Fenerbahçe “sıfır“ futbol oynadı, “sıfır“ pozisyon yarattı, doğal olarak “sıfır“ puanda kaldı… Yani halk dilinde derler ya “sıfıra sıfır, elde var sıfır“... İşte tam da öyle...
Fenerbahçe’nin çok kötü maçlarını izledim, çok farklı kaybettiği maçlara tanıklık ettim… Ancak yemin ederek söylüyorum, pozisyona girmeden bir maçı bitirdiğini ilk defa gördüm…
Perşembe‘nin gelişi çarşamba’dan bellidir misali, Fenerbahçe maça berbat bir başlangıç yaptı… Önde basardı, basamadı… Hızlı oynardı, oynayamadı… Rakip savunmanın arkasına top atardı, atamadı…
En önemlisi Jorge Jesus ile birlikte takımı sarıp sarmalayan, istek, coşku, hırs, takımdaşlık duygusu, hiçbiri yoktu… Fenerbahçe yürüyerek başladı, yürüyerek bitirdi… Yenik durumda bile hırslanamadılar, hızlanamadılar…
Fenerbahçe ile kim oynuyorsa ezberledi zaten… Kafayı kaldırıyorlar, savunmanın arkasına uzun top atıyorlar… Konyaspor da aynısını yaptı… Fenerbahçe daha Konya ceza alanına adımını atamamışken, Konyaspor bu uzun toplarla Fenerbahçe ceza alanı çevresinde tam altı defa ofsayta yakalandı…
Jesus‘un fantaziye bayıldığını söylemeliyiz… Elinde Alioski var, Ferdi var, zorlandın Novak var… Getiriyorsun Lincoln Henrique‘yi solbek gibi oynatıyorsun… Adamın yaratıcılığı var, tekniği var, son vuruş ustalığı var, hepsi çöpe gidiyor…
Fenerbahçe onbire onbir oynanan dakikalarda da kötüydü, bir eksik kaldığında da, iki takım on kişi kaldığında da… Böylesine az rastlanır, tam bir umutsuz vakaydı Fenerbahçe…
Valencia‘nın atıldığı pozisyonu hakem hocalarına sordum… Farklı görüşler var ama kırmızı diyenler çoğunlukta… Yapmasaydı, eline - koluna, ayağına - bacağına sahip olsaydı…
Ancak Valencia‘yı tahrik edip attıran Adil‘in günahı da az değil… Kendini öyle bir attı ki, iyi futbolculuğunun yanında iyi bir dizi oyuncusu olabilir… Allah’ın elinde sopası yok… Ekstradan 30 dakika daha oyunda kaldı, ikinci sarıdan kırmızı ile kendini saha dışında buldu… Her zaman olmuyor ama eden bulur dünyası bu…
Konyaspor, karşısında Fenerbahçe var diye ekstra bir iş yapmadı… Bilinen, ezberlenen futbolunu oynadı… Birden fazla atar mıydı, atardı… Ama Konya’da o kadar yavaş oynadı ki…
Konyaspor takımında sonradan oyuna giren yeni transfer İkpeazu, ağır ama etkili futbolcu… Kenarlara iyi sarktı, bir şutu da üst direkte patladı… Guilherme, benim için yıllardır bu ligin en iyi solbeki… İzleyip de kötü oynadığı bir maça henüz tanık olmadım…
Muhammed Demir‘in kafasından gelen maçın tek golünde, Bytyqi‘nin ortasında Peres öyle bir boşa çıkıp, öyle bir havaları dövdü ki, “baba evladına böyle bir ikram“ yapmaz…
Biraz da dönüp kendimizi eleştirelim… Fenerbahçe Adana’ya 4 attı ya gazetelerde günlerdir “Jorge Jesus mucizesi“ diye yağlamalar - ballamalar , tefrikalar…
Biraz durun, ağır olun, bu kadar gaz vermeyi bırakın… Gördük mucizeyi; Fenerbahçe bir pozisyona bile giremeden maç kaybetti...