Kolay değil, Fenerbahçe, Süper Lig’in en iyi takımlarından... Onunla deplasmanda oynuyorsun. 50 bin sarı-lacivertli taraftar karşısında maçı, hem de üç farklı kazanmak gerçekten büyük bir başarı...
Okan Buruk takımını karşılaşmaya çok iyi hazırlamış. Rakibi de çok iyi analiz etmiş. Hücumda görev alan Kerem, Mertens, Rashica ve Barış Alper’in müthiş baskısı, çabukluğuyla ev sahibi ekibe hata yaptırarak mücadeleyi kazandı. Muslera, Nelsson ve Abdülkerim üçlüsü sıfır hatayla oynadı. Hele kaleci Muslera çok önemli kurtarışlar yaptı. Nelsson ve Abdülkerim çabuk, isabetli hamleleriyle takımlarını rahatlattılar. Sacha Boey ve Rashica sağ çizgide devamlı ileri ve geri yaparak o koridoru sürekli kapadılar.
Sol tarafta Kerem de hücumdaki vazifesini mükemmele yakın yaparken, sol bek Dubois’e de kendi defansına gelerek hep yardım etti. Boey çok özel bir topçu. Şu an hiç düşünmeden hırsı, çabukluğuyla Avrupa’nın en iyi sağ beki diyebilirim. Dubois ise Van Aaanholt’un formsuzluğundan mecburiyetten sol bekte oynadı. Görevini yapmaya çalıştı, çok da hata yaptı.
Orta sahada Berkan ve Oliveira, Fenerbahçe ataklarında kesiciliklerini mükemmel yaptılar. Oliveira hücumdaki yeteneklerini de gösterdi. Hem iyi top dağıttı, hem de ilk goldeki isabetli vuruşuyla da takımını öne geçirdi.
Galatasaray’da oyundan düşen, mücadele etmeyen tek isim yoktu. Sonradan oyuna giren Midtsjö, Icardi ve Yunus rakip takımın gol aradığı dakikalarda takımına direnç getirdi. Midtsjö orta sahada resmen savaşırken, Yunus sakatlıktan dönmesine rağmen müthiş bir tempoyla Cim-Bom’a büyük katkı sağladı. Icardi ise uzun zaman sonra 25 dakika da oynasa, ‘Ben çok büyük futbolcuyum, golcüyüm’ görüntüsünden hiç bir şey kaybetmemiş, Kerem’e ikinci golün pasını verdi, üçüncü golü de müthiş tekniğiyle ve isabetli vuruşuyla kendisi attı.
Maçı özetlersek; Galatasaraylı futbolcular ve teknik direktör Okan Buruk maça daha çok konsantre olmuşlar ve daha çok kazanmak istediler. Her topu kovaladılar. Rakip futbolcuları hiç boş bırakmadılar. Sahada bir bütün olarak hareket ettiler.
Karşılaşmanın kazanılmasında hocanın en büyük artısı, iki santrfor Icardi ve Gomis’i kulübede oturtup, Barış Alper ile maça başlamasıydı. Barış Alper fiziği, çabukluğuyla Fenerbahçe savunmasının dengesini bozdu. Sarı-kırmızılılar sakatların dönmesiyle, Yunus ve Barış’ın parlamasıyla eski gücünü yakalamış. Bu kaliteli kadroyla bundan sonraki maçlarda çok daha iyisini yapabileceklerinin sinyalini verdiler.