Yeni bir jenerasyon, hazırlık sürecinde yaşanan sakatlık sıkıntıları, devşirme oyuncumuz Wilbekin’in elindeki sakatlık nedeniyle 1 hafta boyunca takımla sadece 1 idman yapması... Bunların hepsi Dünya Kupası için sıkıntı yaratabilecek detaylardı ama A Milli Basketbol Takımımız işi sıkı tutmanın ödülünü rahat bir galibiyetle aldı.
Dünkü oyunun ardından Japonya da kimmiş diye düşünülebilir belki ama onları maça hiç inandırmamak işi bu kadar kolaylaştırdı. Maç başında yaşanacak bir sıkıntı sonlarda başımızı çok ağrıtabilirdi ama ilk dakikadan itibaren ortaya konan performans onlara fırsat tanımadı.
Bu maç için önceliklerimiz savunma performansı ve rakibin temposunu düşürmekti. Hem ön alan baskısı hem de yarı saha savunması çok iyi planlanmıştı. Savunmada kapılan topları geçiş hücumlarıyla hemen potaya yollamak lazımdı, bunu da Ersan ve Cedi çok iyi yaptı. Bir de Melih’in şutörlüğü devreye girince, daha ilk çeyrekten Japonlar’a gereken mesaj yollandı. Her şeyin planlandığı gibi gitmesindeki başrol konsantre olmaktı, işi ciddiye almaktı. Bu yüzden tebrikler tüm ekibe, çünkü kenetlenmek şarttı.
Doğuş’un savunmadaki başarısı, Semih ile Sertaç’ın boyalı alanda rakibe ağır basması, Furkan’ın kendisinden beklenen skor katkısını kenardan gelip sağlaması ama en önemli noktalardan bir tanesi de sakatlıklar nedeniyle guard olarak kullanılan Buğrahan’ın bu görevi hiç sırıtmadan yapmasıydı. Ufuk Sarıca’nın, Wilbekin’i kullanmak zorunda kalmaması da bu maç için önemli bir artı. Çünkü, önümüzdeki maçlarda daha sağlıklı bir şekilde sahaya çıkacak Wilbekin guard rotasyonunu daha üretken yapmalı.
Böyle şampiyonalara iyi başlamak önemli. Ancak hedefi de doğru belirlemek gerek. Bir sonraki rakibimiz ABD ama bizim hedef maçımız bence Çekya ile olanı. Tabii ki ABD karşısında da bu ekip kazanmak için her şeyi yapacaktır, son ana kadar terini akıtacaktır ama Çekya galibiyeti bizi üst tura istediğimiz gibi taşır.
Bu arada bazı eksiklerimizi de görmemiz lazım. Öncelikle bundan sonraki rakiplerimiz Japonya kadar yumuşak olmayacaktır; millilerimiz 40 dakikayı sadece 4 serbest atış kullanarak tamamladı, bunlarda 1 isabet bulmamız da sıkıntı. Ribaunt konusunda da bu kadar rahat olamayız ama daha da önemlisi içeriyi biraz daha devreye sokmalıyız.
Sonuçta işler güzel başladı, güzel devam etmesi de bize bağlı. Haydi beyler, ‘Enerjisi Güzel Takım’ dedik size, o enerji bütün Çin’i sarmalı.