Hem devlet hem de aileler olarak bütçede en büyük payı eğitime ayırıyoruz ama buna rağmen memnuniyet oranı her geçen yıl daha da azalıyor.
Peki, sorun nerede?
*Beklentiler mi yükseldi?
*Kalite mi düştü?
*Öğrenci mi ilgisiz?
*Öğretmen kalitesi mi yetersiz?
*Sistemde mi sorun var?
*Doğru yönlendirme mi yapılamıyor?
*Önceliğimiz eğitim mi değil?
*Ya da hepsi ve daha fazlası mı?..
Şaşı bakış
Bu konuda kabahatli aramaya kalkarsak, masum olanımızı zor buluruz.
Dershaneye, okul servislerine, ek derse, özel okullara yüz binlerce lira akıtan velilerimiz, devlet okulları 100 lira istediğinde kıyamet koparıyor!
Yine aynı şekilde zor dönemlerde hemen her sektöre ek kaynak ayıran, vergi indirimine giden kurumlarımız, söz konusu eğitim olduğunda kapıları kapatıyor.
Bu arada sınav sektörüne ve okul servislerine ayırılan para eğitimi iyileştirmek için kullanılsa, zaten hiç kimseye avuç açmaya gerek de kalmaz.
Asıl önemli olan, ayırılan kaynakların ne kadar doğru kullanıldığı!
Bu kaynakları doğru yönetsek, muhtemeldir ki o çok uzaklarda aradığımız en iyi okulu, en yakınımızda bulabiliriz.
Yakında yerel seçimler var.
Genel seçimde yapmadığımızı bu seçimde yapıp, siyasilerden ilimize, ilçemize, mahallemize en iyi okulları açmalarını isteyelim.
Hiç kimse çıkıp da “Bu belediyelerin görevi değil” demesin.
Eğer söz konusu hizmetse, eğitimden daha iyi hizmet olabilir mi?
En güzel okulları yaptılar ya da bu konuda kampanyalar düzenlediler de karşı çıkan mı oldu?
İle, ilçeye, mahalleye gelecek öğretmenler için lojman yaptılar da itiraz eden mi çıktı?
Her okulu spor tesisleri ve etkinlik alanları ile donattılar da ellerini tutan mı var?..
Bir belediye başkanı için “Ülkemizin en iyi okulları benim kentimde, benim ilçemde, benim mahallemde” demekten daha gurur verici ne olabilir ki!..
Sorun sistemde!
Yeni aldığınız bir elbise dünyanın en iyi ustalarının elinden çıksa da dar ya da geniş geldiğinde içinde rahat edemezsiniz.
Eğitim sistemleri de öyle bir şey.
Öğrenciyi ya da yaşamı yakalamayan bir eğitim sistemi, ‘harika’ da olsa sıkıntı yaratmanın ötesine geçemez.
Oscar’lı da olsa eğer size hitap etmiyorsa o filmin sonunu zor getirirsiniz.
Damak zevkinize uymayan lezzetler Michelin yıldızlı restoran şeflerinin elinden çıksa da o sofradan aç kalkarsınız.
Dünyanın ya da ülkenin en iyi öğretim kurumlarından mezun olup da çok sıradan, çok donanımsız ya da çok mutsuz kişilere fazlasıyla rastgelmişsinizdir.
İşte bu noktada önemli olan, bireye yönelik tercihleridir.
Bireylere, hele ki öğrencilere hoşlarına gitmeyen bir şeyi dayatmak yarardan çok zarar verebiliyor.
Dünyadaki yeni model eğitim arayışlarının bireysel tercihlere yönelik olması bu yüzden.
Her birey nasıl ki farklı ilgi, yetenek, birikim, deneyim ve hayale sahipse, ona verilecek eğitim de farklı olmalı ki eğitimi bir eziyet olarak değil kazanım olarak görmeli ve dört elle sarılmalı.
Sınav odaklı eğitim sistemlerinde, adayların en az yüzde 70’inin hayaline kavuşamayacağı daha en baştan bellidir.
Ne kadar başarılı olursanız olun, bu yarışın kazananları kontenjanlar kadardır!
Elinizden gelen her şeyi yapsanız da, yarışı en ön sıralarda bitirseniz de hayalini kurduğunuz mesleğe kavuşamazsınız, dereceyle mezun olsanız da eğer yeterli kontenjan yoksa iş bulamazsınız.
Bu yüzden de mutluluk getirmesi gereken eğitim ve diplomalar her kapıyı açan altın anahtar olmaktan çıkıp, size, sizi daha fazla mutsuz etmekten bir işe yaramaz gibi görünmeye başlar!
Dünyanın dört bir yanında milyonlarca genç bugün bu durumda. Söylemler de her yerde aynı:
Ne dediyseniz yaptık, en zor sınavları aşıp, en iyi öğretim kurumlarında öğrenim görüp en iyi diplomaları aldık ama bir iş bile bulamıyoruz. Onca mücadele bunun için miydi?
Çocukluğumuzu, gençliğimizi bu yüzden mi yaşamadık? Bir sınavdan çıkıp diğerine bu yüzden mi koşturduk? Onca zamanı, onca parayı bu yüzden mi harcadık?
Haksızlar mı?..
Bu soruları çok sorduk, sormaya da devam edeceğiz. Ta ki en iyiyi, en doğruyu bulana dek…
Özetin özeti: Eğitim bazılarımızın değil, hepimizin ortak sorunu. Herkes için iyi eğitim, doğru eğitim şart!..
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024