Turnuvanın başından sonuna kadar aynı şeyi söyledik, söyleyeceğiz. Böyle mücadele etsin bu takım, kazansa da kaybetse de, gurur duyarak izleyeceğiz.
Ufuk Sarıca’yı en baştan kutlamak gerek. Bu kadroyu, her türlü zorluğa karşın bu denli hazırlayabilmek, her şeyden öncesi de ‘gerçek bir takım’ haline getirmek kolay iş değildi, önce bunu başardı. Sahada yine birbirine yardım eden, saygı duyan bir takım vardı.
Belçika maçında oynadığımız basketbol, aslında bundan sonrası için de bir örnekti. Bu takım rakibi ısırmalı, yıpratmalı, göz açtırmamalı. O zaman öyle yakın ki başarı...
Rusya ve Sırbistan maçlarında belki fazla baskının da etkisiyle hata yapma korkusu zaman zaman frenlemişti bizi. Savunmada agresif gözüküyorduk ama yine de bu takımdan beklenen seviye daha da üstleriydi. Tüm oyuncuların bu takıma gerçekten oynamak için geldiğini bildiğimiz için, rakibi strese sokacak presler beklentimizdi.
Belçika maçına tam da öyle başladık işte. Kaybedersek gruptan çıkamayacağımızı bilmekti belki rakibe çılgınca saldırmamızın nedeni. Belçika’yı ilk yarıda 4 kez hücum süresinde potaya baktırmamak, 20 dakikada 9 top kaybı yaptırmak bu takımın asıl karakteriydi. Hücumda da sürekli potaya gitmek ilk stratejimizdi. Özellikle Cedi, rakip savunmayı koşularıyla delik deşik etti. Ekibimizin keskin şutörü Melih de kendisinin şutunu savunmak için dibine kadar giren rakibe karşı aklını kullandı, potaya giderek o da gerekeni yaptı. Maç sonunda rakibin ipini çeken üçlükleri ise zaten onun imzasıydı. Furkan Korkmaz’ın da kriz anlarında ona eşlik etmesi 60-60’tan sonra gelen 18-5’lik seride 15 sayıyı bu iki ismin üretmesi de dışarıdan gelecek katkının ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Belki Belçika’nın alan savunmasıyla bizi durdurduğu dakikalarda Melih 3 faulle kenarda olmasa, kilit daha kolay da açılabilirdi, 3. çeyrekte baskı daha az hissedilir, 10 dakikada 7 top kaybedilmezdi. Neyse ki bu anlarda Sertaç ile Erkan’ın kenardan gelip yaptıkları katkı, Barış’ın attığı 9 sayıyla beklentileri karşılaması bizi ayakta tutan detaylardı.
Oynadıkça biraz daha rahatlayacak bu takım, dün bunu ispatladı. Cedi, Melih, Semih, Furkan Korkmaz zaten çok hazır gözüküyor, dün Kenan da onlara eşlik etti. Kaybetme korkusu yaşamadan, mental olarak iyi durumda olması durumunda yine çılgınca saldırır bu takım ve Letonya’yı yener, benden söylemesi.