Merhaba; merhabanın sahibi, Anadolu’nun yiğit kültür çınarı Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı... Anadolu’nun her yerinden Anadolu’ya bilim, felsefe, mitoloji, tasavvuf ve sembol dili ile her merhaba deyişimde içimi balıkçının merhabasının coşkusu doldurur. Anadolu kültür tarihiyle ilgili “mitos” hayal ürünü sözlere ait tüm yaratımlarını her defasında ilk kez anlatıyormuş gibi aktaran ve bölgenin “mitos” gerçeğe ait tüm gerçekliklerini bilimsel zeminde oldukça güçlü delillerle ispatlamaya çalışan ve bunu elbette başaran Halikarnas Balıkçısı Anadolu bilgelerinin en güçlü halkalarından birisi olmakla birlikte bu bilgeler arasındaki en coşkulusudur.
Düşünce insanı, ressam, filolog olmanın tüm birikimlerini zaman zaman Anadolu’yu ziyarete gelen insanlara rehber olarak aktararak bölgeyi ve değerlerini tüm dünyaya tanıtan Anadolu sarhoşu bilgemiz balıkçıya minnettarız.
Mavi hümanizma
Denemeleri, öyküleri özellikle de düşün yazıları ile Anadolu’nun ve dünyanın bakışlarını Anadolu kültür gerçekliklerine çeviren Halikarnas Balıkçısı, Sabahattin Eyüboğlu, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Necati Cumalı, Fuat Ömer Keskinoğlu ile birlikte çıkmış oldukları mavi yolculuklarla bakışları dağlara ve denizlere yöneltmiştir. Anadolu’nun yükseklikleri olan Olimpos Dağları ile deniz gibi tek deniz olan Ege Denizi arasında bazen masalsı bazen gerçekçi bağ kurarak “mavi hümanizma” hareketini başlatırlar. Anadolu’nun kültür adına koca çınarı Halikarnas Balıkçısı; Bodrumlu hemşerisi Homeros ve Sarıköylü hemşerisi Yunus Emre misali coşkulu bir şair, Miletoslu hemşerisi Tales, Efesuslu yol arkadaşı Heraklitos ve elbette Bodrumlu can dostu Heredot gibi bilim insanı, felsefeci ve tarihçidir. Sinoplu Diyojen gibi de sahip olduğu en az şeyle mutlu olabilen ve sahip olduğu en az şey sayesinde derin düşünebildiğini bilen bir bilgedir “merhabamızın sahibi Halikarnas Balıkçımız”.
Bir gözlemci gibi değil
Anlattıklarını bir gözlemci gibi değil olayları bizzat yaşayan bir insan duyarlılığı ile kaleme almıştır. Düşün dünyamızın Anadolu’ya dair kaynağı olan Halikarnas Balıkçısı ile Anadolu’nun derinliklerine inerken ve hemen akabinde Hz. Mevlana’nın yaradansal aşkı ile Yaradan’a doğrudan doğruya yönelirken Anadolu’nun sözüne; Yaradan’ın tevhidine ben ve biz demeyi bilen herkes adına “merhaba”. Balıkçıyı Anadolu’ya özgü aşk ile bilenlere “aşk olsun”, Yunus Emre’yi yaradansal aşk ile bilenler de “aşk ile kalsın”.
Halikarnas Balıkçısı Anadolu’daki kültür askeridir, Yunus Emre ise aşk eridir. Her iki can da dalgıçtır. Balıkçı Ege’nin mavi sularında derinlere daldı gündüz ve geceler boyunca. O gecelerden birisinde şöyle der: “Yıldız kalabalığına engin gece dar gelir Anadolu’da. Sanki parıltılarıyla göğü sarsıp gürlerler. Hele ufukta selene kıvamında ay bir görünesursun, evren bir peri masalına döner.”
Anadolulu diğer aşk dalgıcımız Yunus Emre der ki: “Haber eyleyin aşıklara aşka gönül veren benem; aşkın dalgıcı olup en derinlere dalan benem. O an gördüm göğün meleklerini her biri bir işteydi; yardan sözünü söyleyen İncil, Tevrat ve akabinde Kuran benem.”
Halikarnas Balıkçısı’nın düşünce dünyası Anadolu eksenli hümanizm merkezlidir. Ona göre çağdaş olmak istiyorsanız klasik akıl devriminizi tamamlamak zorundasınız. Klasik kültürün temeli de Anadolu’da atılmıştır. Bilim, felsefe, kültür, şiir, astronomi gibi aklı akıl yapan ne varsa bu bilgi enerjisinin hepsi Anadolu’nun yediveren toprağının içinden fışkırmıştır. Öyle ise ayağınızı Anadolu toprağına sağlam basın; sahip çıkın. Orta Asya’dan gelmiş olmanın gerçeğiyle Anadolu’da kaynaşmış olmanın şansını bir hümanizmada birleştirin.
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024