Konya’da Hollanda gibi bir devi üç golle yendik. Bunun adı bir zaferdi. Tam sevinmeye, zaferi kutlamaya hazırlanırken Dağlıca’dan 13 şehit haberi geldi. Sevincimiz kursağımızda kaldı. Dün ise maçtan önce teröristler yine canımızı yaktı. 95 kayıp verdik. Maçın 2-0’lık galibiyeti bizi ne kadar mutlu etse de yine sevinemedik. Bu maçın tadını çıkaramadık. Bizim canımızı yakan, Türkiye’yi birbirine düşürmeye kalkanları Allah’a havale ediyorum.
Maça gelince; Fatih Terim tecrübeli bir teknik direktör. Hiçbir zaman en ufak bir kuşkumuz olmadı. Terim’in olduğu bir takım 2016 Avrupa Şampiyonası’na gitmek için şansını sonuna kadar zorlar. Önce Hollanda galibiyeti, dün gece de Çek Cumhuriyeti zaferi bizi şanslı duruma getirdi. İzlanda’dan son maçta alınacak bir puan bize play-off oynatacak.
Çek’ler önünde 62 dakika kontrollü bir futbol oynadık, risk almadık. Fatih Terim’in son hamlesini yapmasını bekledik. Çünkü, Terim kalitesinde bir teknik direktör Çek Cumhuriyeti’nden bir puan alalım, İzlanda’yı nasıl olsa Konya’da yenerim diye düşünmez. Ve nitekim, Selçuk’un penaltı golünden sonra sahada bambaşka bir Türkiye vardı. Sonradan oyuna giren Volkan Şen, Gökhan Töre ve Mehmet Topal, takımımıza hücumda tempo kazandırdı. Çok gol pozisyonuna girdik. Gökhan Töre’nin harika pasına Ozan Tufan biraz dikkatli olsa skor 3-0 olacaktı. Mehmet Topal kaleye vurmak yerine topu Gökhan Töre’ye verse müsabaka 4-0 bitecek.
Bu neyi gösteriyor biliyor musunuz. Millilerimiz artık özgüvenlerini kazandı. Onlar bizden daha çok Avrupa Şampiyonası’na gitmek istiyorlar. İzlanda maçında da bir terslik olmayacak. Eminim son maçımızda da galip gelip, üç puan alacağız. Ama play-off karşılaşması rakip kim olursa olsun çok zor geçecek. Çek’ler karşısında oynadığımız futbolun çok üstüne çıkmalıyız. Arda Turan’ın oynaması milli takım için çok büyük bir kazanç. Çocuk kendi takımında oynamamasına rağmen yine de sahada takımımızın lideri. Sonuçta bu sıkıntılı ortamda bizi biraz mutlu eden milli takımımıza ve Fatih Terim’e teşekkürler.