Ümit Avcı

Ümit Avcı

umit.avci@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Vesely ve De Colo gibi yıldızlarını dinlendiren sarı-lacivertli ekibin yorgunluğunu Beşiktaş avantaja çevirdi. Blackmon’ın 32 sayısına, gençlerinin müthiş mücadelesi eklenince siyah-beyazlılar 9 yıl sonra güçlü rakibini deplasmanda devirme başarısı gösterdi

ING Basketbol Süper Ligi’nde 17. hafta mücadelesinde Fenerbahçe Beko’ya konuk olan Beşiktaş, rakibini 92-83 yenmeyi başardı.
Euroleague’de çift maç haftasından çıkan Fenerbahçe Beko’da, Vesely ve De Colo gibi son dönemin formda ikili yabancı rotasyonunda dışarıda bırakılmıştı. Beşiktaş’ın gencecik kadrosunun en kıymetli parçaları olarak öne çıkan Alperen ile Şehmus ise maça 5 başlamamıştı ve ilk yarıda ikisi de çok az sahada kaldı. Ancak Alperen’in kenarda olduğu bölümleri Furkan ile çok iyi oynayan ve Ahmet’i de hem yıpratıp hem faul problemine sokan Beşiktaş, dışarıdan da Blackmon ile oyunda kaldı.
İlk çeyrekte 7’de 5 üç sayı isabeti bulan Fenerbahçe, Melih-Pierre ikilisi ile devreyi 42-35 önde bitirdi ama ikinci yarının hemen başında Ahmet’in 3, kısa süre sonra da 4. faule ulaşması Fenerbahçe için büyük handikap yarattı. Ulanovas’ın turnikeye giderken aldığı darbe sonrası kafasının yarıldığı pozisyonda faul çıkmamasına tepki gösteren Hamilton’ın da ikinci teknik faulle diskalifiye edilmesi sarı-lacivertli ekibin boyalı alanında kriz çıkardı.

Guduric handikapı
İlk yarıda yıpranmayan Alperen, önce Pierre’in 5 numara oynadığı bölümde, ardından 4 faullü Ahmet’e karşı, Furkan’ın da katkısıyla üstünlük kurdu. Onlara giden yardımları Blackmon iyi bir yüzde ile cezalandırıp, Beşiktaş takım halinde rakibinin üçlüklerine yanıt verince, kontrolü ele alıp öne geçmesi zor olmadı. Guduric’in ona yanıt verebilmek adına kontrolden çıkması Fenerbahçe’nin en büyük handikapıydı, Sırp yıldız Euroleague maçlarının tam aksi bir performansla sahadaydı.
Gencecik kadrosuyla müthiş işler başaran Beşiktaş’ta Ahmet Kandemir yorgun rakibine karşı ana rotasyonunu maç sonuna yüksek enerji ile taşımanın ödülünü alırken, ilk yarıda Furkan’ın takımını ayakta tutması da çok kıymetliydi.