27.04.2025 - 08:00 | Son Güncellenme:
Süper Lig'in 33'ncü haftasında Gaziantep FK sahasında konuk ettiği ve ilk yarısını 1-0 önde kapattığı Fenerbahçe’ye ikinci yarıda yediği goller ile 3-1 mağlup oldu.
Karşılaşma sonrası spor yazarları sarı-lacivertli ekibi değerlendirdi.
Fenerbahçe’ye yakışan budur / Halil Özer (Milliyet)
Koca sezon bu maçla bitebilirdi. Ama bitmedi.
Fenerbahçe çok zorlu bir maçı ikinci yarıdaki futbolu ve doğru müdahalelerle almayı başardı. İlk yarı resmen faciaydı. Hatırlanmaması gereken bir ilk yarı...
Ne top tutabildiler, ne doğru dürüst pas verebildiler, ne organize olabildiler, ne pozisyon üretebildiler.
Oysa farklı bir on bir vardı. Böyle olunca bir heyecan beklersin. Ama o da yok. Golü yiyinceye kadar uğraştılar. Ve yediler. Sonra, Fenerbahçe lütfen toparladı. Daha hakim olmaya başladılar. Durağanlıktan üretken olmaya geçtiler.
Talisca’nın, serbest vuruş topundan sonra İrfan Can iki tane yüzde yüz kaçırdı. Hem de sol ayağına gelen toplar. Bir de Dzeko...
Geçen hafta da böyle oldu. Her geleni yiyiyorlar, ama atamıyorlar. Peki nasıl kazanacaksın?
Ama tabii şu var. Geçen haftaki beraberlik belli ki çok etkilemiş. Sahaya benzini biten araba gibi çıktılar. Bu her hallerinden o kadar belliydi ki... Yoksa bu futbolun nasıl açıklaması olabilir?
Enteresandır, sahada İrfan Can dışında itiraz eden, isyan eden oyuncu yok.
Hakem zaten facia. Yardımcı hakemler keza öyle. Hakkını arayan yok. Sadece İrfan orada. İşte Türk oyuncular bu yüzden önemli. Ve Mourinho bunu sezon boyunca anlayamadı.
Dün ilk kez duran oyunu hesap ettim. Bakayım ne olacak diye? Ben 7 dakika tuttum. Hakem 2 dakika uzatma verdi. Muhtemelen saat tutulmadı, salladı.
2. yarı ise bambaşka bir Fenerbahçe vardı. Mourinho çift forvete dönünce pozisyonlarda gelmeye başladı. Portekizli teknik adam, akıllı bir kararla İsmail’i oyundan çekti, En Nesyri’yi aldı. Hal böyle olunca da ev sahibi takımın dengesi bozuldu.
Her topu Fenerbahçe almaya başladı. Tabii Talisca’nın orta alana çekilmesi, pas trafiğinin kalitesini de arttırdı. Fred daha çok sahne almaya başladı. Kısacası Fenerbahçe ağır bir üstünlük kurdu.
Bir gol milimle ofsayt oldu. Bir pozisyonda ise Dzeko’ya öyle bir penaltı yapıldı ki, hem hakem hem VAR resmen uyudu. Kör göze parmak batırmak gibi bir pozisyondu. Verdiği penaltıya sesim çıkmıyor. O da surata bir Osmanlı tokadı. Ama o pozisyon benim ciddi şekilde kafamı kurcaladı ve midemi bulandırdı.
Sonuç olarak Fenerbahçe, ilk yarı değil ama 2. yarıdaki etkili ve kendine yakışan futbolla maçı söktü aldı.
Rakip öyle kolay bir rakip değil. Ligin en bela takımlarından birisi. Ve üstelik, Fenerbahçe ligi daha bitirtmemeye kararlı.
Ama geçen hafta büyük bir yara aldığı da ayrı bir gerçek...
