İnanın üzülüyorum. Futbolumuzda her gün bir kaos çıksın diye bir şeyler konuşuluyor veya yapılıyor.
Büyük bir depremi yaşadık. Canımız çok yanıyor. Gaziantep ve Hatay’da futbol oynanması mümkün değildi. Bu iki güzide takımımız da Süper Lig’den çekildi. Ligin ilk yarısı oynandı, bitti. İkinci yarı için federasyon bu takımlarla fikstürde hangi takımımız eşleşirse ona oynamadan üç puan yazılacak şeklinde adaletli bir karar aldı. Buna rağmen daha hala ‘play-off oynansın’ diyenler var.
Şayet ligin bitmesine 10 hafta filan kalsa başka tartışmalar olabilir. Ama ligde ilk yarı oynanmış, ikinci yarı başlarken bu felaketi yaşadık. Burada haksızlığa uğrayan takım yok. Diyebilirsiniz ki ben deplasmanda oynadım, rakibim İstanbul’da oynadı. Buna da artık itiraz edilmeyecek şu ortamda.
Geçen yıl Rusya-Ukrayna savaşı çıktı. Euroleague oynanıyordu. Rus takımları bu ligden çıkartıldı. Rus ekiplerine karşı içeride, dışarıda kim oynadı ve ne puan aldıysa bunlar geçersiz denildi. Ve hatırlayın burada Fenerbahçe Beko mağdur oldu. Euroleague’de play-off’lara katılamadı. Şu an futbolumuzda böyle bir ortam yok. Adaletsizlik de yok. Liderin 15 puan altındaki takımla play-off oynaması doğru bir şey olur muydu? Bana göre esas adaletsizlik o zaman olurdu.
TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin bu konudaki düşüncelerini doğru buluyorum. Başka bir karar alınmış olsaydı esas o zaman federasyonun başı çok ağrırdı.
Ben iyi bir takım kurmuşum. Teknik direktörüm bütün sorunlu futbolcuları parlatıyor. Türkiye üstü futbol oynuyorum. Devre arasında çok iyi transfer yapıp takımımı güçlendiriyorum. Ne yapacağım, bir de bana play-off mu oynatacaksın? Saçma sapan bir şey olurdu. Bereket bu olaya federasyon, fazla dallanıp budaklanmadan kesin kararını vererek son noktayı koydu.
Avcı tarihe geçti
Geçen sezon Süper Lig’in şampiyonu Abdullah Avcı’nın Trabzonspor’uydu. Sezonu iki kupayla kapadı. 38 yıl sonra gelen şampiyonluk kolay bir şey değil. Trabzonluların heyecanını hepimiz gördük. Bu sezon ise şampiyon takımdan ayrılanlar, yerine gelenler takım olarak aynı başarıyı yakalayamadı.
Cornelius, Nwakaeme, Djaniny gibi isimlerin yeri dolmadı. Orta sahada Hamsik sakatlıktan kurtulamadı. Visca da sakatlıkla boğuşuyor. Bakasetas geçen seneki formunun çok uzağında. Son gol kralı Umut Bozok isteneni veremiyor. Abdülkadir maçlara ağırlığını koyamıyor. Bunun için de Avcı takımını geçen seneki çizgisine bir türlü çıkaramadı ve taraftarın tepkisiyle karşılaştı.
Futbolda böyle şeyler oluyor. Ama ne yaptı? O da ikiletmedi. ‘Madem beni istemiyorsunuz, ben de ayrılıyorum’ diyerek istifa etti. Dilerim Trabzonspor’a gelecek hoca Abdullah Avcı’dan daha başarılı olur. Ama bu futbol, istediğin her şey olmayabiliyor. Önemli olan burada camia ile kırgın ayrılmamak... Avcı da iz bırakarak bordo-mavililerle yollarını ayırdı.
MHK’ye bravo
MHK Başkanı Lale Orta’yı kutluyorum. Genç hakemlere daha çok görev veriyor. Kadın hakemleri dördüncü hakem olarak maçlara atıyor. Farkındaysanız hakemler eskisi gibi tartışılmıyor. Evet genç hakemler de ufak tefek hatalar yapıyor ama bu hataların hepsi masum hatalar.
Halil Umut Meler parladı. Türkiye’nin en iyi hakemi oldu. Arda Kardeşler, Zorbay Küçük, Mete Kalkavan daha adaletli maç yönetiyor, hata yapmamaya çalışıyorlar. Burada MHK Başkanı’nın dikkat etmesi gereken tek şey, Ali Palabıyık gibi yıpranmış, Galatasaray-Fenerbahçe maçlarında ortalığı birbirine katmış hakemlere artık görev vermemesidir. VAR hakemleri de görevlerini daha güzel yapıyorlar. Resmen adalet dağıtıyorlar. Orta hakemler görevlerini doğru yaparak adalet dağıtınca, VAR hakemlerinin de çizgisi yükseliyor. Temennim MHK’nin böyle devam etmesi.