Selçuk Dereli

Selçuk Dereli

selcuk.dereli@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’nun Fernandes’in cezasını iki maç olarak açıklaması kamuoyunda kafaları karıştırmıştı. Belki de sezon başından bu yana yaşanmış olan cezalardaki adaletsizlikler bunu tetiklemişti.
Fernandes olayında yapılan ceza açıklaması kamuoyunun algılamasını farklı noktalara yönlendirdi. Çünkü kamuoyu farklı biliyordu bu olayı.
Ne yapmıştı Fernandes? Rakip oyuncunun ayağına ciddi faullü bir hareket yaparak basmıştı. Bu müdahalenin karşılığı bana göre direkt kırmızı kart olması gerekirken hakem onu ikinci sarı karttan ihraç etti. Buraya kadar hakemin yaptığı uygulama aslında “eğri gemi doğru sefer” misali yerini buldu. Ancak asıl tartışma Fernandes’in bu kartı gördükten sonraki yaptıklarıyla başladı.
Fernandes kırmızıyı gördükten sonra hakeme agresif tavırlarda bulundu ve hakemin üzerine yürüyerek sportmenlik dışı eylemine devam etti. Kimileri “Fernandes hakeme küfür etti”, kimileri ise “tükürdü” dedi. Ancak hakemin raporunda bunların hiçbirisi yoktu. Oysa ki dün Milliyet gazetesinde çıkan habere göre Fernandes soyunma odalarının kapısını tekmelediği için temsilci tarafından rapora yazıldı ki o zaman verilen ceza doğrudur.

Haberin Devamı

Spor ahlakına uymadı!
Peki disiplin kurulundan yapılan açıklamada ne denmişti? “Aynı müsabakada BEŞİKTAŞ A.Ş. sporcusu MANUEL HENRIQUE TAVARES FERNANDES’in, ihraç sonrası sportmenliğe aykırı hareketi nedeniyle takdiren 1 RESMİ MÜSABAKADAN MEN CEZASI ile cezalandırılmasına, cezanın infazının çift sarı kart görmesi nedeniyle oynamaması gereken ilk müsabakayı takiben başlatılmasına.”
Yukarıda yazdığı üzere açıklamada sadece “sportmenliğe aykırı hareketi nedeniyle” şeklinde bir ifade kullanılmıştır. Sporcunun buradaki ihlali spor ahlakına uymayan davranıştır. O nedenle disiplin kurulu yaptığı açıklamasına sportmenlik dışı hareketinden değil spor ahlakına uymayan davranışları nedeniyle ibaresini mutlaka koymalıydı. Eğer bu ibareyi koymuş olsalardı bu tartışmalar olmayacaktı. O zaman raporda başka özel bir durum olduğu anlaşılacaktı. Kamuoyu sportmenlik dışı ibaresini görünce Fernandes’in sadece agresif tavırları nedeniyle bu artı cezayı aldığını düşündü.

Haberin Devamı

Kırmızı kart PFDK’dan
Futbol oyun kuralları kitabı futbolun anayasasıdır. Orada yazılı olanlar dahilinde maçlar yönetilip, kuralın ruhuna göre cezalar verilmelidir.
Bilindiği gibi oyun kuralları kitabında ‘sportmenliğe aykırı hareketin karşılığı sarı kart olmalıdır’ yazarken, disiplin talimatında bunun karşılığı ‘en az bir maçtır’ deniliyor. Yani oyun kurallarının ruhuyla çelişen bir durum var ortada. Dolayısıyla oyuncu ve taraftarlar buradan hareketle, bazı yanılgılara düşüyor ve lüzumsuz gerginlikler yaşanıyor.
Eğer sporcu sportmenlik dışı bir ihlal yapmışsa ona disiplin kurulu tarafından bir ihtar verilmeli, tekrarı olursa oyuncu müsabakadan men edilmelidir.
Düşünebiliyor musunuz? Bir oyuncu agresif hareketler yapınca hakemden sarı kart görüyor ancak PFDK’dan kırmızı kart. Bu durum çok büyük bir çelişki. O nedenle disiplin talimatındaki bu hükümlerin yenilenmesi ve güncelleştirilmesi elzemdir.

Haberin Devamı

Talimatlar yenilenmeli

Uzun süreli sakatlıktan dönen Beşiktaş’ın Portekizli yıldızı Ricardo Quaresma, rakibine yaptığı kasti hareket sonrası kırmızı kart gördü.

Futbolcu sahada hakem görmek istiyor
Bazı hakemler kötü maçlar yönetmeye, MHK de onlara ısrarla maç vermeye devam ediyor.
Fernandes ve Quaresma’nın ihraçlarında hakemlerin kötü yönetimlerinin yüzde yüz etkisi var. Sahada hakem olmadığı zaman futbolcular kendileri kesiyorlar cezayı.
Hakemler kötü yönetimleriyle futbolculara yapılan faulleri atlamaları neticesinde oyuncuların kontrolü kaybetmelerine neden oluyorlar.
Oyuncuların bu davranışları tabii ki kabul edilemez. Mazeretleri hiç olmamalı ve profesyonel olmak zorundalar elbette. Ancak bu, hakemlerin kötü yönetimlerinin bazı oyuncuları olumsuz yönde etkilediği gerçeğini ortadan kaldırmıyor.

Tutarsızlıkların bedeli ağır oldu
Mehmet Ali Aydınlar federasyon başkanlığı görevine geldiği günün hemen ertesinde kucağında şike olaylarını buldu.
Fakat Aydınlar görevde olduğu zaman zarfında maalesef gördüklerini çalamadı. Yani objektif kararları alamadığı gibi cesaretsiz davrandı. Kanaatle karar alma mekanizmasını kullanma fırsatı varken o hiç oralı bile olmadı. Fenerbahçe’nin bu olaylardan az hasarla çıkabilmesi adına futbolun etik değerlerini yok saydı. En sonunda Fenerbahçe’nin sürecin başından beri düşman ilan ettiklerine de çamur atarak ayrıldı.
Uzun zamandan beri yaptıkları yanlış uygulamalarla kimsenin TFF’nin hukuk ve adaletine de güveni yoktu zaten. Mehmet Ali Aydınlar, Lutfi Arıboğan ve İlhan Helvacı’nın açıklamalarındaki tezat insanların kafasında çok ciddi soru işaretleri bıraktı. Hangisi doğru söylüyordu? Belgeler sümen altı mı yoksa sümen üstü müydü? Sürekli karşılıklı ithamlar var hepsinin dilinde. Şunu, bunu açıklayacağım diyenler ise kırıla gidiyor...