Dünyada zor olan çok şey var. Hele ki ortak paydalarda buluşmak ve özellikle de demokratik olgunluğa ulaşmak “en zor” olanlardan biri.
14 Mayıs’ta bir demokrasi şöleni yaşadık. Sandığa, huzur ve sükûnet içerisinde adeta koşarak gittik. Katılım oranımız tüm dünyanın ilgisini çekti. Olay çıkacak beklentisi içinde olanlar derin hayal kırıklığı yaşadı.
Aynı demokratik olgunluğu ikinci turda da göstereceğimizden hatta yeni bir katılım rekoru kıracağımızdan hiç kimsenin kuşkusu olmamalı.
Ortada sandık olduğu sürece gerisi teferruattır.
Seçimlerin biri gider, diğeri gelir. “Siyasette 24 saatte çok şey değişir” derler. Son seçimde buna bir kez daha şahit olduk. Yeter ki sabırlı olalım. Demokrasinin güzelliği burada.
Demokrasi konusundaki olgunluğumuz, emin olun diğer alanlardaki çıtamızı da yükseltecektir.
Klişe sözlerin altı doldurulacak, hamasetin yerini icraatlar alacaktır.
Nasıl ki eğitimde önce okula ulaşılabilirliği sağlayıp, sıranın kalitede olduğu noktasına geldiysek, demokraside de beklentilerimiz her seçimde çok daha farklı noktalara gelecektir. Bu noktada halkımıza ve onun sağduyusuna güvenelim, tercihlerini anlamaya çalışalım yeter.
Eğitimde de öyle değil mi?
Diploma diploma dedik, baktık ki artık o bir işe yaramıyor, şimdi ille de iş diyoruz.
Bir süre sonra iş bulmak da yetmeyecek, öğrenim gördüğümüz alanda bir iş istiyoruz ama bunun için daha iyi eğitim şart, önce bunu bize sağlayın noktasına gelinecek.
Öğrenim ücretleri ve kazanımlar söz konusu olduğunda ise eğitim kurumlarından beklentileri değiştikçe değişecek, bu değişimi sağlayanlar ayakta kalacak direnenler ise yok olup gidecek.
2.tur
İkinci tur birinci turdan çok daha önemli. Neden mi?
Görünen o ki halkımız Cumhurbaşkanı adaylarından çok daha fazla güvence istiyor. Seçimi ikinci tura bırakması bu yüzden.
Kılıçdaroğlu ve Erdoğan, dünü dünde bırakarak önümüzdeki süreyi çok daha iyi kullanmalı, bu kısa süreçte ciddi analizler yapmalı.
Sandığı doğru okuyan, doğru mesajlar veren, yaptıklarına ve yapacaklarına halkımızı inandıran ve en önemlisi de daha çok güven veren ipi göğüsleyecektir.
Yeni Cumhurbaşkanı, yarım ya da bir iki puanla değil çok daha büyük bir oy yüzdesiyle gelmeli ki kafalardaki soru işaretleri azalsın.
14 Mayıs’ta verilen mesaj çok net: Parlamento çoğunluğu konusunda tercihim Cumhur İttifakı’ndan yana ama “Cumhurbaşkanı sadece bir ittifakın değil tüm ülkenin Cumhurbaşkanı olmalı!..”
Bu mesaj eminiz ki fazlasıyla alınmıştır. İkinci tura yönelik tüm stratejiler de muhtemelen bu çerçevede oluşturulacaktır. Oluşturulmalıdır da.
Seçim sonuçları konusunda kabahatli arayanlar ise hiç uzağa gitmesinler, çuvaldızın en büyüğünü ilk önce kendilerine batırsınlar.
Umutlar tükenmemeli
Umutlar tükendiğinde bırakın seçimi, yaşamın bir tadı kalmaz.
Bu yüzden dünü dünde bırakıp sonraki seçimlere odaklanmak sanki en doğru olanı. O da tamamlandığında tıpkı bir önceki seçimde olduğu gibi memnun olanlar da olacaktır, istediği sonuca ulaşamamanın hüznünü yaşayanlar da.
Demokrasi tarihimiz bazı ülkelere göre çok yeni olsa da çok önemli ayrıntılarla dolu. Keşke her seçim öncesinde önceki seçimlere daha çok göz atabilsek. İşte o zaman sonuç ne olursa olsun bu kadar kaygılanmaya gerek kalmaz.
Şunu asla unutmayalım:
Siyaset bizi değil, biz siyaseti yönlendiriyoruz, tıpkı okurların medyayı yönlendirdiği gibi. Karar verici olan da her defasında çıtayı yükseltecek ve rolleri dağıtacak olan da hep sizlersiniz. Demokrasiyi vazgeçilmez kılan da bu değil mi? Elimizdeki gücün farkına vardıkça demokrasimiz daha da güçlenecektir.
Özetin özeti: Demokrasi kültürümüzün tıpkı katılımda olduğu gibi hemen her alanda dünyanın beğenisini kazandığı bir noktaya gelmesi, çocuklarımıza bırakacağımız en büyük miras olacaktır.
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024