Nefes kesen mücadele
Galatasaray – Trabzonspor karşılaşması; adına yakışır, nefes kesen bir mücadeleye sahne oldu. Bu anlamda iki takım oyuncularını da yürekten kutlamak gerekiyor.
Maça iyi başlayan sarı- kırmızılılar, her açıdan mükemmel bir golle öne geçmeyi başardılar. Bu golde Kaan Ayhan’ın Barış Alper Yılmaz’a gönderdiği top, Barış Alper’in o topu kontrolü ve Yunus Akgün’e aktarışı, Yunus’un Mertens’e harika bir şekilde verdiği ara pas ve Mertens’in gole dönüşen vuruşu gerçekten muhteşemdi.
Trabzonspor bu golden sonra oyunda daha etkin bir hale geldi. Bordo- mavililer, özellikle hücum bölgesinde rakiplerine fiziksel anlamda büyük bir üstünlük kurdular. Bilhassa Nwakaeme, Cham ve Banza çok etkili oldular. Bu etkili oyun da beraberlik golünü getirdi.
Galatasaray’ın bu gole Yunus Akgün’le verdiği cevap, tam anlamıyla gözlerin pasını siler nitelikteydi. Yunus bu sezon çok büyük bir aşama kaydetti. Kerem Aktürkoğlu’nun ayrılışının ardından sorumluluk alan Yunus Akgün, Kerem Aktürkoğlu’nun boşluğunu doldurdu ve onu aratmayacak bir performans sergiledi.
Yunus Akgün’ün hafızalardan uzun süre silinmeyecek bu golü de dindirmedi sahadaki futbol fırtınasını. Çok fazla gitgellere sahne olan, senaryosu anbean değişen karşılaşma; 3-3 ile girdi 90+8’ e ve o dakikada gelen golle son nefeste sahadan galip ayrıldı Galatasaray.
Galatasaray açısından daha derin bir incelemeye girersek kimi dakikalarda sergilenen etkili oyun kadar bireysel hataların da ön plana çıktığını belirtmek gerekir. Örneğin Trabzonspor’un ilk golü; Berkan Kutlu’nun üçüncü bölgede rakibe yolladığı taç atışı ve bunun neticesinde hızlı çıkan rakibin, onun boşalttığı alandan Cham ile yaptığı orta neticesinde geldi. Bu seviyede böyle basit hatalar kabul edilemez. Çünkü cezası çok ağır oluyor.
Keza Trabzonspor’un ikinci golü de buna benzer ciddi bir hata sonucunda geldi. Abdülkerim Bardakcı’nın ceza sahası sağ kanadında mücadele ettiği Banza’ya kaptırdığı top, bordo- mavililerin ikinci golü olarak Galatasaray filelerine gitti. Galatasaray gibi bir takımda oynayan bir oyuncu böyle hatalar yapmamalı. Abdülkerim Bardakcı’nın bu anlamda pozisyon bilgisi açısından da kendisini geliştirmesi gerekiyor.
Abdülkerim, Trabzonspor’un üçüncü golünde de Banza’nın topu Ozan Tufan’a indirmesini engelleyemedi. Ancak bu golde hatanın en büyüğünü VAR yaptı. Eren Elmalı’nın sol korner çizgisi civarında yaptığı orta öncesinde top çizgiyi geçmişti. Maçtaki yardımcı hakemler zaten evlere şenlikti! Ancak VAR’dakiler de mi topun çizgiyi geçtiğini göremediler? İnsan gerçekten inanamıyor ve söyleyecek söz bulamıyor. Yazık, gerçekten çok yazık!
