Son şampiyon Burgos’a karşı savunma ile ayakta kalsa da hücumda çok aksayan, kritik anlarda yine ilginç hakem kararlarıyla karşılaşan temsilcimiz finali kaybetti ama kısa sürede kat edilen yol Pınar Karşıyaka için yakın gelecekteki kupanın habercisi gibiydi.
FIBA Şampiyonlar Ligi’ndeki temsilcimiz Pınar Karşıyaka, finalde karşılaştığı İspanya’nın San Pablo Burgos takımına 64-59 yenildi.
Sekizli finallerdeki ilk iki maçında yüksek tempolu takımlara karşı oynayan ve etkili savunmayla rakipleri aşağıya çekip kazanmayı başaran Kaf-Kaf, yine savunmada aynı başarıyı gösterdi ama bu kez daha sert takıma karşı oynamanın ve final stresiyle başa çıkamamanın sıkıntısını yaşadı.
Zaten oyunun kaderini belirleyen etkenlerin başında da son şampiyon Burgos’un kritik anlarda doğru kararlar vermesinin etkisi vardı. Maçın başından sonuna kadar yaşanan hücum sıkıntısında Taylor ve Henry’nin düşük yüzdesi kadar, hücumdaki pas temposunun aşağıda tutulması ve çözümün birebirlerde aranmasının da etkisi vardı. Yani çeyrek final ve final maçlarındaki hücum aklı ne yazık ki final stresinin altında kalmıştı.
Hal böyle olunca da M’Baye-Morgan ve Metecan’ın çabası, son çeyrek başındaki müthiş dönüş ile üstünlüğü ele geçirdiğimiz anların kısa sürmesine, hayalin ertelenmesine neden oldu. Final maçındaki performansıyla hayalkırıklığına uğrasak da Pınar Karşıyaka ile gurur duymamızı, geleceğe umutla bakmamızı sağlayacak nedenler de var! Ufuk Sarıca ilk Pınar Karşıyaka tecrübesinde de Avrupa finali oynamış, onda da son anda kaybetmiş ancak üstüne koya koya bu takımı Euroleague’e taşımayı bilmişti. 2. birliktelikte de kupa finali yaşandı, hem de kısa süre içinde. Devamı da gelecektir buna eminim.
Bu yıl kaçtı ama mutlaka gelecek İzmir’e kupa. Hem Türkiye’nin en uzun soluklu sponsoruna, hatta artık tek bir aile gibi düşünelim; Pınar-Karşıyaka ortaklığına hem Ufuk hocanın bu camiada yarattığı müthiş heyecana hem de basketbolla yatıp kalkan Karşıyaka taraftarına yakışacak o kupa....