Maç değil sanki macera filmi izledik. Fenerbahçe beklenen oyununun gerisinde kalınca, Karagümrük öngörülenden daha iyi başlayınca “gol dolu” bir başlangıç izledik. Üstelik bu başlangıç, bitime kadar devam etti.
Özellikle başlangıçta çok şaşırtıcı olan iki görüntü vardı. Birincisi; Fenerbahçe savunmasının inanılmaz dağınıklığı ve adam kaçırması... İkincisi; Karagümrük’ün yürekli bir anlayışla önde Borini ve Kouassi ile deparlı oyunu...Hani “Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir” misali, daha ilk on dakika içinde, Szalai çok da rahat pozisyonlarda olmasına rağmen arka arkaya üç topu kaleci Altay’a oynayınca, Fenerbahçe savunmasında bir gariplik olacağı sanki belli oldu.
İşin ilginç yanı, Fenerbahçe savunmasında bir gariplik değil, çok gariplikler oldu. Önce Crespo’nun golüne bir alkış gönderip, daha güçlü bir alkışı Borini golüne gönderelim. Önüne açışı, Gustavo Henrique’den sıyrılışı süperdi.
Sonra bu golün yanlış adamlarına bakalım. Colley’in geliştirdiği atakta Lincoln Henrique çok önde kaldı. Kademesine giren Szalai çok kolay çalımı yedi, Borini’yi kontrol eden Gustavo Henrique neredeyse taca çıktı. Bu kadar zincirleme yanlış yaparsan, golü yemen kaçınılmaz olur.
Dahası; sağda Osayi Samuel, Kouassi’ye sürekli uzak kaldı, yakın oynamadı. Belki de, “Kouassi gibi hareketli oyuncudan çalım yerim” korkusu ile hep “gölge markaj” yaptı.
Fenerbahçe savunmada bu yanlışları yaparken, hücumda Emre Mor ile Pedro “sıfır noktasında” oynadı. Ne rakibe basabildiler, ne organize bir atak yapabildiler. İlk yarı bittiğinde; sahada alışılmışın dışında bir Fenerbahçe ile Karagümrük takımı vardı.
İkinci yarıda değişen bir şey olmadı. Fenerbahçe gitti, Karagümrük geldi. Fenerbahçe attı, Karagümrük attı. Szalai ve Gustavo Henrique ilk yarıdaki hataları yapmaya devam ettiler. Gustavo hatasında penaltı, Szalai hatasında dördüncü Karagümrük golü geldi.
Fenerbahçe yatıp kalkıp Crespo‘ya dua etsin. Bir futbolculuk değil, en az üç adamlık oynadı. Öyle olmasa Fenerbahçe bu maçı kazanamazdı. Jorge Jesus’un inadı yüzünden Fenerbahçe maçın tamamına yakınını dokuz kişi oynadı. O iki kişilik eksiği Crespo tamamladı.
Fenerbahçe niye 9 kişi oynadı? Joao Pedro ve Emre Mor hiç ama hiç yoktu. İki adamın “sıfır” çeker, hocan inat edip çıkartmazsa, maçın tamamına yakınında oynatırsa olacağı budur; ecel terlerini dökersin.
Karagümrük için kullanılacak tek şey; “galip sayılır bu yolda mağlup” olmalı... Takımın tümüyle çok iyi ve çok yürekli oynadılar, mükemmel mücadele ettiler.
Jorge Jesus büyük hoca, kabul... Ama büyük hoca diye her yaptığını doğru kabul etmek zorunda değiliz. Fenerbahçe bu maçta puan kaybetse, geri dörtlünün akıldışı hatalarından önce, Jorge Jesus’un inadına o puanları kaybetmiş olurdu.
Jesus büyük hocasın, ama senden büyük “futbol” var. Futbolla bu kadar inatlaşma...