile eğitim ve kültürde aramız açılırken, Doğu ve Güneydoğumuzdaki Osmanlı sancakları ile de bu mesafe kapanmakta!
* * *
Milli Gelirimiz envai çeşit yeniden hesaplama yöntemleri ile ve de TL’nin aşırı değerli tutulmasının zorlaması olmadan gerçekten kişi başına 10 bin dolarlara ulaşsa!
Başka ülkelere uygulanan ambargoları kaldırmakla uğraşıp 6 insanımızın açık denizlerde öldürülmesini seyreden bir ülke durumuna düşmek yerine “Yavru Vatan” dediğimiz Kıbrıs’a uygulanmakta olan ambargoyu kaldırtabilsek!
Onlarca devleti ve milleti 500 yıl dinlerine, dillerine, törelerine hiç bir zarar vermeden yönetmiş olan Osmanlıya öykünmek yerine...Kendi ülkemizin ve milletimizin en önemli unsurlarından biri olan Kürt Kökenlilerimizin terör örgütünü reddedip... “Biz özerklik maskesi altında bölünmek...Ayrı bir bayrak altında ve bir terör örgütü’nün etkisindeki hükümetlerle yönetilmek istemiyoruz” demelerini olanaklı kılacak ekonomik sosyal ve demokratik ortamı yaratabilsek!
Bir Global, hadi o olmadı bir bölgesel güç olmanın olmazsa olmaz şartı olan “güçlü, kendinden emin, morali yüksek ve caydırıcı bir ordu” ya sahipken onu her koldan yıpratıp, moralsiz, komutanları savcı odalarının önünde, mahkeme koridorlarında bekleyen, saygınlığını yitirmiş bir ordu haline getirmek yerine o saygınlığı, silah gücünü, teknolojiyi ve en önemlisi moral gücü ve saygınlığını takviye edebilsek.
Milletçe her türlü duygusal ve inança dayalı hurafelerden sıyrılıp çağdaş bilim ve teknolojiyi kendimize “Mürşit” edinsek;
Belki o zaman bölgesel bir güç olmayı hayal edebiliriz! Ama o zamana kadar, Filistin konusuna ilgi gösterdiğimiz oranda Arap Ülkelerinde sokaktaki kalabalıkların alkışlarını alabiliriz! Bu ise Türkiye’yi, çağdaş dünyanın gözlerinde, bizden daha az demokratik, daha az eğitimli, daha az çağdaş ülkelerle ilişkilendirmekten ileri bir amaca hizmet etmez. Belki onları ürkütür ama takdirlerini de saygılarını da toplamaz!
* * *
Dünyanın önde gelen tarihçilerinden ve büyük Türkologlarından Yunanlı Prof. Dr. Dimitri Kitsikis, Neo Osmanlılık fikrini çok daha realist bir temele oturtmuştur. Esasen Cumhuriyetin kurulmasından sonra bu düşünceyi ilk ortaya atan da kendisidir. Gelecek yazımda Prof. Kitsikis’in bu konudaki fevkalade ilginç fikirlerinden bahsedeceğim, değerli okurlarım.