Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) raporuna göre, Türkiye üst orta eğitim (lise) harcamalarında 40 ülke arasında 38’inci sırada.
Oysa hem devlet hem de veliler olarak eğitime çok para harcıyoruz ama eğitim kalitesi için değil sınavlar için!
Raporda çarpıcı tespitler var.
İsterseniz gelin önce onlara bir göz atalım, sonra da parantez içerisinde, kendi değerlendirmemizi yapalım:
OECD raporunda Kolombiya, Meksika ve Türkiye’nin öğrenci başına yıllık 5 bin dolardan az harcama yaptığı, buna karşılık Lüksemburg’un yaptığı harcamanın hemen hemen 25 bin dolar seviyesinde olduğu ifade edildi.
(Onlarda eğitim adına yapılan harcamaların çoğu hatta tamamı kayıt altında, bizde ise örneğin sınavlara yönelik harcamalardan çoğunun kayıt altında olduğunu söylemek abartılı olur. Harcamaların düşük gözüküyor olması biraz da bu yüzden.)
OECD ülkelerinde öğrenci başına yapılan yıllık harcamanın ortalaması, genel üst orta öğretimde ortalama 11 bin 400 dolar, meslek liselerinde ise 13 bin 200 dolar seviyesinde.
(Mesleki eğitime yönelik eğitim harcamalarında finansmanın çoğunu onlarda ilgili sektörler sağlıyor. Bizde ise büyük çoğunluk devletin sırtında. Pasta kesinlikle büyütülmeli.)
İlk ve ortaöğretim, OECD ülkelerinin birçoğunda zorunlu. Her bir öğrenci için 6 ile 15 yaş arasında yapılan harcamanın OECD ortalaması 112 bin dolar. Avusturya, Danimarka, İzlanda,
Lüksemburg ve Norveç’in bu yıllarda öğrenci başına yaptığı yıllık harcama 150 bin doları geçerken, bu meblağ Kolombiya, Romanya ve Türkiye’de ise 50 bin doların altında.
(Zorunlu temel eğitimin 12 yıla çıkmasıyla birlikte okullaşma oranı bizde de hızla yükseliyor. Yükseldikçe de öğrenci başına harcama azalıyor. Öğrenci sayımız pek çok ülkenin toplam nüfusundan fazla.)
Raporda OECD ülkelerinde ilk ve ortaöğretimin finansmanında hükümetlerin önemli rol oynadığına dikkat çekildi. 2020 yılında ilk ve ortaöğretimde özel finansman payının yüzde 9 civarında olduğu, Türkiye’de ise bu oranın yüzde 20’yi geçtiği kaydedildi.
(Özel okul sayısını hızla artırdık, fiyatları anormal derecede yükselttik ama kalite aynı oranda yükselmedi.)
OECD, lise diplomasını işgücü piyasasına başarılı bir biçimde dahil olmak için asgari şart olarak değerlendiriyor. OECD ülkelerinde 25-34 yaş grubunda bulunanların yüzde 14’ü lise mezunu değil. OECD raporunda bu yaş grubunda lise eğitimine sahip olmayanların oranını düşürmede Türkiye, Portekiz ile birlikte başarılı olan iki ülkeden biri olarak gösterildi. (Diplomalı sayımız artıkça artan sadece iş bulanların sayısı değil! Aynı dönemde diplomalı işsiz sayımız olağanın üzerinde artış gösterdi!)
2022 yılında Türkiye’de 25-34 yaş grubunda lise diploması olmayanların oranı yüzde 15’e geriledi. Lise diploması olmayanların oranındaki düşüş, kadınlar özelinde daha da büyük oldu.
OECD raporuna göre Türkiye’de 2015 yılında 25-34 yaş grubundaki kadınların yüzde 52’si lise diplomasına sahip değilken 2022 yılında bu oran yüzde 34’e geriledi.
(Zorunlu eğitimle birlikte kişi başına düşen öğretim süremiz ve diplomalı sayımız artı ama…)
Türkiye eğitim hayatından çalışma hayatına geçişte de “Bir Bakışta Eğitim 2023” başlıklı raporda olumsuz bir görünüm sergiledi. 18-24 yaş grubunda, ne eğitimde ne de iş hayatında olanların oranı, Türkiye’de diğer birçok OECD ülkesine kıyasla yüksek. OECD ülkelerinde bu ortalama yüzde 15 civarındayken Şili, Kolombiya, Çek Cumhuriyeti, Türkiye ve Güney Afrika
Cumhuriyeti’nde söz konusu gençlerin payı yüzde 25’ler seviyesine çıkıyor.
(Diplomalı işsiz sayımız tüm araştırmalarda dikkat çekiyor. Bir yanda kalifiye eleman ihtiyacı var öte yanda işsizlik! İstihdam odaklı eğitime her zamankinden daha fazla önem duyuluyor.)
Türkiye’de ne eğitim ne de iş hayatında olanların oranı, 25-29 yaş grubunda da bir hayli yüksek. Lise diplomasına sahip oldukları halde eğitime devam etmeyen ama çalışma hayatına da dahil olmayanların toplam oranı yüzde 33,3.
(En çarpıcı tespitlerden birisi de bu. Üniversite kontenjanlarını ne kadar artırırsak artıralım sonuçta her üç lise mezunundan birisinin ne işi var ne de üniversiteli olma şansı!..)
Özetin özeti: OECD uzmanları lise eğitimimizin bir fotoğrafını çekmiş, diğer OECD ülkeleri ile kıyaslamış. Bize düşen bu fotoğrafı doğru okumak ve eksileri artıya dönüştürmek olmalıdır...
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024