Tabii burada Okan Buruk’un da ciddi anlamda hatalı olduğunu belirtmek gerekiyor. Nwakaeme, Jelert’e fiziksel anlamda çok büyük bir üstünlük kurduğu ve Galatasaray’ın sağ kanadını mekik gibi işlediği halde Okan Buruk; Jelert’i oyundan çıkartmak için skorun Trabzonspor lehine 3-2 olmasını bekledi. Nitekim Jelert çıktıktan sonra sağ beke geçen Sallai, fiziksel olarak Nwakaeme ile başa baş mücadele etti ve onun bu kanattaki üstünlüğünü sona erdirdi. Okan Buruk, Jelert’in Nwakaeme’nin resmen yarısı kadar olduğunu ve onu durduramadığını 59. dakikaya kadar göremedi mi? Sadece bu maç için söyleyemiyorum, Jelert büyük bir transfer fiyaskosu! Bu oyuncuya nasıl 9 milyon Euro verildi, anlamak mümkün değil!
Bu arada yukarıda eleştirdiğim Abdülkerim Bardakcı’nın, 90+1’de skor 3-3 iken Draguş’un Muslera’yı geçip kaleye giden vuruşuna yaptığı müdahale ile Trabzonspor’u 4-3 öne geçirecek mutlak bir golü önlediğini de belirtmeden geçmemek gerekiyor.
Galatasaray açısından eleştirilecek bir diğer konu da son vuruşlar ve son tercihlerdeki hatalar. Burada da özellikle Barış Alper Yılmaz’ın ön plana çıktığını ifade edelim. Bununla birlikte bu oyuncunun, geçen haftaki Sivasspor maçında futbol hayatını bitirecek sertlikte bir harekete maruz kalmasının ardından bu hafta tekrar oynayabilecek hale gelmesinden dolayı büyük bir takdiri hak ettiğini de ifade etmek gerekiyor. Tabii aynı takdiri, Galatasaray sağlık ekibine de göndermemiz gerekiyor.
Sarı- kırmızılıların hesabına pozitif olarak yazılacak en önemli konu ise vazgeçmemeleri. Ne mağlubiyeti kabul etti Galatasaraylı oyuncular ne de beraberliği. Hatta bu nedenle kalelerinde pozisyonlar da gördüler. Ancak bir şampiyon gibi son saniyeye kadar ısrar ettiler, direndiler. Sonuçta da büyük takım refleksi gösterip son dakika golüyle galip gelmeyi başardılar. Son golü Batshuayi atmadı belki ama o pozisyonun içerisinde olup rakibi hataya zorlayarak kendi kalesine gol attırması da önemli. Galatasaray eğer sezon sonunda şampiyon olursa bu maç, şampiyonluk yolundaki kırılma anlarından biri olacak.
Trabzonspor, puan tablosundaki yerine çok tezat bir mücadele ortaya koydu. Hatta belki de bu sezonki en iyi futbollarını oynadı bordo- mavililer. Kaldı ki Şenol Güneş, yine kadro zafiyetinden dolayı Lundstram’ın stoperde Serdar Saatçı’nın yanında oynatılması gibi farklı tercihler yapmak zorunda kaldı. Buna rağmen çok iyi bir oyun ortaya koydu Trabzonspor. Yukarıda da belirttiğim gibi özellikle Nwakaeme, Cham ve Banza çok etkili oldular. Elbette bunlara iki gol atan Ozan Tufan’ı da eklemeliyiz. Ve tabii ki, yaptığı kurtarışlarla maça damga vuran Uğurcan Çakır’ı da es geçmemeliyiz. Sonuç olarak Trabzonspor oyunu ve mücadelesi ile umut verdi. 90’da sakatlanıp çıkmak zorunda kalan Serdar Saatçı’nın yerine oyuna dahil
olan genç Ali Şahin Yılmaz’ın 90+8’de kendi kalesine attığı gol ile sahadan mağlup ayrıldı bordo- mavililer. Ama oyun olarak yenilmediler ve de dediğim gibi umut verdiler. Galiba dün geceki Trabzonspor’u en iyi şu cümle anlatıyor: “ Galiptir bu yolda mağlup! ”