5 dakikada hayale devam / Cem Dizdar (Fanatik)
Ülkedeki hakim anlayış genellikle o haftalarda sahada olmayanın teknik ekip tarafından bilinçli olarak takıma alınmadığını, almayanın futbolu bilmediğini kendilerinin ise ‘ordinaryüs’ olduğunu vaaz eder. Nihayet geçen hafta adları çeşitli mecralarda sıkça yazılan İrfan Can Kahveci, Oğuz Aydın, İsmail Yüksek ile Yusuf Akçiçek birlikte sahada. Ancak ilk 30 dakika Fenerbahçe sahada değil! Öyle ki, 10 milyon Euro değerindeki Antep ile sahadaki 90 milyon Euro değerindeki Fenerbahçe’nin ilk yarıda ‘rakip ceza saha içinde topla buluşma’ istatistiği 12’ye 11 ev sahibi lehine. Üstelik Antep 1-0 önde.
Beri yandan ilk devre boyunca iki takım oyuncularının çoğu ‘performans ölçümü’nde vasata dahi ulaşamamış görünüyor. Yine de ikinci devreye İsmail Yüksek ile Youssef En Nesyri’yi değiştirerek başlayan Fenerbahçe golü buluyordu. Fenerbahçe’yi değerlendiren yorumcularının çoğunun ideal ikili gördüğü Dzeko ve En-Nesyri ‘yarı ofsayt sistemi’ne takıldılar ama ardından VAR incecik bir penaltıda uyardı ekrana bakan hakem de hükmü verdi. Önce Talisca penaltıyı attı ardından İrfan Can’ın yerine giren Tadiç kornerden Dzeko’nun ‘ince görmesi’ni sağladı!
Antep esasen ilk devre de ortalıkta pek yoktu ama Fenerbahçe ‘görünmez’ olunca onlar var gibiydiler. Ancak 4 dakikada 3 gol yiyerek aslında sahada olmadıklarını da göstermiş oldular. Elbette bu durumu bir önceki hafta verilen kartlara bağlayacaklar olacaktır ama o zaman da 9 eksikle İstanbul’a gelen Kayseri’nin yaptığını açıklamak zor olur... Sonuçta maçta pek matah şeyler olmadı ama Fenerbahçe rahat kazandı ve puan farkı yine 2’ye düştü. Bu akşam Eyüp’ün yapacaklarını beklemeye koyuldular elbette ama kontrol hala Galatasaray’da. Belki yarın maç bitimi yeni bir gelecek hayal edebilirler!
Şipşak bitirdiler / Faik Çetiner (Fanatik)
Mourinho geçen haftaki beraberliğin faturasını oynayan oyunculara kesmiş ki, Gaziantep maçına 8 değişiklik ile çıktı. Kayserispor maçında forma giyen Skiniar, Fred ve Talisca dışındakiler kulübeye dönmüşlerdi. Sakat olan Amrabat ve Maximin (çok arandı) zaten kadroda yoklardı. Mourinho sadece ilk 11’i değiştirmemiş, 4’lü defanstan yine 3’lüye dönmüş, Oğuz Aydın’ı sağa, Kostiç’i sola monte etmişti. Maça ev sahibi çok hızlı ve istekli başladı, pozisyonlar buldu. İlk 15 dakika dolmadan Maxim’in şık golü gelince Fenerbahçe’nin aklı ve ayakları karışmaya başladı. Gaziantep iyi baskı yapıyor, rakibine geniş alanlar bırakmıyordu. Sarı Lacivertliler golü genelde duran toplardan arıyorlardı. Bu yarıda Talisca’nın frikik atışını Burak köşeden çıkartıp, alkışı alıyordu.
Fenerbahçe devreyi geride kapatınca Mourinho sarı kartlı İsmail Yüksek’i dışarı alıp En Nesyri’yi sahaya sürüyordu. İkinci yarıda ev sahibi anlaşılmaz bir şekilde geriye yaslanınca oyun tek kale maça döndü. Önce En Nesyri penaltı kazandırdı, Talisca eşitliği sağladı. Sonra Mourinho hamleler yaptı. Tadiç ve Szymanski’yi oyuna aldı. Ardından Tadiç’in kornerine Dzeko ayak koyup takımını öne geçirdi, bu golden hemen sonra Fred şahsi gayretiyle attığı golle işi bitirdi. Fenerbahçe’nin 3 golü 4 dakika içinde gelmişti. Yani maçta işi ‘Şipşak’ bitiriverdi. Bu galibiyetle Fenerbahçe zirve yarışına ‘devam’ dedi. Alınan galibiyet şüphesiz Mourinho’ya da nefes aldırdı. Şimdi bizleri heyecanlı bir 5 hafta daha bekliyor.