Yerim dar, yazım kısa… Onun için kestirmeden yazıya başlamalıyım… Ligdeki yeri, kadrosu ne olursa olsun, bir takım yeni bir hoca ile ilk maçına çıkıyorsa, genellikle “saman alevi“ gibi parlıyor, karşısındaki güçlü rakibi karşısında beklenmedik bir sonuç alabiliyor… Fenerbahçe yeni hocası ile ilk maçına çıkan İstanbulspor’a bu şansı vermedi...
Jesus maçtan önce “antrenman yapacak zaman bile bulamıyoruz“ dedi… Doğru… Fenerbahçe‘nin oyuna başlangıcından bu yorgunluk zaten belli oldu… Kolay değil, Temmuz'dan beri sabah - akşam maç oynuyorlar…
İstanbulspor özellikle ilk 20 dakikada gücü yettiğince geldi… Ama her gelişinde Fenerbahçe‘nin meşhur ofsayt tuzağına yakalandı… İstanbulspor’un her atağında, Arao bir stoper gibi savunmanın göbeğindeydi ve her tehlikeyi önleyen adam oldu…
Arao, ikinci golde de fantastik pasıyla atağın ve golün başlangıcına imzasını attı… İrfan bu başlangıcın hakkını verdi… Gol vuruşu sanat eseri gibiydi... Ferdi önemli adam… Emre Mor, etkili çalımlarını kendi yarı alanında değil, rakip yarı alanda atmalı... Pedro hangi kaliteye sahip olursa olsun, günümüzün atletik futbolu bu kadar ağır oyuncuya şans vermez…
Batshuayi‘nin bu maçtan üç gol bir asistle çıkması kendi özgüveni ve takıma katkısı adına çok önemli… İstanbulspor maçında gördük… Fenerbahçe iki golcüyle oynayacaksa biri Batshuayi, diğeri Valencia olur...
Fenerbahçe‘de kaç maçtır Szalai çok kötü oynuyor… Ölümcül bir hata yapacağı belliydi… İstanbulspor iki golünde iki ölümcül hata birden yaptı… İkincisine kaleci Altay da ortak oldu… Fenerbahçe seyircisi Altay’la uğraşmayı bırakmalı… Altay’ın özgüveni neredeyse iflas etmiş… Bu tedirginlik İstanbulspor maçında çok açık kendini gösterdi…
Fenerbahçe‘nin tadıyla değil, bu defa adıyla kazandığı bir maç oldu… Zaten adı bile yetti, maçı beşledi… Buna rağmen; Fenerbahçe‘nin ciddi anlamda dinlenmeye ihtiyacı var… Rotasyon bile bunu saklayamıyor artık... Dünya Kupası arasına kadar olan iki haftayı kazasız - belasız atlatırsa, Jorge Jesus gibi bir ustanın elinde gerisi çok daha kolay olur...