Beşiktaş tarihinin en büyük krizi ile karşı karşıya. Hasan Arat’ın bıraktığı enkazın büyüklüğü, Samet Aybaba’nın hiç de yenilir yutulur olmayan açıklamaları, Beşiktaş’ı koşulsuz seven, taşın altına düşünmeden elini koyan tüm siyah-beyazlıları derin üzüntü ve korkuya sevk etmiş durumda. Üzüntüleri; Türkiye’nin spor alanında en eski Sivil Toplum Kuruluşu olan Beşiktaş’ın sıradanlaştırılması. Korkuları; üç büyük kulüpten biri olan Beşiktaş’ın göz göre göre kan kaybetmesi, yeni taraftar bulamaması ve en önemlisi “üçüncü büyük” seviyesine indirgenmesi...
Siyah-beyaz kadar net Beşiktaş sevdalıları bu kaos ortamından bir an önce çıkılmasını, tarihi kulübün hak ettiği kıskanılan günlerine hızlı bir biçimde dönmesini istiyor. Bu isimlerin başını da Yıldırım Demirören çekiyor. Dededen, babadan saf Beşiktaşlı olan eski başkan Demirören, “Acil olarak tüm Beşiktaşlılar çözüm üretmeli, kara bulutları dağıtmalıyız” diyor.. Dün Hüseyin Yücel ve arkadaşları istifa kararı aldıkları toplantıya gitmeden Fanatik Gazetesi Yayın Yönetmeni Yalçın Uygun, Hürriyet Gazetesi Spor Müdürü Mehmet Aslan ile birlikte patronumuz Yıldırım Demirören’i makamında ziyaret etik. Konumuz elbette Beşiktaş’tı. Biz, Beşiktaş’ın potansiyel başkan adayı konumundaki Yıldırım Demirören’e “Ne olacak Beşiktaş’ın hali, başkanlığa aday mısınız?” diye sormaya hazırlanırken, Yıldırım bey, “Beşiktaş nasıl bu hallere düştü inanamıyorum. Beşiktaş’ın gücü başkanıdır. Beşiktaş’ı delegenin seçtiği başkan ve onun yönetim kurulu yönetir. Başkan bırakırsa ekibi de birlikte bırakır. Beşiktaş geleneği, duruşu bunu söyler” diyerek konuya girdi.
"İÇİMİZ KAN AĞLIYOR"
“Ne düşünüyorsunuz, Beşiktaş camiası ne yapmalı” diye sorduğumuzda ise bizimle birlikte sohbete katılan oğlu Erdoğan Demirören ile yeğeni Sinan Oktay’ı göstererek, “Bizim ailemiz Beşiktaşlıdır. Beşiktaş ile yatar Beşiktaş ile kalkarız. Günlerdir hepimiz mutsuzuz. İçimizde maç seyretmeyenler bile var. Biz böyleysek Beşiktaş’ı karda çamurda yalnız bırakmayan taraftarın halini düşünemiyorum bile. Elbette her Beşiktaşlının gönlünde başkanlık yatar. Ama ben başkanlığa aday değilim. Bu onuru en güzel biçimde yaşadım. Ancak olan bitene de seyirci kalamam. Beşiktaş’ı sıkıntılı günlerinde yalnız bırakmak bizim Beşiktaşlı karakterimize uymaz. Beşiktaş’ın çok değerli akil insanları var. Eski başkanları, yöneticileri var. Onların da şu sıralar içi kan ağlıyordur, ben öncülük yaptım hızlı bir biçimde aksiyon alıp Beşiktaşımızı aydınlık günlere taşımamız lazım. Türk futbolu iki takımlı bir lige doğru gidiyor. Beşiktaş’ın başarılarıyla bunu izin vermemesi gerekir” yanıtını verdi.
Görünen o ki, Yıldırım Demirören dün itibariyle Beşiktaş’ın düzlüğe çıkması için düğmeye bastı. Bundan sonra ne olacak hep beraber göreceğiz, ama Demirören’in bu çıkışıyla Beşiktaş’ta yeni bir dönemin başlayacağına da kesin gözüyle bakabiliriz.