Haberin Devamı

Açık konuşmak gerekirse çok sevmem böyle başlıkları ama Kasımpaşa - Galatasaray maçını hatta belki de sarı- kırmızılılar açısından sezonun şimdiye kadarki bölümünü en net anlatan başlık bu!
Ligin ilk yarısında kendi evinde 3-3 berabere kalarak puan kaybettiği tehlikeli bir rakipti Kasımpaşa, Galatasaray için. Üstelik teknik direktörleri de cezasından dolayı tribünde yer alacaktı bu deplasmanda sarı- kırmızılıların.
İşte böyle önemli bir karşılaşmada henüz 12. dakikada Osimhen’in penaltı golü ile öne geçerek büyük bir avantaj yakalamasına rağmen neredeyse bütün defoları yine olduğu gibi gözler önüne serildi Cim Bom’un. Lemina'nın stoperlerin arasına çok fazla girdiği ve bu nedenle Torreira ile birlikte adeta iki altı numara ile oynayan ve Sara’nın da sakatlık öncesi performansından hâlâ çok uzak olmasından dolayı orta sahada üretemeyen sarı- kırmızılılar, defans arkasına da çok fazla adam kaçırdılar. Bu arada Lemina’nın iki önemli top kaybı yaptığını da belirtmeden geçmeyelim. Bunun dışında ileride yapılan yanlış tercihler ve vuruşlar, tamamlanamayan ataklar ve top kayıplarından dolayı çok fazla geriye koşmak zorunda kaldı Galatasaraylı futbolcular. Nitekim 32. dakikaya geldiğimizde Muslera’nın yaptığı kurtarış sayısı dördü bulmuştu. Öte yandan Kasımpaşalı futbolcuların Galatasaray ceza sahasında çok rahat bir şekilde topla adeta cirit attıklarını da ifade edelim.
Yukarıdaki paragrafta belirttiğim faktörler, ikinci yarının başlamasından kısa bir süre sonra iki gol olarak kendisini gösterdi Galatasaray kalesinde. Gerçekten de ikinci devrenin başlamasıyla birlikte sarı- kırmızılı kalede yoğun bir baskı kurdu Kasımpaşa. Sağdan soldan gelen toplarla Galatasaray kalesinin adeta ablukaya alınmasını bizim gibi izledi tribündeki Okan Buruk! Nitekim, “Görünen köy kılavuz istemez.” misali göz göre göre geldi ev sahibinin ilk golü. Ardından da yine yukarıda belirttiğim defolardan olan bir top kaybı, ki bu sefer topu kaybeden Torreira idi, Kasımpaşa’nın ikinci golü olarak buluştu Galatasaray fileleriyle.
Ancak yine de üç puan avuçlarının içine geldi sarı- kırmızılıların. Önce Davinson Sanchez’in kafa vuruşu ile gelen beraberlik ardından da Muslera’nın asistinde Osimhen’in kaydettiği galibiyet golü!
Her şeye rağmen büyük takım refleksini göstermiş ve destansı bir şekilde geri dönmüştü Galatasaray. Ancak her geçen gün gerileyen oyun ve oyuncu performansları ile başarısız sonuçların doğal olarak baş sorumlusu olan ve tribünde yer almasından dolayı sahadaki tüm sıkıntıları daha net görmesi gereken Okan Buruk çıktı sahneye! Orta sahada yaratıcı oyuncu eksikliğinden dolayı üretemeyen, bunun da etkisiyle Osimhen ile köprü kuramayan ve tüm bunlardan dolayı ileride top tutamayıp sürekli geri koşan Galatasaray’ın ihtiyacı olan kan Mertens’ti. Fakat Okan Buruk, onun yerine 65’te Ahmed Kutucu’yu sürdü sahaya. Tabii bu değişim çare olmadı yaraya.
Ancak asıl bombayı, 3-2 öne geçtikten sonra Eren Elmalı ve Lemina’yı oyundan çıkartıp yerlerine Cuesta ve Kaan Ayhan’ı alarak patlattı Okan Buruk! Akıllara zarar bir şekilde sol bekte görevlendirilen Cuesta, daha ilk pozisyonunda penaltı yaptırdı ve sarı- kırmızılıların avuçlarının içine kadar gelen üç puan uçup gitti...
Kafası karışık, panik halinde olan ve bunu da sahaya yansıtan Okan Buruk; ancak doksanıncı dakikada oyuna aldı Mertens’i! Geçen yazımda da belirttiğim gibi Nelsson’a yapılanın bir benzeri yapılıyor şimdi Mertens’e, bir kalemde üstü çiziliyor!
Fatih Terim, bu tür maçların son anlarında stoperleri sürerdi rakip kaleye. Donk’u bu şekilde çok kullanmış ve maç da kazanmıştı. Hatta bunu Semih Kaya ile de yapmıştı. Okan Buruk, hocasından hiç ders almamış olacak ki, tam tersini yapıp o panikle Abdülkerim Bardakcı’yı da çıkarttı oyundan. Oysa Abdülkerim, son dakikalarda hücum bölgesinde yüksek toplarda etkili bir alternatif olabilirdi. Ayrıca üçüncü bölgede Osimhen ve Abdülkerim ile boyu da uzardı Galatasaray’ın. Ama Okan Buruk, Abdülkerim’in yerine 1.71’lik ve hâlâ hiçbir verim alamadığı Yusuf Demir’i sürdü sahaya! Yusuf Demir’in nasıl bir kurtarıcı olacağını varın siz düşünün...
Galatasaray'da oyun ve oyuncuların performansları sürekli geriliyor. Takımda fiziksel ve mental anlamda büyük bir düşüş var. Bu durum sonuçlara da yansıyor. Elbette bu durumun baş sorumlusu Okan Buruk. Tabii bir de transferler var. Bu anlamda kulüp de iyi yönetilmiyor. Bir takım, kadrosunu güçlendirmek için transfer yapar. Galatasaray’ın transferleri ise kadroya giremiyorlar. Daha Jelert fiyaskosunu atlatamadan şimdi de Cuesta fiyaskosu. Ancak bu transferlerde yönetim kadar Okan Buruk’un da sorumluluğu bulunuyor. Hiç mi izlemedi bu oyuncuları? Yok, izleyip de beğendiyse artık bir şey diyemeyiz! Yoksa yapılamayan transferlerden sonra taraftarların transfer baskısından dolayı almak zorunda mı kaldı? Hiç almasa daha iyiydi! Sonuçta Okan Buruk’a yazar, Kasımpaşa maçı da bu süreçteki yanlışlar da...